Deoksiribo Nükleik Asit veya kısaca DNA, yaşayan bir bilgi deposudur. Tüm organizmalar ile bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimat, sahip olduğu moleküler yapıyla taşınır.
DNA'nın başlıca rolü, canlının neslini nasıl sürdüreceğini saklamasıdır. Bir gün o bilgi deposu bozulur ve hücreler kontrolsüz şekilde büyür ve çoğalırsa bu o canlının sonunu getirir. Cehaletin toplumu yok etmesi gibi, bilgi deposunun yok olması da varlığı ortadan kaldırır. Tıp bu sürece kanser diyor. Ve kanser ülkemizde cehalet gibi gün geçtikçe artıyor. Türkiye'de yılda yaklaşık 75 bin kişi kanserden hayatını kaybediyor.
Evet kaybediyoruz hem de en yakınlarımızı... Kaybediyoruz, henüz doyamadıklarımızı.
***
Bayramın 1. günü Aydın'da bir cenaze törenindeydim. Çok sevdiğim bir arkadaşımın, annesini kanser nedeniyle sonsuz yolculuğa uğurladık. Bayram tebrikleriyle, başsağlığı dileklerinin birbirine karıştığı bir gündü. 3 yıl süren bir savaş kaybedilmiş, tıbbın çareleri yetersiz kalmış, eşinin mücadelesi sonuç vermemişti. Tabutunun başında gözyaşları dinmedi. Şimdi ben kanseri nasıl yeneriz ya da neden kanser olunur gibi şeyler yazmayacağım.
"Her insan kendisi için bir derstir, yeter ki görebilmeyi öğrensin" der ya Montaigne, ben de o gün gözlemlediklerimden kendimce dersler çıkardım. Bunlardan biri de dostluk üzerineydi.
***
Duygu'nun arkadaşları birçok akrabası gibi farklı illerden kalkıp gelerek onun bu acı gününde yanında olmayı seçti. En yakın dostu ve adaşı da yanındaydı. Yanında demem az olur aslında, onun bir parçası gibiydi. Kolu kalkmadığı zaman kolu, gücü tükendiğinde bedeni, gözyaşı dinmediğinde mendili, dili damağı kurduğunda suyu, telefonu çaldığında sesi. Onlara, birbirlerini nasıl tamamlayacaklarını geride bıraktıkları 25 yıl öğretmişti.
***
Sonsuz yolculuğun bir bölümü dünyaya aittir. Burada omuz verdiklerin seni bir adım öteye taşır, düştüğünde kaldırır. Çirkinleşen dünyadan nasibini alan bir değer ölçüsüdür artık dostluk. Zordur gerçek olanını bulmak, yanında olanını görmek. Kanser gibi yayılan çıkar ilişkileri, anlayışsızlık ve sevgisizliğin içinde bir mücevher gibi parıldar.
Avuçlarımızın arasından akıp giden zamanın içinde giderek eksiliyoruz ve kendimizle baş başa kalıyoruz. Yarın bir gün sizin de başınıza benzer bir durum gelebilir. Hatta cenaze törenine gidiyorum diye yaptığımız planı iptal ettiğim için bana küsen arkadaşım da benzer bir şeyler yaşayabilir. Umarım her zaman çevrenizde, sizi seven ve kendinizi kötü hissettiğinizde yardımınıza koşan dostlarınız olur.
Kitap kampı
Kitaplar da insanlığın en iyi dostlarındandır. Onlardan çok şey öğreniriz. Okumak kadar yazmak da insanı geliştirir. Yazarken öğrendikleriniz sizi başka şeyler yazmaya iter. Geçtiğimiz günlerde bana yazar ve editör Mürsel Çavuş'tan gelen bir davet çok hoşuma gitti. Kendim için değil ama yazmak isteyen, kitap yazmak için fırsat bulamayan dostlar adına çok sevindim. Mürsel Çavuş'un bana bahsettiği şey bir kitap kampıydı. Kitap kampında esas amaç hem kitabın içeriğinin daha nitelikli olabilmesi için editörle-yazacak kişinin ortak sinerji yaratması hem de sürecin 1-2 yıldan 2 aya düşürülebilmesi… Yani yazar adayı ve editör olarak bire bir kampa giriyorsunuz.
Bir diğer alternatif de şöyle… Mesela mavi yolculuğa çıktığınız bir eğitim süreci düşünün. Daha çok kişisel gelişimle ilgili kamplarda veya kurumların kendi personelleri için düzenlediği kamplarda bir araya geliyorsunuz. Bu süreci kitaplaştırmak isteyen kurumlar bireylerdeki dönüşümü, sinerjiden doğan yeni bilgileri kayda almış oluyor ve ortaya müthiş bir know how çıkıyor.
Fiyatlandırma projenin içeriğine, röportaj yapılacak kişi sayısına, çeviri olup olmamasına, içeriğin ne kadar oyuncaklı olup olmadığına bağlı olarak değişiyor. Bazı projelerde deşifre için bir asistan, bir redaktör hatta o konu hakkında uzman bir editör daha çalışıyor ve bu şekilde çok daha kalıcı, nitelikli kitaplar üretilebiliyor. Mürsel Çavuş şunları söylüyor; "Kitaplarla ilgili çalışırken sadece içeriği ile ilgilenmiyorum. Hazırladığım kitap o kişinin kariyeri için sağlam bir basamak olmalı, uzun vadede kendini amorti edip hatta kat kat fazla para kazandırmalı! Bu sistematikleri de işin başında kitap yapmak isteyen kişilerle paylaşıyorum." Yazar adaylarına kolay gelsin. Daha detaylı bilgiyi www.murselcavus.com adresinden alabilirsiniz.