Türkiye ekonomisinin son dönemdeki en önemli gündem maddelerinden biri olan hanehalkı borçluluğu ve kredi kartı kullanımındaki kontrolsüz artış, düzenleyici kurumları harekete geçirdi. Sıkı para politikası çerçevesinde kredi musluklarının kısılmasına ve harcamaların frenlenmesine yönelik atılan adımlara rağmen, bazı bankaların sistemi delen uygulamalara başvurduğu ortaya çıktı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), yaptığı incelemeler sonucunda, bazı bankaların müşterilerin gelirlerini yasal sınırların üzerinde göstererek kredi kartı limitlerini usulsüz bir şekilde artırdığını saptadı. Bu durum, sadece yasal bir ihlal olmakla kalmıyor, aynı zamanda tüketicileri aşırı borçlanma riskine sokarak finansal istikrar için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Tespit edilen bu usulsüzlükler üzerine BDDK, tüm bankalara sert bir uyarı yazısı göndererek, mevzuata aykırı hareket eden kurumlara karşı tolerans gösterilmeyeceğini ve ağır yaptırımların kapıda olduğunu net bir dille ifade etti.

KKM'de tarihi çözülme hızlandı
KKM'de tarihi çözülme hızlandı
İçeriği Görüntüle

Mevzuat ne diyor: Limit gelirle sınırlı

Bankacılık sektörünü düzenleyen temel yasalardan biri olan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik, kart limiti belirleme sürecini net kurallara bağlıyor. Bu yönetmeliğe göre, bir banka, müşterisine ilk kez kredi kartı verdiğinde toplam limit, belgelenebilir aylık net gelirinin iki katını aşamaz. Müşterinin düzenli ödeme alışkanlığı kazanması ve bankayla bir yıllık bir ilişki kurmasının ardından ise bu limit, aylık net gelirin dört katına kadar yükseltilebilir. Bu kuralın temel amacı, tüketicilerin ödeme kapasitelerini aşan bir borç yükü altına girmelerini engellemek ve sistemik riski kontrol altında tutmaktır. Ancak BDDK'nın son tespitleri, bazı bankaların bu temel kuralı sistematik olarak ihlal ettiğini gözler önüne seriyor. Bu durum, hem bireylerin borç sarmalına girmesine yol açıyor hem de bankaların kredi portföylerindeki risk oranını tehlikeli bir şekilde artırıyor.

'Hayali gelir' oyunu nasıl işliyor?

BDDK'nın radarına takılan usulsüzlüğün temelinde, "hayali gelir" yaratma pratiği yatıyor. İddialara göre, bazı bankalar, daha yüksek kredi kartı limiti tahsis edebilmek için müşterilerin gelir bilgilerini, onların bilgisi veya onayı olmaksızın sistemlerinde yapay olarak yükseltiyor. Birçok müşteri, mobil bankacılık uygulamalarına giriş yaptıklarında, daha önce beyan ettikleri gelirin çok üzerinde rakamların sisteme girilmiş olduğunu fark ederek şaşkınlık yaşadı. Bu yöntemle bankalar, yasal olarak gelirinin dört katı limitini aşamayacak bir müşteriye, gelirini kağıt üzerinde iki veya üç katına çıkararak mevzuatı dolanmış ve çok daha yüksek limitler sunmuş oluyor. Bu durum, özellikle bankaların agresif büyüme ve pazar payı kapma hedefleri doğrultusunda, risk iştahı yüksek bir rekabete girdiklerini gösteriyor. Müşteriler için anlık bir kolaylık gibi görünse de, bu uygulama orta ve uzun vadede kontrolsüz harcamalara ve içinden çıkılması zor bir borç batağına zemin hazırlıyor.

BDDK'nın uyarısı net: Hileye ağır ceza

Usulsüz uygulamaların yaygınlaştığına dair artan şikayetler ve yapılan tespitler üzerine BDDK, proaktif bir adım atarak bankacılık sektörüne yönelik sert bir uyarıda bulundu. Bankalara gönderilen resmi yazıda, müşteri gelir düzeyinin tespitine ilişkin usul ve esasların açık olduğu hatırlatıldı. Yazıda, müşterilerin gelir beyanlarında hileli artışlar yapılması veya belgelendirilemeyen gelirlerin dikkate alınması gibi uygulamaların yasalara aykırı olduğu ve bu tür faaliyetlerde bulunan bankalara karşı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde idari ve para cezaları da dahil olmak üzere her türlü yasal işlemin yapılacağı vurgulandı. Bu uyarı, BDDK'nın sadece kural koyan değil, aynı zamanda bu kuralların uygulanmasını sıkı bir şekilde denetleyen bir otorite olduğunu ve piyasadaki disiplini sağlamak için gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceğini gösteriyor.

Tüketiciyi ve sistemi koruma hedefi

BDDK'nın bu hamlesinin arkasında iki temel amaç yatıyor. Birincisi, finansal okuryazarlığı düşük veya harcama kontrolü zayıf olan tüketicileri, bankaların agresif pazarlama stratejilerine karşı korumaktır. Ödeme gücünün çok üzerinde limitlere sahip olan tüketiciler, kolayca borçlanma tuzağına düşebilir ve bu durum aile bütçelerinde onarılması zor hasarlara yol açabilir. İkinci ve daha makro bir hedef ise finansal istikrarı korumaktır. Kredi kartı borçluluğundaki kontrolsüz bir artış, takipteki alacak oranlarını yükselterek bankaların bilançolarını zayıflatabilir ve sistemik bir riske dönüşebilir. Özellikle Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadele ettiği ve para politikasında sıkı bir duruş sergilediği bu dönemde, tüketim harcamalarını körükleyecek bu tür usulsüzlüklerin önüne geçilmesi kritik bir önem taşıyor. BDDK'nın uyarısı, hem bankalara disiplin getirmeyi hem de hanehalkı borçluluğundaki tehlikeli gidişata bir "dur" demeyi amaçlayan stratejik bir müdahale olarak değerlendiriliyor. Önümüzdeki günlerde, kurumun bu konuda yapacağı denetimleri sıkılaştırması ve usulsüzlük tespit edilen bankalara yönelik somut yaptırımları açıklaması bekleniyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ