Yine ormanları yaktılar...
Adrasan, Olympos...
Alev alev yandı.
Çevre köylerdeki evler yandı... 7 hane damsız kaldı.
İnsanlar hep ağladı.
Köydeki amcanın ahırında 40 koyun ve kümesinde tavuklar vardı, yandı. Telef olmadı onlar. Öldüler.
Senin gibi, insan gibi...
Ormanda kirpi, tavşan, kaplumbağa, yavru kuşlar, ağustos böcekleri falan hep öldü...
Senin gibi, insan gibi...
Seni yaksam nasıl acı çekeceksen onlar da öyle acı çeke çeke öldü.
Ormanın da canı var... Hep yandı.
O uğursuzlar yaktılar.
Diyorlar ki sebebi tam bilinmiyor, herhalde seracılar atıkları yakarken kaza oldu vs.
Hayır biz biliyoruz.
O uğursuzlar, insan-doğa sevmeyip sadece betona tapan fetişistler yaktı.
Birilerine yine otel, ev falan lazım demek...
Son evleri, yaptıkları son iş olsun.
Döktükleri son beton,yaktıkları son orman olsun.
Bu uğursuzlar, arsız.
Ne versen doymuyorlar.
Deniz kenarı, orman... Buralardan nefret ediyorlar.
Akıllarını parayla, betonla bozmuşlar.
Bu uğursuzlar.
--------------------------------
Biz kim? Konfor ne?
Tabii ya biz nasıl milletiz ki öyle konforlu hizmetler alalım.
Bizim her şeyimiz çetrefilli.
İnsan evladı gibi yaşamak bize haram.
Baktılar ki metro Üçkuyular'a kadar geliyor ve hemen oradan da kolayca Çeşme ve Urla'ya ulaşım sağlayan araçlara biniliyor... Hoppp! İptal ettiler garajı...
Otobüsün bile işlemediği bir yere attılar...
Ki şöyle keyifli keyifli eziyet çekelim.
Var mı öyle metroya bin, hemencecik garajda in, sonra pıt diye Çeşme otobüsüne bin, Urla minibüsüne kurul, vakitlice gideceğin yere ulaş...
Yok arkadaş...
Sen Türk vatandaşı değil misin?
Eziyet çekeceksin eziyet. Fıtratın da var senin...
Helal olsun İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne... Hemen fark etti bu edepsizliği...
Ve anında gitti garajı İnciraltı'na attı... Otobüs motobüs de yok bize, haydi oradan...
Hazır metronun da ulaştığı eski garaj yerine AVM dikildiğinde, oraya gideriz artık... Serinlemeye.
--------------------------------
Açık hava WC'si!
Bir tebrik de benden Çeşme Belediyesi'ne...
Ilıca Büyük Plajı biz nasıl korusak diye düşünürken onlar o metruk büfeleri, tuvaletleri de yıkıp plajı tam bir açık hava WC'sine döndürdüler.
O güzelim plajın kıymetini bilmeyip arkalarında çöplerini, çocuklarının pis alt bezlerini, karpuz kabuklarını, bira şişelerini bırakan günübirlikçiler, tuvaletlerini de denize yapsınlar diye plajdaki işletmeleri kaldırdılar.
Dediğim gibi zaten hepsi pislik içinde dökülen yerlerdi. Ama yine de tuvaletleri falan iyi kötü kullanılıyordu.
Yerlerine yeni bir proje üretilseydi, bu güzelim plaj kurtarılsaydı diyeceğim de, kime diyeceğim...
CHP'li belediye başkanlarının bazıları onlara atılan oyların, ne yazık ki alternatifleri olmadığından verildiğini biliyorlar galiba.
Bu yüzden hemşehrilerini sevmiyor, intikamlarını onların hayatını zorlaştırarak alıyorlar.
Aldıkları akıl dışı kararların başka bir izahı yok çünkü.