CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. Toplantının sona ermesinin ardından Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, basın açıklaması yaptı.

Yücel, 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenleri anarak, “Tedbirsizlik ve depreme hazırlıksız olma hali son bulmadıkça, binalar fenni kaidelere göre inşa edilmedikçe ve denetlenmedikçe, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle hareket edilmedikçe, bundan sonra yaşanması muhtemel depremlerde can kayıpları vermeye devam edeceğiz. Deprem toplanma alanlarını ranta açan, imar affının ve dirençsiz kentlerin mimarı AKP iktidarında deprem, olağan bir ölüm sebebi haline geldi. Oysa bilimsel çalışmalar ışığında alınan tedbirlerle can kaybı dahi yaşanmayabilir. Ancak kolay yolu seçen, depreme kader diyen AKP iktidarının bu zihniyeti en az deprem kadar tehlikeli. Kader değil ihmal ve denetimsizlik sonucu yaşadığımız can kayıplarının acısı dinmiyor" dedi.

Deniz Yucel-13

İkinci el otomobil piyasasında hareketlilik: İşte ortalama fiyatlar ve güncel tablo
İkinci el otomobil piyasasında hareketlilik: İşte ortalama fiyatlar ve güncel tablo
İçeriği Görüntüle

Yücel, şunları kaydetti:

“Kara para aklayanıyla, mafyasıyla, uyuşturucu baronuyla, sahte diplomalılarla bir oldular, işçinin, emekçinin alın terinin karşılığını yandaşa aktararak iri oldular, mühürsüz oy pusulalarıyla, geleceğin cumhurbaşkanını Silivri’de tutsak etmekle, haksız, hukuksuz, talimatlı yargılarıyla diri olacaklarını zannediyorlar. Ama olamayacaklar. Millet iradesinin sandıkta tecelli ettiği ilk gün, tarih olacaklar. Bunu elbette en net şekilde mutfağın yangınından, sokağın isyanından biliyor ve görüyoruz.

İşçiyi, emekçiyi, emekliyi, çiftçiyi, esnafı, toplumun her kesimini bir kuru ekmeğe muhtaç bırakan AKP iktidarı 86 milyonluk yoksullar ordusu yaratan iktidar olarak tarihin tozlu raflarında yerini alacaktır. Er ya da geç, korktukları bu sondan kaçamayacaklar. Bakın, yılbaşından bu yana asgari ücrette Macaristan, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya’nın üzerindeydik. Ancak ocak ayında zammın verildiği gün 708 euro olan asgari ücretimiz, Temmuz’da ara zam yapılmaması kararı alan iktidar yüzünden, 558 euroya kadar gerileyerek bu dört ülkenin gerisine düştü. Asgari ücretliye 22 bin 104 lirayı reva görüp ’ara zammı aklınızdan bile geçirmeyin’ diyenler o koltuklarda oturamaz. Emekliye 16 bin 881 lirayı reva görüp insan onuruna yaraşır bir yaşam hakkı tanımayanlar o koltuklarda oturamaz. Açlık sınırı 26 bin, yoksulluk sınırı 86 bin lirayken ve milyonlar açlık sınırı altında yaşıyorken o koltuklarda oturamazsınız.

Memur Ve Emekli Memur Icin Geri Sayim Basladi Hukumet Ve Sendikalar 1830Da Gorusecek 17555260713570"AKP, ülkeyi gıda krizinin eşiğine getiriyor"
Türkiye Avrupa ülkeleri arasında yüzde 45 ile gelir adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülke konumundayken o koltuklarda oturamazsınız. Vergiyi yoksuldan toplayan iktidar, bir kesimi vergilerden muaf tutarak gelir adaletsizliğinin en temelini oluşturuyor. Yoksuldan topladığı vergiyi, zengine faiz geliri diye veren iktidar, gelir adaletsizliğini daha da derinleştiriyor.

Memur Pl8HOECD üyesi 38 ülke arasında milli gelirine oranla en az sosyal harcama yapan iki ülkeden biri Türkiye. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 21,2 iken Türkiye'de devletin sosyal harcamalarının milli gelire oranı yüzde 10,4. Halk yoksulluğu iliklerine kadar hissediyorken Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan çıkmış hissedilen enflasyon açıklaması yapıyor. Vatandaşın aklıyla alay eder gibi. ‘Arabanızı her sene yenilemediğiniz için oradaki enflasyon düşüşünü hissetmiyorsunuz’ diyor.

"Komik ücretleri reva göremez"
AKP’ye göre enflasyon işine geldiğinde bir duygu durumu, işine gelmediğinde de acı bir gerçek. Çarşıya, pazara, manava gidecek yüzü olmayan AKP iktidarı, halkın hissettiği enflasyonu da halkın yaşadığı gerçekliği de anlayamıyor.

Emekli Ikramiyesi Icin Bayram Heyecani 500 750 Ya Da 1000 Tl Zam Mujdesi 40519

Memurlar bugün emeklerini yok sayan sözde zam teklife karşı iş bırakma eylemi yapıyor. Enflasyon yüzde 60'ın üzerinde. İktidarın 2026'da kamu çalışanlarına teklifi ise yüzde 10 + yüzde 6. Lütfetmişler bin lira da taban aylığına artış önermişler. Akılları sıra emekçiyle, emekliyle dalga geçiyorlar. Ama sandık gelince bu iktidarla çalışanlar öyle bir dalga geçecek ki, neye uğradıklarına şaşıracaklar.

Bir sözümüz de masada tüm memurları temsil ettiğini söyleyen ancak her 10 memur ve memur emeklisinden 2'sini temsil eden Memur-Sen'e. ‘Kamu işvereni’ diye bir tabirle Erdoğan'ı ve AKP'yi sorumlu değilmiş gibi gösteren tavrınıza artık son verin. Sizin ‘kamu işvereni’ diyerek sevimli göstermeye çalıştığınız AKP iktidarını memurlar hiç de sevimli bulmuyorlar. Bir kez daha vurgulayalım. Size bu teklifi getiren de sizinle dalga geçen de AKP iktidarı. Tepkinizi doğru yere yönlendirmekten korkmayın. AKP iktidarı da hem ekonomi uçuyor masalları anlatıp hem de bu komik ücretleri kamu çalışanlarına ve memur emeklilerine reva göremez.

Tokmak Asliye Hukuk Mahkemesi 1280X720"Hukuk, adeta can çekişiyor"
AKP yargısının hukuk katliamı tam gaz devam ediyor. Savcılar adına pazarlık yapan, nüfuz ticaretine soyunmuş özel yetkili avukatlardan sonra şimdi de ‘Cumhurbaşkanlığından bana hediye geliyor’ mesajı veren avukatlar türedi. Bir yandan yargı içerisinde kurulan İBB borsası rezaleti. Diğer yandan ifade değiştirip serbest kalması karşılığı tutuklu iş insanı Murat Kapki’den 2 milyon dolar talep eden eski AKP MKYK üyesi bir avukat. Adalet terazisini yerle bir eden AKP’nin talimatlı yargısı elinde hukuk, adeta can çekişiyor.

AKP yargısının dalga dalga yayılan operasyonları, önceden kurgulanmış kötü bir senaryonun hayata geçirilmesidir. Milletimizin büyük çoğunluğunun inandığı gibi bu operasyonlar hukuki değil siyasi kararlarla yapılan operasyonlardır. AKP yargısının seçilmişlere zulmü, bize bir milim geri adım attırmadı, attıramayacaktır. Bu zulmün farkında ve karşısında olan halkımız, Beyoğlu Belediyesi önünde toplanarak muhteşem bir halk dayanışması örneği sergilemiş, sergilemeye devam etmektedir. Bu mücadeleyi halka karşı savaşanlar değil halk için savaşanlar kazanacak. Bu mücadeleyi sosyal belediyecilik anlayışıyla yönetilen CHP'li belediyeler ve onun halkçı belediye başkanları kazanacak.

Chp Li Yucel Den Bakan Memisoglu Na Yenidogan Cetesi Tepkisi"Zoru görünce parti değiştirenler, ilk seçimde hak ettikleri cevabı alacaklardır"
Belediye başkanlarını tehdit edip, parti değiştirmeleri halinde operasyonlardan muaf tutulacağı vaadiyle siyaseti en alçak seviyelere kadar düşürenler, tehdit ve şantaj ile kazanamadıkları belediyelere çökenler, bu halkı her yeni güne şafak operasyonlarıyla uyandıranlar, bunun hesabını elbette sandık geldiğinde verecekler. Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin oylarıyla 4 dönem belediye başkanı seçilip, zoru görünce parti değiştirenler, ilk seçimde hak ettikleri cevabı alacaklardır. Çünkü parti değiştiren bir kişi, sadece partisine ihanet etmemiştir. Kendisine oy veren, kendisini seçen seçmene de ihanet etmiştir. Kendi küçük sanal dünyasında yaşayan bir avuç kötüye karşı mücadelemiz güçlenerek devam ediyor. 19 Mart hukuk darbesinin ardından ortaya çıkan her yeni gelişme, yargıyı içine soktukları o kokuşmuş düzeni daha fazla açığa çıkarıyor. İktidarını ilelebet sürdürmek için her yolu mübah sayan bu çarpık anlayış tel tel dökülüyor.

Yücel Bakanlar Üniversitelerde Siyasi Propaganda YaptıSanıyorlar ki, istifa edince her şey unutulacak. Sanıyorlar ki CHP kadroları bu hukuksuzlukların, rezaletlerin peşinden gitmeyecek. Yok öyle yağma. İBB Borsasının üzerine gideceğiz. Bakın birileri tarafından himaye edilmeden bu işler yapılamaz. İBB borsası skandalıyla ilgili, biri 3 hafta önce, diğeri geçtiğimiz hafta olmak üzere 2 kez HSK’ya başvuruda bulunduk. Somut olaylarla ilişkilendirilen delillerin ibraz edildiği bu şikayetler hakkında HSK bugüne kadar ne yapmıştır? Her zaman olduğu gibi Adalet Bakanı yine ‘Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsız’ diye açıklama yapıyor. Anlıyoruz onun da işi zor. Reis izin vermedikçe tavır alamıyor. Elbette böyle etkisiz ve yetkisiz bir bakanın ‘yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı’ için mücadele etmesini beklemiyoruz. Ancak bir ülkede bu kadar yargı skandalı, yargı tacizi, yargı terörü yaşanırken, Adalet Bakanının kalkıp da ‘Yürütülen adli soruşturmalar üzerinden manipülasyon yapmak, yargı mensuplarını hedef almak CHP'ye ve genel başkanına hiçbir şey kazandırmaz’ gibi içi boş, hiçbir anlam ifade etmeyen açıklamalar yapması pişkinlik değil de nedir?

"Diyanet İşeri Başkanı, israf ve şatafatın sembolü haline geldi"
Lüks makam araçları ve otel tatilleriyle hafızalarımıza yerleşen, israf ve şatafatın sembolü haline gelmiş Diyanet İşleri Başkanı, 3 haftadır cuma hutbelerinde kadınların büyük mücadelelerle edindikleri haklarını tırpanlayıp yok edecek açıklamalar yapıyor. Önce kadınlara kıyafet dayatmasına bulundu, sonra kadınların tatil yapmasını eleştirdi. Anlaşılan çocuklarının gezdiği ülke sayısını sosyal medyasından paylaşan, BMW arabasına şiirler yazan kızını hutbenin dışında tuttu.

Diyanet BaşkanSon olarak kadınların miras hakkına karıştı. Kadın ile erkek eşittir, bunu tartıştırmayız. Buna karşı çıkanın da alnını karışlarız. Talimatlı yargıçlarıyla yargıyı, RTÜK eliyle medyayı dizayn eden AKP, Diyanet eliyle toplumun yaşam tarzını dizayn etmenin derdinde. Dini öğütlerle topluma ışık tutmak yerine AKP iktidarının borazanlığını yapan Diyanet, AKP tarzı yaşam tarzını halka dayatıyor. Halkın açlıkla savaşı umurlarında değilken kadınların erkeklerin yarısı kadar miras hakkına sahip olmalarına kafayı takmışlar. Bu arada Özlem Çerçioğlu'na da hayırlı olsun. Bir kadın olarak bundan sonra bu zihniyetin himayesinde siyaset yapacağını yeri gelmişken hatırlatmakta fayda görüyoruz. Artık kadın seçmenlere Kuşadası’nda, Didim'de denize mayoyla bikiniyle girmemeleri gerektiğini mi anlatır. Çine'ye gider kadınlara miras haklarının erkek kardeşlerininkinin yarısı kadar olduğunu mu anlatır bilmiyoruz. Ali Erbaş'a gelecek olursak ona önce Medeni Kanunu hatırlatalım. Sonra da Anayasayı.

Kadın Cinayetleri"Kadın haklarının bir milim dahi geri gitmesine izin vermeyiz"
Anayasa laiklik diyor. Dayanışma ve bütünleşme diyor. Ali Erbaş ise kadınların miras hakkını yarı yarıya düşürme derdinde. Toplumu birleştirmek, bütünleştirmek bir yana toplumu oluşturan iki ana unsuru, kadın ve erkeği ayrıştırıyor. Biz bu ülkede yaşadığımız sürece, Cumhuriyet değerlerine, Anayasaya, laiklik ilkesine bağlı milyonlar bu ülkede yaşadığı sürece, kadına birçok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkının tanındığı Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinde, kadın haklarının bir milim dahi geri gitmesine izin vermeyiz."

Deniz Yücel-6

Yücel, Samsun Atakum'da delege seçimleri sırasında yaşanan kavgaya ilişkin soru üzerine, "Bu olaylar, bizim hiç istemediğimiz olaylar. Siyasetin rekabeti içerisinde bu rekabet zaman zaman sertleşebiliyor, istenmeyen noktalara gelebiliyor ama şiddetin hiçbin zaman gerekçesi olamaz. Şiddet, kabul edilemez. MYK toplantımızda bu konuyu görüştük. Olayda sorumluluğu olduğu düşünülen kişilerle ilgili bir disiplin süreci başlatıldı. Olayın hemen akabinde iki parti müfettişimiz görevlendirildi. Parti müfettişlerimiz ve il başkanımızın raporları doğrultusunda olayda sorumluluğu olduğu düşünülen kişiler kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak disipline sevk edildi" ifadesini kullandı.

Kaynak: AJANSLAR