Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) kurucusu Prof. Dr. Klaus Schwab, kuşkusuz 40 yıl önce planladığı bu organizasyonun, Kovid-19 salgını ile havlu atacağını öngörememiştir! Pandemi nedeni ile İsviçre’nin Davos Kasabası'nda sokaklar ve konferans salonları bomboş. WEF'in resmi açıklaması her ne kadar bir iptalden bahsetmese de "WEF 2021 Yıllık Özel Toplantısı"nın 13-16 Mayıs'ta Singapur'da olacağını deklare ediyor. Schwab, davetini bu kez Singapur için yapıyor: “Pandemi sonrasında küresel liderlik nasıl şekillenecek, dünya nasıl toparlanacak, bu konular ana temalarımız olacak” diyor. Haksız sayılmaz, pandemi ve ABD’deki iktidar değişimi zaten başlı başına iki önemli küresel konu. Singapur'daki zirveye dair Schwab, umut dağıtmayı unutmuyor: "Dünya liderleri bir araya gelip yüz yüze görüşecek ve dünyanın en acil sorunlarına çözümler şekillendirmeye odaklanılacak."
Davos’ta, 1970 yılında başlayan Dünya Ekonomik Forumu’na, her yıl ortalama 120 ülkeden 3 bin iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katılmakta idi. Davos, İsviçre'nin doğusunda küçük bir kasaba. Graubünden Kantonu'nda ve Davos Vadisi'ndeki Landwasser ırmağı kıyısında, denizden bin 560 metre yükseklikte. Davos-Platz ve Davos-Dorf adlı iki köyden oluşuyor.
Dünya Ekonomik Forumu standart üyeliği için 60 bin dolar ödemek gerekiyor. Ortak üye olmak istiyorsanız 600 bin dolarlık fatura sizi bekliyor. Katılımcı olarak her birey 27 bin doları cepten çıkarmak zorunda. Yani 3-4 günde bu küçük kasabada sirküle olan para yaklaşık milyar dolar düzeyinde.
Bağımsız analist Michael Ivanovitch gibi Davos konusunda oldukça olumsuz görüşlere sahip uzmanlar da yok değil. Ivanovitch, “Davos, bir ‘konuşma pazarı...’ Dünya ilişkileri hakkında hiçbir sonuca varılmıyor ve ekonomi anlamında ise sadece defalarca duyduğunuz yavan sözleri yeniden dinliyorsunuz” diye düşüncelerini anlatıyor.
Schwab, bu senenin temasını salgını durdurmak ve güveni yeniden inşa etmek olarak belirlemiş. Pandemi sonrası güçlü bir ekonomik toparlanma için işbirliğini artırmak ve inovatif çözümler de alt başlık. Bu konuda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’nin sanal alemdeki konuşmasına herkes dikkat kesildi, ne de olsa salgın Çin’in Wuhan kentinde başlamıştı! Xi, pandemiyi alt etmenin uluslararası toplumun en acil görevi olduğunu söylerken aşı araştırma ve geliştirme çalışmaları ile bu aşıların tüm insanlar için ulaşılabilir olması gerekliliği üzerinde durdu.
Yukarıda da altını çizdiğim gibi pandemi nedeniyle bu seneki Davos, digital platformda gerçekleşti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping dışında Rusya Devlet Başkanı Putin ve Alman Şansölye Merkel’in de dahil olduğu toplam 25 lider ile bir tür sanal zirve yapıldı. ABD’nin yeni Başkanı Biden imzaladığı kararnamelerden fırsat bulup katılamasa bile salgın dönemine uygun olacak şekilde bu konu ile ilgili en üst bürokrat olan Anthony Fauci zirveye iştirak etti. Liderler bildik düşüncelerini ifade etti, ancak pandemi etkisi ile olsa gerek ne düşüncelerinde yeni bir tını ne de jest ve mimiklerinde umut verici bir kas seğirmesi izlendi!
Farklı marjinal gruplar ve Oxfam gibi fakirlik karşıtı aktivistler de sahne almayı ihmal etmedi. Oxfam yine taşı gediğine koydu ve dünyanın en zengin bin isminin pandemi döneminde zenginleştiğini, salgın ile daha da fakirleşen en alt kesimin durumlarını telafi edebilmesi için on yıla ihtiyaç duyacaklarını açıkladı! Gerçi bu kesim az buz değil. 3.4 milyar insandan bahsediyoruz ki günde 5.5 dolar gelirleri bile yok.
Geçen zirveye katılan Trump, salgının Amerikayı teğet geçeceğini söylemişti. Halen 26 milyon 338 bin 607 vaka ve 443 bin 769 ölümle kayıplar konusunda ABD lider konumda! O zirvede Dünya Sağlık Örgütü, henüz başlangıç aşamasında olan Çin kaynaklı SARS-CoV-2 salgını ile ilgili 289 hastadan 9’unun öldüğünü kırmızı alarm seviyesinde bildirdiğinde kimse üzerinde durmamıştı!.
Tıpkı Washington Post ve Bild’in efsanevi genel yayın yönetmenleri Marty Baron ve Kai Diekmann’ın mesleklerini bırakmalarının küresel basın dünyasını sarsması gibi, pandemi de Davos’u ciddi bir şekilde silkelemiş görünüyor. Tarih, geleceğin dünyasına ve küresel sorunlara dair hiçbir öngörüsü gerçekleşmeyen Davos toplantılarının tek artısının, 11 bin nüfuslu kasabanın refah düzeyini artırması olarak notunu düşecek herhalde! Gerçi 320 kilometrelik pistleri ile İsviçre ve dünyanın en iyi kayak merkezi olan Davos’un buna ihtiyacı da pek yok gibi!