Gezegenimizde 375 milyon insanın hepatit B ve C virüsü taşıdığı biliniyor.Bunların içinden her yıl 1.4 milyonu hepatite bağlı siroz ve karaciğer kanseri yüzünden ölüyor.Ülkemizde ise,4 milyonun üzerinde Hepatit B ve C virüsü taşıyıcısı sözkonusu.İnsan hayatının yokolması,kalitesiz yaşam,iş verimsizliği gibi nedenlerle Hepatit hastalığının ülkemize maliyeti milyarlarca dolara tekabül ediyor.Bu yüzden, Hepatit farkındalığı yaratmak amacı ile her yıl 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü olarak anılır ve çeşitli etkinliklerle hastalığa dikkat çekilir.

Hepatit , genel olarak karaciğerin iltihabı anlamına gelir ve bunu yapan bir çok neden sözkonusudur: Çeşitli viral ve bakteriyel enfeksiyonlar,alkol, bazı ilaçlar, toksinler, metabolik hastalıklar hemen sayılabilir.

Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C,viral enfeksiyonlar arasında en önemlileri ve en sık görülenleridir. Ayrıca Hepatit D,E ve G virüsleri de vardır.Hepatit D yalnızca hepatit B virüsü ile birlikte görülür.Bunun nedeni çoğalmak için Hepatit B virüsüne ihtiyaç duymasıdır.Hepatit D virüsü, Hepatit B infeksiyonunun kliniğini ağırlaştırır.

Hepatit E ise Hepatit A virüsüne benzer, yayınlarda gebelerde ağır seyrettiği not edilmiştir.Türkiye'de taşıyıcılığı % 5 civarında olduğu düşünülmektedir .Hepatit G ise,diğerlerine göre yeni keşfedilmiş bir viral türdür.

Bulaşma nasıl olur?

Önemli bir sağlık sorunu oluşturan B tipi sarılıkların, öncelikle öpüşmek ,sarılmak,kucaklaşmak gibi sosyal davranışlar ya da öksürmek,aksırmak veya aynı çatal-bıçağı kullanmak ile hastalığın geçmediğini belirtelim. Parenteral ,Perinatal ,Cinsel ve Horizontal şeklinde klasifiye edilen geçiş yolları sözkonusudur ama kan ve vücut salgısı temasının en önemli bulaş yolu olduğu unutulmamalıdır.Bu yollar içinde,ter,idrar,vagina salgıları ile temas,iğne batmaları,döğme,akupunktur iğneleri,kan nakli,kulak deldirme,ortak jilet kullanımı,enfekte anneden doğum travayı esnasında ve cinsel temas ile bulaşlar ilk akla gelen virüsün geçiş şekilleridir.Yine de %30’a yakın hastada hangi yolla geçtiği tespit edilememektedir.Hepatit D de ise, damardan uyuşturucu kullananlarda, hemofilili hastalarında ve .homoseksüellerde bulaşma riski ve görülme sıklığı oldukça yüksek iken anneden bebeğe geçme çok nadir kaydedilmiştir.G için de kan ve kan ürünleri hastalık geçişinde ön planda iken E’de oral fekal yani ağız dışkı yolu önemlidir.

Ülkemizde en sık hepatit yapan Hepatit virüsünün B olduğu gözönüne alındığında üzerinde biraz fazla bilgilendirmekte fayda görüyoruz.Hepatit B,dünyada da en yaygın karaciğer enfeksiyonudur.Bulaşma yolu,yukarıda yazdığımız gibi kan ve kan ürünleri, korunmasız cinsel ilişki, ortak paylaşılmış olan veya tekraren kullanılan enjektörler ya da jilet ve traş takımları ile manikür, pedikür şeklinde kişisel bakım yapılan ama hijyenik olmayan ticari alanların kullanımı ayrıca hamilelik ya da doğum sırasında hepatitli anneden bebege hepatit B virüsünün geçmesi şeklinde olur.Özellikle bebeklerin Hepatit B’den korunması çok önemlidir çünkü enfekte bebeklerde sonradan % 90-95 oranında kronik hepatit ve siroz gelişebilmekte iken, erişkinlerde % 80-95 oranında iyileşme olmakta, yaşlılarda % 95 civarında tamamen iyileşmekte görülmektedir.. Dolayısıyla bebeklik döneminde bu virus alındığında, hastalığa yakalanma ve kronikleşme daha yüksek bir yüzde ile sözkonusu olmaktadır. Virüs enfeksiyonunun kronikleşmesi ise ileri yaşlarda siroz ya da karaciğer kanseri gelişme riskini ortaya koymaktadır.Bu risk,virüsün alınmasından itibaren karaciğer dokusuna zarar vermesi neticesi gerçekleşmekte olup bazı vakalarda yıllarca hiçbir belirti olmamasına rağmen , 25-30 yıl sonra bile hastalığın ortaya çıkması görülebilmektedir.Dolayısı ile,Hepatit B enfeksiyonun çok sinsi bir hastalıktır.Her ne kadar ülkemizde, aşılama ve eğitimin yanısıra yeni tedavilerle çok başarılı sonuçlar alınıyor olsa da,hastalık kaynaklı ölümler maalesef sözkonusudur..

“Akut” hepatit B enfeksiyonları ise,kişinin hepatit B virusu ile ilk kez teması sonrasında görülen hastalık için dile getirilir. Virusun vucuda ilk girişi ile, nezle/gribi andıran bulgular şeklinde bir seyir ya da ne yazık ki büyük çoğunlukta hiçbir belirtinin olmadığı bir dönem yaşanabilmekte,bazı hastalarda ise gözlerde sararma ve idrar renginde koyulaşmanın dikkati çekmesi ile doktora başvurma görülmektedir. Erişkinlerin %90’ında, altı ay içinde , bu virustan arınılır ve akut hepatit B iyileşerek bağışıklık hali ortaya çıkar.Böylece,iyileşme gerçekleşir ve kişi hastalıktan kurtulur,hastalığı da bulaştırmaz.Vakaların çok azında ise enfeksiyon kronikleşir.Kronikleşme için kan testleri ile 6 aydan uzun bir sure , hepatit B’nin pozitif çıkması gereklidir..Kronik hepatit B enfeksiyonu bir yasam boyu sürebilir.

“Akut” hepatit B enfeksiyonları için ilaç tedavisi önerilmemektedir. Kronik hepatit ve karaciğer sirozu gelişen hastalarda ise aşılama ve gen tedavileri gibi etkili sağaltım imkanlarına sahibiz.

Tüm vatandaşlarımıza Hepatit A ve B aşısı yaptırmalarını öneriyoruz.Sağlık Bakanlığının normal aşılama takviminde bebekler aile hekimlerince A ve B aşılarını ücretsiz yaptırabilmektedirler.Ayrıca 15-49 yaş arası kadınlar da bu hizmetten ücret ödemeden yararlanırlar..