Son 7-8 yıldır sürekli bu mevsimde hastalanıyorlardı. Ya kulak rahatsızlığı geçiriyorlar, ya da başları ağrıyordu. Bir nevi badem hastalığı.

Hastalıkları hep 29 Ekim'e ya da 10 Kasım'a denk geliyordu. Cumhuriyet Bayramı'nda coşkuyla bayrak sallamak, 10 Kasım'da kendi deyimleriyle “sap gibi dikilmek” onları çok yoruyordu.

Bu yıl gerekçeleri değişti. Terörü bahane ediyorlar. Cumhuriyet Bayramı'nın en büyük coşkuyla kutlandığı, Ata'nın ölüm yıl dönümünde yüz binlerin Anitkabir'e aktığı Ankara'da gösteri ve yürüyüşleri yasaklıyorlar.

Terör örgütlerinin eylem arayışı içinde olduğunu belirlemişler. Sanki terör örgütleri diğer şehirlerde terör arayışında değil. Sanki 45 kişinin öldüğü terör saldırısının ertesinde köprü açılış şenlikleri düzenlenmemiş bu ülkede.

Cumhuriyet Halk Partisi, yasağı tanımadığını ve Kızılay'dan Anıtkabir'e bir yürüyüş yapacaklarını açıkladı.

Başbakan Yıldırım ise kendilerini şöyle savunuyor:

CHP'den bazıları, AKP 29 Ekim kutlamalarını, 10 Kasım anmasını engellemek için böyle bir karar aldı diye milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Tek gerekçesi güvenlik. Bizim cumhuriyet, cumhur sevgimizi siz mi sorgulayacaksınız? Ya da ölçecek kalibrede misiniz?”

Bakın sayın Başbakan CHP'yi bilemeyiz. Ama bugünlerde sosyal medyada bir paylaşım dolaşıyor. Bu paylaşıma imza atan her yurtsever sizin cumhuriyet sevginizi sorgulayacak, cumhur sevginizi ölçecek kalibrededir.

Sosyal medyada paylaşılan görüş şöyle ;

Atatürk ilke ve devrimlerinin, laik demokratik rejimin bekçisiyiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez birlik ve bütünlüğünün teminatıyız.

Türkiye Cumhuriyeti gerici ve bölücülerin oyuncağı olmayacaktır. Her zamankinden daha çok sayıda ve daha güçlüyüz.

BİZ VARIZ.”

Bir itirazınız var mı sayın Başbakan? Bu paylaşıma imza atan yurtseverlerin her halde yöneticilerin cumhuriyet sevdasını, Atatürk sevgisini sorgulama kalibresinde olduğunu kabul edersiniz.

Bu görüşlerin ışığında ülkeyi ayakta tutan değerlere yasak koymaya kimsenin gücünün yetmeyeceği de sanıyorum artık takdir edilmiştir.

Bu konuda son bir saçmalık da Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden geldi. Her yıl 29 Ekim'de etkinliklerle Cumhuriyet Bayramını kutlayan Devlet Opera ve Balesi bu yıl “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitlerimiz Saygı” temasıyla bir etkinlik düzenliyor.

Elbette demokrasiye inancımız ve şehitlerimize saygımız sonsuz. Ancak başka bir gün yok muydu? Etkinliği Cumhuriyet Bayramı'ndan bir gün önce ya da sonra yapamaz mısınız? Ama niyetleri başka. Etkinliğe karşı çıkanları demokrasi düşmanı olarak yaftalayacaklar.

Ne yaparsanız yapın. Beyhude çaba. Yasaklarınızla baş başasınız.

29 Ekim'de elimizde bayraklarla, milyonlarla meydanlardayız.10 Kasım'da da yüz binlerle Atamızın huzurundayız.