Bakanlığı, meyve-sebze tazeliğinin korunması, lojistik maliyetlerin azaltılması ve egzoz emisyonunun önlenmesi amacıyla bu alandaki yatırımları artıracak.
Geçen hafta açıklanan Orta Vadeli Program’da da toprak ve su kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak için teknoloji destekli üretim modelleri, özellikle de topraksız tarım ve dikey tarım uygulamalarının yaygınlaştırılacağı vurgulandı.
Dikey tarımın sunduğu avantajlar
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin eylül ayı bülteninde yer alan incelemeye göre, dünyada son 40 yılda ekilebilir arazilerin üçte biri yok oldu. Bu kayıplar, alternatif üretim tekniklerini zorunlu hale getirdi.
Dikey tarım:
-
Daha az alanda çok üretim yapılmasına imkân tanıyor.
-
Kent merkezlerinde tarımı mümkün kılıyor, tarladan sofraya ulaşım süresini kısaltıyor.
-
Yıl boyu üretim sağlıyor.
-
Tarımsal ilaç kullanımını azaltıyor.
Marul, roka, nane, fesleğen gibi yeşillikler ile domates, biber ve çilek gibi ürünlerde yüksek verim elde edilebiliyor.
Ancak yöntemin bazı dezavantajları da var. Başlangıç maliyetleri yüksek, ayrıca ürün çeşitliliği geleneksel tarıma göre daha sınırlı. Ayrıca gelişmiş teknik bilgi ve ileri teknoloji gerektiriyor.
Dünya örnekleri dikkat çekiyor
Avrupa’da farklı projeler bu yöntemin geleceğini işaret ediyor. Almanya’da süpermarketlerin içine kurulan modüler dikey tarım üniteleri müşteriye taze ürün sağlarken, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki 14 katlı dikey bahçe en dikkat çekici örneklerden biri.
Uzmanlara göre, ilerleyen yıllarda yer altı tünelleri, terk edilmiş madenler, metro istasyonları ve fabrika binaları tarım alanına dönüştürülebilecek. Böylece balkonlardan gökdelenlere kadar her yer potansiyel bir üretim sahasına dönüşebilecek.
Dikey tarım nedir?
Dikey tarım, bitkilerin üst üste yerleştirilmiş katmanlarda, genellikle iklim kontrollü ve yapay ışıklandırmalı ortamlarda yetiştirilmesi anlamına geliyor. Daha az su, alan ve doğal kaynak kullanılarak yüksek verim sağlanıyor. Çapalama, gübreleme ve ilaçlama gibi işlemler minimum seviyeye iniyor.
Uzmanlara göre dikey tarım, geleceğin tarım modeli olmanın ötesinde, hızla büyüyen nüfusun gıda güvenliği sorununa çözüm sunabilecek en önemli yöntemlerden biri.