Bugün köşem; Tarih Baba Heredot’un “Onlar kentlerini, yeryüzünün en güzel gökyüzü ve ikliminde kurdular” dediği Foça’nın Yenifoça beldesinden;
Benim gibi Yenifoça'ya aşık, ikameti de yine benim gibi Yenifoça olan, burada da benim gibi oy kullanan 46 yaşındaki Değer Belgin’in mektubundan.
Son günlerde gündem olan Foça Belediyesi’nin Yenifoça’daki uygulamaları üzerine düşüncelerini aktarmış mektubuyla Belgin.
Buyrun; “Olmamış abiler, ablalar; maalesef olmamış. Yine güzel bir iş yapalım derken, ipin ucunu kaçırmışsınız. Yine birilerini mutlu etmek için; birilerini ekmeğinden, birilerini de zevkinden etmişsiniz.
‘Plajlar halkındır’ sonuna kadar doğru ve haklı bir söylem! Evet abi, plajlar bizimdir... Ben tapusu her hangi bir işletmeye ait olmayan bir deniz ve yine tapusu ona ait olmayan bir plaj için kimseye para ödemek zorunda falan değilim. İşte tam da bu yüzden halk plajı var zaten, dileyen herkes yararlanabilsin diye. Aslına bakarsanız çok güzel kanunlarımız, kurallarımız falan da var, ama uygulayan yok! Bütün sorun da bu teori ile pratiğin birbirini tutmamasından kaynaklanıyor işte. Hadi butik oteli bile bir derece anlarım da; bakkalı ve dondurmacısı bile halka ait halk plajında para ile şezlong şemsiye kiralamaya kalkarsa, birileri de çıkıp ‘hayırdır, ne oluyor’ der, kimse de kusura bakmasın.
Ama plajı boşaltıp halka açmakla, şemsiyelerin rengini boyamakla da bir plaj, ‘halk plajı’ olmuyor maalesef. Düzenli temizliğini yapmak, cankurtaranını koymak, güvenliğini sağlamak, denetimlerini gerçekleştirmek, tuvalet / duş gibi ihtiyaçlarını sağlamak zorundasın. Var mıydı mesela bu Kurban Bayramı'nda nüfusu 10,000'leri aşan beldendeki halk plajı için bir önlemin? Denize giren 1000'lerce insan için sadece gece pazarının girişindeki 4 tuvalet harici bir yatırımın? Bayramda bedava olan İZBAN ile evinden 5 kuruş harcamadan plaja kadar elini cebine atmadan gelen 10 kişilik erkek grubuna karşı var mı bir önlemin? Kamyon kasasına doluşup gelen, karşımdaki parka ya da evimin bahçesine tuvaletini yapan günübirlikçilere karşı ne yaptın/ yapmayı düşünüyorsun mesela? Geçtim kadını-kızı, erkeğe bile hallenircesine bakan ve 2 kelime Türkçe bilmeyip senin kültürüne, örfüne, adetine tamamen yabancı Afgan'ına, Pakistan'lısına, Suriye'lisine karşı canla-başla çalışan ve sayısı 1 elin parmağını geçmeyen jandarmayı rahatlatmak ve elini güçlendirmek için böyle özel günlere dair bir alternatif önerin ya da icraatın?
Her şeyi dayatamazsınız, bazı şeyleri insanların tercihine bırakmalısınız... Tüm sahil şeridini işletmelere veremeyeceğin gibi, tüm sahil şeridini "herkese" de açamazsın! Ben sevgilimi/karımı/kızımı her haftasonu kavga çıkan, herkesin her şekilde rahatca küfredebildiği, sövdüğü ve iç çamaşırı ile denize girdiği ortamlara göndermek zorunda değilim! Seçeneğim; askeriyenin arkasındaki koylar ya da Yenifoça - Eski Foça arasındaki beach'ler olmamalı. İpini koparanın giremeyeceği, 70 yaşındaki annem ve babamla soluklanıp bir çay içebileceğimiz çardaklar ve onun çalışanlarının gözetimindeki altı üstü 10 metrelik gölgesinde dinlenebileceğim ve denize girebileceğim alanlara da ihtiyacım var benim. 30-35 yıllık hukukumuzun olduğu esnafın olduğu mekana güvenle gönderebilmeliyim sevdiklerimi, her yer herkese açık olmamalı, tercih hakkı sunmalısınız insanlara. Ben belki sessiz bir palmiye gölgesi istiyorum... Belki arkadan hafif müzik sesi gelen ve şezlongunda güneşlendikten sonra taşlığında okey oynayabileceğim bir mekan istiyorum...
Burunucu Haylazz - Semerci arası yeni düzenleme teoride çok doğru bir hamle. O yol yürüyüş yolu; gündüzü ayrı, gecesi ayrı bir güzel. Gece pazarı, lokmacısı, bebek pusetiyle gezeni, bisiklete binen çocuğu, sabah yürüyüşü/koşusu yapanı ile o hat herkesin, o deniz herkesin! Ama Semerci ve Marina arasındaki masaları kaldırmanın mantığı yok! Kurunun yanında yaş da yanmış, olmamış! 4 ay çalışıp, 8 ay boyunca o 4 ayda kazandığı ile geçinen esnafa haksızlık yapılmış. O yol ne yürüyüş yolu, ne de oradan denize giriliyor. 1 hafta öncesine kadar kıyıdan hem yürüyebiliyorduk, hem denize karşı oturup nefeslenebiliyor ve misafir ağırlayabiliyorduk, hem de gerektiği hallerde araçlar dahi geçebiliyordu. Şu an kimliğini kaybetmiş o güzelim sahil hattı, Yenifoça'yı Yenifoça yapan en önemli unsurlardan birisi yok edilmiş(...)
Şöyle denize karşı bir kahve içmek, balıkçı teknelerine ve iyot kokusuna nazır içki yudumlamak; Veli Usta'dan, Orfoz'dan, Eray'dan alınmış, o hak 40 yıllık esnaf yerine 4 aylık marina yatırımcısına ve sermayeye verilmiş gibi algıladım ben bu yeni durumu... Doğrudur, yanlıştır ama benim kişisel görüşüm budur! Sevgiler.”