İzmir’in en köklü konut üretim kooperatiflerinden Ege-Koop, 41’inci yılında kent vizyonunu yeniden şekillendirecek üç özel projeye imza atıyor.
Ege-Koop’un hikayesi, yalnızca binalar değil; yaşanabilir kentler ve sürdürülebilir yaşam alanları yaratma hedefiyle örülmüş bir başarı öyküsü.
Genel Başkan Hüseyin Aslan, 41 yıl boyunca İzmir’in 14 ilçesinde 150 bin kişiyi ev sahibi yaptıklarını hatırlatarak, “Bu yeni dönemde kentleşme anlayışına yepyeni bir bakış kazandırıyoruz. Üç projemizle hem mimaride hem çevre duyarlılığında yeni bir çağ başlatacağız” dedi.
Bornova-Çamdibi’nde dönüşüme örnek olacak proje
Ege-Koop’un ilk yeni yatırımı, Bornova-Çamdibi kentsel dönüşüm bölgesinde hayata geçiriliyor.
18 katlı olacak bu proje, kapalı otoparkı, yüzme havuzu ve sosyal tesisleriyle modern yaşamın tüm ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde tasarlandı.
Proje, 1+1 ve 2+1 daire tiplerinden oluşan 220 bağımsız bölümden meydana geliyor. Üniversitelerden uzman akademisyenlerin katkısıyla hazırlanan zemin güvenliği raporları, olası riskleri ortadan kaldırmak için özel mühendislik çözümleriyle hazırlandı.
Hüseyin Aslan, “Zemin etüdünü kazı öncesinde yaptık, kesişen kazık sistemiyle güvenliği garanti altına aldık. Şu anda kazı ve temel hazırlıkları hızla sürüyor” diyerek, projenin güvenlik açısından örnek teşkil edeceğini vurguladı.
Villakent’te çevreyle iç içe bir yaşam alanı
İkinci proje, Ege-Koop’un en prestijli yerleşimlerinden biri olan Menemen-Villakent’te yükseliyor. Yaklaşık 2 milyon metrekarelik bir alanda kurulan Villakent, 1990’lardan bu yana doğayla iç içe bir yaşamın simgesi haline gelmiş durumda.
Aslan, “Villakent’i 1994’te tamamen kendi kaynaklarımızla inşa ettik. Bugün 100 binden fazla ağacın bulunduğu, ormana dönüşmüş bir yerleşim alanından söz ediyoruz” dedi.
Yeni projeyle birlikte burada 41 bin metrekarelik imarlı alanda yaklaşık 262 bağımsız bölümlük bir site hayata geçirilecek. Projede 10 farklı konut tipi uygulanacak ve modern mimarisiyle ödül adayı olacağı ifade edildi.
“Türkiye’nin dört bir yanından Villakent’e yoğun ilgi var” diyen Aslan, “Bu yeni çalışma da konut sektöründe yeni bir anlayışı simgeleyecek” ifadelerini kullandı.
Su tasarrufu ve çevre dostu teknolojiler
Ege-Koop’un yeni projeleri yalnızca mimari açıdan değil, çevreci uygulamalarıyla da fark yaratıyor.
İlk kez İzmir’de uygulanacak gri su sistemi sayesinde, atık sular geri dönüştürülerek yeniden kullanılacak. Bu sistemle yüzde 40’a varan su tasarrufu sağlanacak.
Hüseyin Aslan, “Bu projelerde yangın güvenliği algılama sistemleri, söndürme donanımları ve çevre dostu malzemeler kullanılacak. 1+1, 2+1 ve 3+1 konut tiplerinde, her daire 30 metrekarelik bahçeye sahip olacak. En büyük dairemiz ise 142 metrekare olacak” dedi.
Projenin tanıtımının Kasım ayında kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor.
Seferihisar’da dört mevsim yaşam konsepti
Ege-Koop’un üçüncü büyük yatırımı, doğası ve sakinliğiyle bilinen Seferihisar’da hayata geçiriliyor. “Sakin Şehir” unvanına sahip ilçede yapılacak proje, 100 dubleks ve tripleks konuttan oluşacak. Her biri 200 ila 300 metrekare arasında değişen özel bahçelere sahip olacak evler, deniz manzarası ve doğayla iç içe konumlarıyla dikkat çekecek.
Proje alanı; Sığacık’a 9 kilometre, Akarca Plajı’na 7 kilometre, Akkum Plajı’na 9 kilometre ve Teos Antik Kenti’ne 11 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Bölgenin 47 kilometrelik sahil şeridi ve 13 mavi bayraklı plajı, projeyi benzersiz kılıyor.
“Ege-Koop 41. Yıl Teos Evleri adını verdiğimiz bu proje tamamlanma aşamasına geldi” diyen Aslan, “Seferihisar’ın tarihini, doğasını ve kültürünü koruyarak yeni bir yaşam alanı oluşturuyoruz. Dört mevsimin tadının çıkarılacağı bir yer inşa ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Üç eserimiz Türkiye genelinde ses getirecek”
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, üç projenin de İzmir’in mimari kimliğine yeni bir vizyon kazandıracağını belirterek şöyle konuştu:
“Bizim en büyük gücümüz halkımızın güvenidir. Kaynağımızı kendimiz yaratarak, kent estetiğini ve çevre bilincini bir araya getiren projelere imza atıyoruz. Bornova, Menemen ve Seferihisar’da hayata geçireceğimiz üç eser, yalnızca İzmir’de değil, Türkiye genelinde ses getirecek.”
