Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçılar, bir yandan küresel pazarlardaki rekabetle boğuşurken, diğer yandan içerideki ekonomik koşullarla mücadele ediyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Moskova'da katıldığı Collection Premiere Moscow (CPM) Fuarı'nda yaptığı açıklamalarla, ihracat dünyasının nabzını tuttu ve ekonomi yönetimine kritik mesajlar gönderdi. Ekonomi yönetiminin bir süredir kararlılıkla yürüttüğü enflasyon ile mücadele programının önemine dikkat çeken Gültepe, bu zorlu süreçte ihracatçılar olarak ellerinden gelen her türlü desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini belirtti. "Enflasyonun düşürülmesini, tek hanelere inmesini hepimiz istiyoruz," diyen Gültepe, bu ortak hedefe ulaşma arzusunun altını çizdi. Ancak, bu mücadelenin faturasının sadece sanayiciye ve üreticiye kesilmemesi gerektiğini vurgulayan Gültepe, madalyonun diğer yüzündeki tehlikelere dikkat çekti. Uygulanan sıkı para politikasının ve yüksek faiz oranlarının, üretim çarkları üzerinde yarattığı baskının artık sürdürülemez bir noktaya geldiğini ifade ederek, hükümetten ve Merkez Bankası'ndan yeni adımlar beklediklerini net bir dille ortaya koydu.

"Sanayici iki yıldır yüzde 50 faizle ayakta durmaya çalışıyor"

Gültepe'nin açıklamalarının merkezinde, yüksek faiz oranlarının üretim ve yatırım ortamı üzerinde yarattığı yıkıcı etki yer aldı. Türkiye'deki sanayicinin son iki yıldır yüzde 45-50 gibi astronomik faiz oranlarıyla finansman bulmaya çalışarak bugünlere geldiğini belirten TİM Başkanı, bu durumun artık bir dayanıklılık testinden çıkarak, reel sektör için bir varoluş mücadelesine dönüştüğünü ifade etti. Yüksek finansman maliyetlerinin, firmaların yatırım iştahını kapattığını, rekabet gücünü zayıflattığını ve bunun sonucunda ciddi pazar kayıpları yaşandığını söyledi. Gültepe, bu zorlu sürecin somut sonuçlarını ise endişe verici bir tabloyla özetledi: "Kapanan işletmeler, sayıları katlanan konkordato ilanları, üretimini yurt dışına kaydıran firmalar, istihdam kayıpları oldu." Bu tablo, sıkı para politikasının yan etkilerinin reel sektörde derin yaralar açmaya başladığını gösteriyordu. Gültepe ayrıca, son dönemde ihracatta görülen sınırlı artışın yanıltıcı olmaması gerektiği uyarısında bulundu. "Otomotiv, kimya ve savunma sanayimizin domine ettiği artışı tabana yayamadığımız sürece ihracatta sürdürülebilir büyümeyi yakalayamayız," diyen Gültepe, başarının tüm sektörlere yayılacağı bir ekonomik kurgunun acilen oluşturulması gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, üretimi ve ihracatı önceleyen, sanayicinin rekabet gücünü artıracak yeni teşvik ve destek mekanizmalarının zaman kaybetmeden devreye alınmaması halinde, kayıpların daha da büyüyeceği uyarısını yaptı.

Merkez bankası'na net çağrı: "Faiz indiriminde hızlanın"

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, sanayicinin içinde bulunduğu bu zorlu durumdan çıkış için en önemli beklentinin, finansman maliyetlerinin düşürülmesi olduğunu belirterek, gözlerin çevrildiği adresi net olarak işaret etti: Merkez Bankası. Enflasyonla mücadele kapsamında uzun süredir yüksek tutulan politika faizinin, artık reel sektörün تحمل sınırlarını aştığını ima eden Gültepe, "Bu çerçevede Merkez Bankası'nın da faiz indiriminde hızlanması gerektiğini düşünüyoruz," diyerek, ihracatçıların ortak beklentisini dile getirdi. Bu çağrı, para politikasının sadece enflasyonu kontrol etme hedefine değil, aynı zamanda büyüme, üretim ve istihdam gibi diğer makroekonomik hedefleri de gözetmesi gerektiği yönündeki taleplerin en üst perdeden ifadesi oldu. İhracatçılar, faizlerdeki bir gevşemenin, yatırım kararlarını yeniden canlandıracağını, üretim maliyetlerini düşüreceğini ve uluslararası pazarlardaki rekabet güçlerini bir nebze de olsa artıracağını umuyor.

Borsa güne nasıl başladı?
Borsa güne nasıl başladı?
İçeriği Görüntüle

Hazır giyimde tehlike çanları: "Kan kaybını durdurmalıyız"

Mustafa Gültepe, son iki yıldır uygulanan "yüksek faiz düşük kur" politikasının yarattığı tahribatı, en somut örnekle, yani hazır giyim sektörü üzerinden anlattı. Yıllarca Türkiye'nin ihracat şampiyonu olan, yarattığı istihdamla milyonlarca aileye ekmek kapısı olan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün, bu politikalar nedeniyle adeta "kan kaybettiğini" söyledi. Rakamlarla konuşan Gültepe, sektörün acı tablosunu gözler önüne serdi: "Hazır giyimde 2022'yi 21,2 milyar dolarlık ihracatla kapatmıştık. 2024'ü, 17,9 milyar dolarla tamamlayabildik. Bu yılın ilk 7 aylık hazır giyim ihracatında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 eksideyiz." Bu rakamlar, sektörün sadece pazar kaybetmekle kalmadığını, aynı zamanda kan kaybetmeye devam ettiğini ve ihracat sıralamasında beşinciliğe kadar gerilediğini gösteriyordu. Hazır giyim gibi emek yoğun bir sektörün, katma değerli üretimi ve istihdama olan devasa katkısıyla Türkiye ekonomisi için stratejik önemini koruduğunu belirten Gültepe, "Oysa bu sektöre gözümüz gibi bakmamız gerekiyor," dedi. Sektörün geleceğe hazırlandığını, teknoloji ve tasarımla dönüşerek eski gücüne kavuşabileceğini ancak bunun için öncelikle mevcut kanamanın durdurulması gerektiğini vurguladı. Gültepe, "Öncelikle son üç yıldır devam eden kan kaybını durduracak bir çözüm bulmalıyız," diyerek, hükümetten sektöre özel acil destek ve çözüm paketleri beklediklerinin sinyalini verdi. Bu açıklamalar, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve büyüme arasında kurmak zorunda olduğu hassas denge arayışının, önümüzdeki dönemde çok daha zorlu ve kritik bir hal alacağını gösteriyor.

Kaynak: AA