Her ne şartta olursa olsun rakamsal bir hedefe ulaşmak mıdır aslolan yoksa yaşama kattığın değer mi? ‘Sen hangi ülkede yaşıyorsun’ diyenleri duyar gibiyim! Evet, ülkenin gerçekleri her an, hepimizin önünde. Farkında olmamak imkansız! Neredeyse terminolojinin değiştiği, kibarlığın eziklik, yan yollara sapmamanın, erdemlere bağlı olmanın aptallıkla eş tutulur hale geldiği bir coğrafya artık burası.

Süleyman Seba, “şerefli ikincilik” aforizmasını bugün ortaya atsa, efsane başkan olarak anılmayı bir kenara bırakın çoktan ‘loser’ ilan edilmişti bile!

Ülke böyleyken futbolu da farklı olacak değil elbette! Aslı itibarıyla bir eğlence olması gereken bu keyifli oyunu, Türkiye’de bambaşka bir kimlikle izliyoruz yıllardır.

Fenerbahçe ile Galatasaray arasına iki kutuplu bir hal almış, sezon boyunca gollerden çok açıklamaların konuşulduğu, hakemlerin başrolü kimseye bırakmadığı, ‘bitmez’ denilen ligin de genelde Galatasaray’ın şampiyonluğu ile kapandığı boğucu bir tiyatro var karşımızda.

Daha da acısı, bu ülkenin çocukları tarafından kahramanlaştırılan futbolcuların artık kanıksanan tavırları.

Kendini yere atıp takımına penaltı kazandıran büyük futbolcu! Rakibin eksik kalmasını sağlayan idol… Öne geçtiği oyunda yere yatarak maçı bitirmeye çalışan zeki!

Teknik adamlara gelince! Yeni bir şey denemeye cesaret eden, oyuna bir güzellik katmaya çalışan, sözün özü Mevlana’nın dediği gibi “Düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” yaklaşımına sahip birileri neredeyse yok gibi!

Uzun süredir ne kadar bütçeyle yola çıktığı, oyuncularına ne kadar para ödediği, Avrupa’ya gidip gitmeyeceği konuşulan Göztepe’nin adı ‘süper’ ligimize kattığı değer tam da burada aslında.

Ne mutlu ki Göztepeli çocukların ‘sahte kahramanları’ yok sahada!

Kendini yerden yere atan, aklının bir yarısı sürekli sahtekarlığa çalışan ‘şişirme yıldızları’ alkışlamıyor bu şehrin çocukları!

“Kazan, nasıl olursa olsun kazan” dayatması yerine yeşil zemine yeteneği ve emeği kadar ahlakı da koyan bir onurlu felsefeyi örnek alıyor Göztepeli çocuklar.

Ahlaksız bir zaferi, onurlu bir kaybedişe tercih etmemeyi öğreniyor…

Çamura bulanmış bir futbol iklimine ahlak tohumları ekiyor Göztepe. ‘Başka türlü kazanamazsın’ diye sıradan hale getirilen tüm pisliklere kırmızı kart gösteriyor…

Ve inanın ki bu bana, Göztepe’nin ligi hangi sırada bitireceğinden çok daha fazla gurur veriyor.