Adam kafaya takmış.
İlle de nefes aldırmayacak.
Almak için de izin isteyeceksin.
Sınava gireceksin.
Biatını ölçecek.
Eğer şekeri yükselmemiş,
Keyfi yerindeyse izin verecek...

***


Demokrasi buymuş çünkü.
Kendi sözlerini bile yalanlayabilir.
Sadece sen yalanladığını yüzüne söyleyemezsin.
O isterse, yaparsa her şey demokrasi,
O istemezse, yapmazsa diktatörlük.

***


Adamın biri bir lokantanın önünden geçerken bir yazı görür.
Siz yiyin torununuz ödesin!
Hoşuna gider ve içeri girip sorar:
“Cama astığınız yazı gerçekten doğru mu?”
İşletmeci güleryüzle yanıtlar:
- Evet beyim kesinlikle doğru...
Uygulamaya sevinen adam,
Sipariş verir.
Patlayana kadar bütün yemeklerden yer.
Tam kalkmak üzere iken garson elinde hesapla gelir.
- Pardon beyefendi borcunuz 50 lira, der.
Gözleri yerinden fırlayan adam;
“Eeee siz bana ne dediniz, şimdi ne yapıyorsunuz. Hani hesabı torunum ödeyecekti?” diye çıkışır.
Durumu soğukkanlılıkla karşılayan garson gülerek yanıt verir:
Doğru beyefendi, sizin hesabınızı torununuz ödeyecek. Bu getirdiğimiz ise dedenizin hesabı...

***


Biz dedelerimizin bize bıraktığı hesapla bayağı rahat ettik.
Bağımsızlık, özgürlük gibi kavramları,
Barış, dayanışma, dostluk gibi insanı duyguları yaşadık.
Bir kısmını örseledik,
Bir kısmını elimizin tersiyle ittik.
Bir kısmını ise görmememizlikten geldik.

Umarım, torunlarımız hesabımızı ödemeye gittiklerinde
Arkamızdan çok küfür etmezler...