Sorunun yanıtı ortak: Yurtdışına gideyim de neresi olursa olsun.


Amerika diyen var, Almanya diyen var, Fransa, İngiltere, Kanada diyen var. Avusturalya, hatta Mısır, Sudan, Irak diyen var.
Okumuşu var, eğitimsizi var ve en kötüsü 'Beyin Göçü ' var. Üniversitelerde en yüksek beyin göçü oranına sahip bölümün 'Moleküler Biyoloji ' ve 'Genetik' olduğu belirlenmiş.
 
***
Bir televizyon röportajında gençler açıklıyor:
“Ülkenin koşulları iyi olmadığı için gitmek istiyorum. Sadece ekonomik açıdan değil. Eğitim ya da diğer hizmetlerle karşılaştırdığınızda ülkemiz daha düşük kalıyor.”
“Burada adam kayırma var. Vergi adaleti yok.”
“Bizler 20-25 yaşlarında sadece gelecek kaygısına düşmüş insanlarız.”
“Oralarda çalıştığının daha fazla karşılığını alabiliyor insanlar.”
“Bir an önce yurtdışına gidip, daha güzel şartlarda yaşamak istiyorum.”
İlkokul öğrencisine soruyorlar: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Yanıt: “Köln Üniversitesi’nde okumak ve Alman vatandaşı olmak.”
***
OECD raporuna göre ülkemizde her üç gençten biri ne istihdamda ne de eğitimde görünüyor. Yani kayıp... Üniversite mezunu dört gençten biri de istihdamda değil.
Birleşmiş Milletler ülkelerin mutluluk raporlarını yayınlamış. 143 ülke arasında ülkemiz 98’inci sırada. Mutluluk oranının en düşük olduğu grup da üniversite mezunları. Üstelik bundan 20 yıl önce en mutlu grup üniversite mezunları iken.
İktidar, üniversitelerin sayısal çoğunluğu ile övünmekte. AKP öncesi üniversite sayımız 71. Bu iktidar döneminde 75'i devlet, tam 132 üniversite açılmış. Fabrikasyon bir üniversite sistemi kurmuşlar. Peki ya niçin? Çoğu tın-tın. Basit bir örnek; Erzurum Teknik Üniversitesi... Zar-zor 31 profesör bulunmuş. 138 profesör, 790 da akademisyen açığı var. Sayıştay'ın üniversite bilimsellik ve mali raporları dağ gibi. Ciddi açıklar, hatalar ve yolsuzluklar belirlenmiş. OECD de Avrupa ülkelerinde öğrenci başına 14 bin 200 euroluk yıllık harcama oranına karşılık Türkiye'deki bu rakamı 5 bin 425 euro olarak açıklamış. Hal böyle olunca dünyadaki başarılı 500 üniversite arasında ancak beş üniversitemiz girebilmiş.
***
Ortak hayalleri bir an önce kapağı yurt dışına atmak gençlerin. Adam kayırma, liyakatsizlik, torpil, sınav adaletsizliği gençleri bezdirmiş durumda. Bakan yakını bir aşçının 7 bin 200 euro maaşla Almanya'ya ataşe atanmasına isyan ediyorlar. KPSS'de 95 puan alan adayın mülakatta 60 puanla elenmesine isyan ediyorlar. Her yıl değiştirilen eğitim sistemine isyan ediyorlar. Eğitimin amacının 'Allah korkusu ve kuldan utanma' şeklinde belirtilmesine isyan ediyorlar. Sorgulayan, soran gençliğe tahammül edilmemesine isyan ediyorlar. Ekonomik sıkıntılara isyan ediyorlar. Toplumdaki şiddete isyan ediyorlar. En basit eleştirilerde yargı önüne çıkarılmalarına isyan ediyorlar.
Kaygılılar, üzgünler, hayal kırıklıkları yaşıyorlar. Hayallerini 'yurt dışı' olarak kuruyorlar. Bize “Gençlik nereye gidiyor?” diye soracağınıza “Neden?” diye sorun diyorlar. “15-20 yaşlarındaki pırıl-pırıl çocukların hayallerinde neden Türkiye yok?” diye sorun diyorlar...