Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesinde “çevre” en önemli unsurlardan biridir. Bu bakımdan ailede çevre eğitiminin ana hedefi, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir
Üzerinde yaşadığımız gezegende gelişmelere baktığımızda 21’inci yüzyılın en önemli konusunun çevre olacağı artık çok açık ve nettir. Çünkü bilim adamlarından uyarılar ard arda geliyor. “İklimlerdeki değişim çok tehlikeli hale geldi”, “Karbon gazının neden olduğu küresel ısınma acilen durdurulmalı”, “Denizlerde kitlesel ölümler yaşanacak”, “Büyük orman yangınları yağmurları önleyecek”, “Ekolojik tarım yok oluyor”. Dünyada aşırı nüfus artışı, sanayileşme ve biz insanların aşırı hırsı ve lüks yaşama isteği gezegenimiz dünyanın dengesini alt üst etti. Daha çok geç kalmadan bir şeyler yapabiliriz. En başta ormanlarımızı artırmalıyız, içme suyunu dikkatli kullanmalıyız. Atıkların yani çöplerin geri kazanımı konusunda bilinçlenmeliyiz, gereksiz ve aşırı tüketimden uzak durmalıyız. Yaşamın sürdürülmesinde, birçok malın kullanıcısı ve gelecek nesillerin tüketim alışkanlıklarının kazanılmasında toplumun en etkili birimi ise ailedir. Bu bakımdan ailede çevre eğitiminin ana hedefi, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir. Bu nedenle Ulusal Çevre Andını çok önemsiyorum.
BU BÖLÜMÜ KESİP GÖREBİLECEĞİNİZ YERE ASIN
“Şimdiki ve gelecek kuşakların / Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu düşünerek / Çevreye duyarlı kalkınmadan yana olduğunu bilerek / Doğal kaynakların ekonomik kalkınmanın kaynağını oluşturduğunu, çevrenin korunması ve geliştirilmesinde / Bireysel katkı ve katılımın gereğine ve önemine inanarak / Çevresel değerlere sahip çıkıp, zarar verenleri uyaracağıma / Doğal kaynaklardan faydalanırken tutumlu davranacağıma / Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda hareket edeceğime / Bu yönde işbirliği ve dayanışma anlayışı içerisinde davranacağıma / Çevre ve doğanın korunmasında herkese örnek olacağıma söz veririm.
VERDİĞİNİZ SÖZ ÜZERİNE YAPMANIZ GEREKENLER;
* Gereksiz ve aşırı tüketimden kaçının (Bir çift deri ayakkabının üretiminde 8 bin litre su ve 5 saat elektrik, bir deri çanta için 9 bin litre su, 6.5 saat elektrik, pantolon için 200 litre su, 3 saat elektrik, renkli bir gömlek için 100 titre su, 2 saat elektrik tüketimi yapılıyor)
* Gündüz saatlerinde gün ışığından yararlanıp, akşam saatlerinde tasarruflu ampullerle yüzde 80 elektrik tasarrufu yapabilirsiniz, (Türkiye elektrik ihtiyacının yüzde 70’ini yurtdışından dolar karşılığında alıyor).
* Dünyada 1200 kömür santralinden elektrik üretilerek 9 milyar ton karbonmonoksit gazının atmosfere karışması, her geçen gün iklim krizini artırıyor.
* Ambalaj, karton, kağıt, metal, plastik gibi atıkları geri dönüşüm yoluyla ekonomiye kazandırıp doğanın kirlenmesini önleyin (İzmir’de dere, mazgallar ve denize sorumsuzca atılan çöplerin temizlenmesine yılda 10 milyon (eski para ile 10 trilyon) harcanıyor.
* Kırılan, bozulan, kullanılmayan eşyaları atmak yerine tamir ederek tekrar kullanılacak hale getirmeliyiz.
* Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri, TV gibi cihazları satın alırken ve bunları kullanırken enerji faktörü dikkate alınmalı, düşük enerji harcayan cihazların seçilmesine özen gösterilmeli.
* Kısa mesafeli yerlere yürüyerek veya bisikletle gidin, uzak mesafeler için toplu ulaşımı kullanın, (Bir aracın 10 dakikalık çalışması, bir insanın günlük ihtiyacı olan 15 metreküplük temiz havayı kirletiyor).
* Sosyal sorumluluk faaliyetleriniz arasına ağaç dikmeyi ve ormanları korumayı ekleyin, (Ağaçlar, küresel ısınmayla mücadele eder, havayı temizler, oksijen üretir, enerji ve sudan tasarruf sağlar, seller ve toprak kaymasını engeller, insanları zararlı ışınlardan korur).
DOĞADAKİ AYAK İZLERİNİZ KİTABINI OKUYUN
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ile Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) doğru tüketim alışkanlıklarına dikkat çekmek amacıyla "Doğadaki Ayak İzlerimiz" adlı bir kitap hazırladı. Bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. "Herkesin doğanın korunması için yapabileceği bir şeyler vardır" düşüncesinden yola çıkarak hazırlanan kitap, evde, işyerinde, okulda, tatilde, yolda, yaşamın çeşitli alanlarında alınabilecek basit önlemler ve farklı uygulamalarla doğaya ve çevreye verilen zararı en az düzeye çekmenin yollarını anlatıyor. Son derece pratik bilgiler yer alıyor. 1.5 yılda en küçük ayrıntı gözden kaçırılmadan hazırlanan kitapta, bilgisayar ve ofset gereçleri, ambalaj, ormanlar, enerji, kozmetik, sağlık, su, gıda, temizlik ürünleri, turizm, ulaşım ve zaman bölümlerinden oluşuyor. Doğadaki Ayak İzlerimiz kitabında, doğaya verilen zararı en aza indirmek için üreticilerin, tüketicilerin ve yerel yöneticilerin neler yapabileceğine dair ipuçları var.
****
BRAVO…
Anadolu bitkilerini korumak için yarışma
Şifa kaynağı olarak binlerce yıldır efsanelere, masallara, öykülere, şarkılara konu olmuş kekik, nane, rezene, ölmez otu, adaçayı, lavanta, papatya, gül, melisa, karanfil, nergiz, ıhlamur gibi daha yüzlerce Anadolu bitkisi, iklim krizinin yol açtığı kuraklık, sanayileşme, şehirleşme, tarım alanlarının genişletilmesi, aşırı otlatma, turizm, yurtdışına ihraç ve yurtiçinde bilinçsizce toplanmaları nedeniyle tehlike altında. Türkiye, bitki örtüsü tür çeşitliliğinin yanı sıra endemik bitki türleri bakımından çok zengindir. 64 ülkenin bulunduğu Avrupa kıtasında endemik bitki sayısı 2 bin 750 iken, bu sayı Türkiye’de 3 bin 776 olarak tespit edilmiştir. Bu bitkiler ilaç, gıda, parfüm ve kozmetik sanayinde kullanılarak insan yaşamının sürdürülmesinde çok önemli rol oynuyor. Merkezi İzmir’de bulunan İva Natura Organik Kozmetik “Anadolu Bitkileri Kısa Film Yarışması” ile birçok nedenle yok olma tehlikesi altındaki bitkilerin korunması, faydaları ve gelecek kuşaklara taşınmasını sağlamak için Türkiye genelinde para ödüllü yarışma düzenliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kahrıman, “Gezegenimiz korumasız aşırı insan faaliyetleri nedeniyle büyük bir iklim krizi yaşıyor. Bitki türleri, yaban hayatı, sulak alanlar bir bir yok oluyor. Herkesin bir şeyler yapması lazım. Biz de sektörümüzün en kıymetli varlığı bitkileri korumak için Türkiye genelinde 3 yıldır Anadolu bitkileri kısa film yarışması düzenliyoruz. Tüm kuruluşların böyle sosyal sorumluluk yüklenmesi şart oldu” diyor.
***
OKUR DİYOR Kİ…
Lütfen bu konuyu önemseyin
Sayın Ahmet Aydın Bey, ben bir öğretmenim. Ülkemizde ve dünyada yaşanan çevre konularını yakından takip ediyorum. İngiltere’nin çoğunluğu plastik atık olan çöplerini ülkemize göndermesine çok üzülüyorum. İngiltere’nin son 3 yılda Türkiye’ye toplam 481 bin ton plastik atık gönderdiğini, bu plastik atıkların bazılarının Adana’da gelişi güzel toprağa atıldığını ve yakıldığını belki milyonlarca insan bilmiyordur. Kanser ve kalıtsal hastalıklara yol açabilen, anne sütüne kadar etkileyen bu kimyasalların kararttığı hayatların geri dönüşümü yok. İnsan hakları çığırtkanlığı yapan İngiltere bunları bilmiyor mu? Greenpeace Akdeniz Ofisi bu konuda çok büyük mücadele veriyor ve önemli yol kat etti. Ancak çöpler hala gelmeye devam ediyor. Greenpeace Akdeniz Ofisi, “İmza ver, İngiltere’den Türkiye’ye plastik atık gönderimi yasaklansın” kampanyası başlattı. 15 bin kişi imza verdi. Daha çok olmamız gerekiyor. Lütfen bu konuyu herkes önemsesin, başta insan sağlığını ve sonra doğayı tehdit eden çoğunluğu plastik atıklı çöplerin gönderilmesi yasaklansın. Sizden rica ediyorum bu konuyu gündemde tutun. Fatma DÖNMEZ KAPTAN
*****
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Fethiye-Muğla
Evinin camına gelen Peygamber Devesi
Fotoğraf: Fehmi HANOĞLU
HAFTANIN SÖZÜ
“Dünya; kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli hale gelir.” Albert EINSTEIN.