Türkiye ekonomisinin sağlığını ve geleceğe yönelik beklentilerini ölçen en önemli göstergelerden biri olan Sektörel Güven Endeksleri, Ağustos ayı için kritik bir fotoğraf çekti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün sabah saatlerinde yayımlanan verilere göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi, farklı sektörlerde taban tabana zıt bir seyir izleyerek, uzmanların "ayrışma" olarak nitelendirdiği karmaşık bir tabloyu ortaya koydu. Piyasaların ve vatandaşların, enflasyon ve faiz oranları ekseninde geleceği anlamlandırmaya çalıştığı bir dönemde gelen bu rakamlar, ekonominin farklı çarklarının farklı hızlarda ve hatta farklı yönlerde döndüğünü gözler önüne serdi. Bu durum, önümüzdeki çeyrek için hem umutları hem de endişeleri aynı potada eriten, dikkatle okunması gereken bir sürece işaret ediyor.

Hizmet ve perakende geleceğe umutla bakıyor

Ağustos ayının kazananları, hiç şüphesiz ki, iç talebin ve tüketici harcamalarının en önemli göstergeleri olan hizmet sektörü ve perakende ticaret sektörü oldu. Her iki sektörde de güven endeksinin 100 eşik değerinin üzerinde kalarak iyimserliğini koruması, kısa vadeli ekonomik aktivite için pozitif bir sinyal olarak değerlendirildi.

TÜİK verilerine göre, hizmet sektörü güven endeksi, Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,1 oranında artarak 111,1 değerine yükseldi. Bu artışın arkasındaki en önemli itici güç ise, sektörün geleceğe yönelik beklentilerindeki belirgin iyileşme oldu. Alt endeksler incelendiğinde, son 3 aydaki iş durumu ve hizmetlere olan talebin yatay bir seyir izlediği, hatta hafif bir yavaşlama gösterdiği görülse de, "gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi" alt endeksinin %3,4 gibi güçlü bir artışla 115,0 seviyesine fırlaması, sektördeki firmaların önümüzdeki sonbahar aylarına dair umutlarını tazelediğini gösteriyor. Bu durum, özellikle turizm sezonunun etkilerinin devam etmesi ve iç tüketimin canlılığını koruması beklentisiyle açıklanabilir.

Benzer bir iyimserlik, perakende ticaret sektöründe de gözlemlendi. Perakende ticaret sektörü güven endeksi, bir önceki aya göre %0,8 oranında artarak 108,8 değerine ulaştı. Hizmet sektöründe olduğu gibi, perakendedeki bu artışın lokomotifi de, geleceğe yönelik beklentiler oldu. "Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi" alt endeksinin %6,3 gibi çok sert bir yükselişle 122,1'e ulaşması, perakendecilerin önümüzdeki dönemde satışlarının artacağına dair güçlü bir inanç taşıdığını ortaya koydu. Ayrıca, "mevcut mal stok seviyesi" endeksindeki %4,3'lük düşüş de, firmaların stoklarının azaldığını ve yeni siparişler için yer açıldığını gösteren bir diğer pozitif işaret olarak yorumlandı.

Altın haftaya düşüşle başladı: 25 Ağustos güncel fiyatlar
Altın haftaya düşüşle başladı: 25 Ağustos güncel fiyatlar
İçeriği Görüntüle

İnşaat sektöründe kara bulutlar dağılmıyor, istihdam alarmı!

Hizmet ve perakendedeki bu bahar havasının tam tersine, inşaat sektörü ise adeta bir kış mevsimi yaşıyor. Yüzlerce alt sektörü beslemesi ve yarattığı istihdam ile ekonominin en kritik motorlarından biri olan inşaat sektöründe, güven endeksi Ağustos ayında dibe vurdu.

İnşaat sektörü güven endeksi, bir önceki aya göre %4,0 gibi sert bir düşüşle 85,3 değerine geriledi. Endeksin, kötümserliği işaret eden 100 seviyesinin oldukça altında olması ve düşüş trendini sürdürmesi, sektördeki krizin derinleştiğine dair endişeleri artırdı. Rakamların detayına inildiğinde ise, tablonun daha da karamsar olduğu görülüyor. "Alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi" endeksi, sektörün mevcut durumunun zayıfladığını gösterirken, asıl büyük tehlike çanları, geleceğe yönelik beklentilerde çalıyor. "Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi" alt endeksinin, bir önceki aya göre %6,2 gibi devasa bir düşüşle 89,3'e gerilemesi, sektörde önümüzdeki dönemde ciddi bir istihdam daralması yaşanabileceğinin, yani işten çıkarmaların başlayabileceğinin habercisi olarak yorumlanıyor. Yüksek faiz oranları, finansmana erişimdeki zorluklar ve konut satışlarındaki durgunluk gibi faktörlerin, inşaat firmalarını hem yeni projelere başlamaktan alıkoyduğu hem de mevcut çalışan sayılarını azaltmaya ittiği anlaşılıyor.

Rakamların ardındaki hikaye: beklentiler ve gerçekler

Ağustos ayı güven endeksleri, Türkiye ekonomisinin "K-tipi" olarak adlandırılabilecek, yani farklı sektörlerin farklı yönlere doğru ilerlediği bir ayrışma sürecinde olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Bu durumun arkasında yatan temel nedenleri anlamak, ekonominin gelecekteki rotasını tahmin etmek için kritik bir önem taşıyor.

Hizmet ve perakende sektörlerindeki iyimserliğin temelinde, "beklentilerin" yattığı görülüyor. Geçmiş 3 aylık performansları çok parlak olmasa da, bu sektörlerdeki aktörler, önümüzdeki 3 ay için daha umutlu. Bu, enflasyonla mücadele programının sonuç vereceği, döviz kurunun istikrar kazanacağı ve alım gücünün bir miktar toparlanacağı yönündeki bir beklentiyi yansıtıyor olabilir.

Ancak inşaat sektörünün hikayesi tamamen farklı. Bu sektör, sadece beklentilerle değil, aynı zamanda somut gerçeklerle de doğrudan bağlantılıdır. Yüksek kredi faizleri, artan arsa ve malzeme maliyetleri, konut alım gücünün düşmesi gibi "gerçekler", sektörün hem bugününe hem de geleceğine dair derin bir karamsarlığa yol açıyor. Özellikle, geleceğe yönelik istihdam beklentisindeki bu sert düşüş, firmaların artık sadece "beklemekle" kalmadığını, aynı zamanda maliyetlerini kısmak için somut adımlar atmaya, yani işçi çıkarmaya hazırlandığını gösteren, son derece endişe verici bir sinyaldir. Bu durum, önümüzdeki aylarda işsizlik rakamlarında, inşaat sektörü kaynaklı bir artış yaşanması riskini de beraberinde getiriyor. Bu karmaşık tablo, ekonomi yönetiminin, bir yandan tüketimi canlı tutmaya çalışırken, diğer yandan da yatırım ve istihdam motoru olan inşaat gibi kritik bir sektörü nasıl canlandıracağı yönündeki zorlu sınavını da gözler önüne seriyor. Bir sonraki haber bülteninin yayımlanacağı 24 Eylül tarihi, bu ayrışmanın devam edip etmeyeceğini görmek adına, piyasalar tarafından dikkatle beklenecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ