İzmir sokakları yeniden pazara çıkıyor
İzmir sokakları yeniden pazara çıkıyor
İçeriği Görüntüle

Küresel finansın kalbinin attığı Londra'dan gelen bir analiz, son dönemde yukarı yönlü ivmesini sürdüren Ethereum (ETH) için boğa piyasasının fitilini ateşleyebilecek bir nitelik taşıyor. İngiltere merkezli uluslararası bankacılık devi Standard Chartered, kripto para piyasalarına yönelik en dikkat çekici tahminlerinden birini yayımlayarak, spot ışıklarını piyasanın ikinci en büyük oyuncusuna çevirdi. Bankanın tecrübeli analisti Geoff Kendrick, son dönemdeki fiyat hareketleri ve değişen kurumsal yatırımcı davranışlarını mercek altına alarak, Ethereum'un önümüzdeki dönemde yeni rekorlara imza atabileceğini belirtti.

Ethereum, son yedi ayın en yüksek seviyesi olan 3.940 dolara ulaşmasının ardından, bugün de yüzde 2,3'lük bir artışla 3.876 dolar seviyesine çıkarak güçlü duruşunu korudu. Kendrick'e göre bu yükseliş, tesadüfi bir piyasa dalgalanmasından ziyade, özellikle kurumsal kripto hazine şirketlerinden gelen ve giderek artan bir talebin somut bir yansıması. Geleneksel finansın en köklü kurumlarından birinin, Ethereum için bu kadar net ve olumlu bir projeksiyon sunması, varlığın artık sadece bireysel spekülatörlerin değil, aynı zamanda "akıllı para" olarak nitelendirilen kurumsal devlerin de radarına girdiğini teyit ediyor. Kendrick, bu eğilimin devam etmesi halinde, bankanın 2025 yıl sonu için mevcut tahmini olan 4.000 dolarlık kilit direnç seviyesinin aşılmasının "sürpriz olmayacağını" ifade etti.

Kurumsal para yön değiştiriyor: Bitcoin'den Ethereum'a geçiş

Geoff Kendrick'in analizinin en çarpıcı ve piyasa için en önemli kısmı ise, kurumsal yatırımcıların stratejilerinde yaşanan dikkat çekici bir değişime işaret etmesi. Yıllardır kurumsal ilginin neredeyse tamamı, "dijital altın" olarak görülen Bitcoin üzerinde yoğunlaşmıştı. Bilançolarında Bitcoin tutan MicroStrategy gibi şirketler, bu akımın öncüsü olmuştu. Ancak Kendrick'e göre, bu paradigma artık değişiyor ve kurumsal para, Bitcoin'in ötesine geçerek Ethereum'a doğru akmaya başlıyor.

"Kripto hazine şirketleri" olarak bilinen ve bilançolarında dijital varlık bulunduran halka açık şirketlerin, portföylerini çeşitlendirmek amacıyla giderek daha fazla Ethereum'a yöneldiği belirtiliyor. Son dönemdeki fon akışları da bu tezi doğruluyor. Verilere göre, kurumsal taraftan gelen Ethereum alımları, bazı dönemlerde Bitcoin alımlarını geride bırakmaya başladı. Bu durum, kurumların artık Ethereum'u sadece spekülatif bir varlık olarak değil, uzun vadeli potansiyeline güvendikleri, stratejik bir yatırım olarak gördüklerini yansıtıyor.

Bu yönelimin arkasında, Ethereum'un Bitcoin'den farklı olarak sunduğu "getiri potansiyeli" yatıyor. Bitcoin, bir değer saklama aracı olarak görülürken, Ethereum, üzerinde binlerce uygulamanın çalıştığı, işlem ücretleri üreten ve "staking" mekanizmasıyla pasif gelir (faiz benzeri) elde etme imkanı sunan canlı bir ekonomik ekosistem. Kurumsal yatırımcılar için bu "üretken varlık" yapısı, Ethereum'u, sadece fiyatının artmasını beklemek yerine, aynı zamanda nakit akışı üretebilen bir yatırım aracına dönüştürüyor.

Düzenleyici baskılar Ethereum'a yaradı

Analizde altı çizilen bir diğer ilginç nokta ise, küresel çapta artan düzenleyici baskıların, dolaylı yoldan Ethereum'a fayda sağladığı gerçeği. Kendrick, birçok ülkede, yatırım fonları ve halka açık şirketler gibi kurumsal yapıların, doğrudan dijital varlık satın almasına yönelik yasal ve düzenleyici kısıtlamalar bulunduğuna dikkat çekti. Bu durum, kripto para piyasasına girmek isteyen ancak doğrudan alım yapamayan kurumları, alternatif yollar aramaya itiyor.

Bu alternatiflerin başında ise, bilançosunda Ethereum tutan halka açık şirketlerin hisse senetlerini satın almak geliyor. Örneğin, doğrudan ETH alamayan bir fon, bilançosunda yüklü miktarda ETH bulunduran bir teknoloji şirketinin hissesini alarak, dolaylı yoldan Ethereum'un fiyat hareketlerine maruz kalmış (exposure) oluyor. Dolayısıyla, bilançosuna Ethereum ekleyen şirket sayısı arttıkça, bu şirketlerin hisseleri, düzenleyici engellere takılan diğer kurumlar için bir "proxy" yani vekil yatırım aracına dönüşüyor. Bu durum, Ethereum'a olan talebi, doğrudan alımların ötesinde, geleneksel hisse senedi piyasaları üzerinden de besleyerek, varlığın fiyatı üzerinde pozitif bir baskı yaratıyor.

Sadece bir 'coin' değil, yeni internetin altyapısı

Standard Chartered'ın raporu, Ethereum'a olan bu kurumsal ilginin temelinde, spekülatif beklentilerden çok daha fazlasının yattığını vurguluyor. Ethereum, artık sadece bir "altcoin" olarak değil, geleceğin dijital ekonomisinin ve merkeziyetsiz internetin (Web3) üzerinde inşa edildiği kilit bir altyapı katmanı olarak kabul ediliyor. Kurumsal yatırımcıları çeken de işte bu temel ve uzun vadeli vizyon.

Bu vizyonun en önemli bileşenleri ise şunlar:

  • Merkeziyetsiz Finans (DeFi): Ethereum, bugün milyarlarca dolarlık bir büyüklüğe ulaşan DeFi ekosisteminin tartışmasız lideri. Bankalara veya aracı kurumlara ihtiyaç duymadan borç alıp verme, alım-satım yapma ve varlık yönetimi gibi işlemlerin yapıldığı bu yeni finans sistemi, tamamen Ethereum'un akıllı kontratları üzerinde çalışıyor. Bu sistemdeki her işlem, işlem ücreti olarak ETH ödenmesini gerektiriyor ve bu da ETH'ye sürekli ve organik bir talep yaratıyor.

  • Tokenize Edilmiş Gerçek Dünya Varlıkları (RWA): Kripto dünyasının en heyecan verici yeni alanlarından biri olan RWA'lar, hisse senetleri, gayrimenkuller, tahviller gibi geleneksel finans varlıklarının, dijital birer "token" olarak blockchain'e taşınması anlamına geliyor. Bu sayede, normalde likit olmayan bu varlıklar, 7/24 işlem gören, parçalara bölünebilen ve küresel olarak erişilebilir hale geliyor. Kurumsal devler, bu trilyonlarca dolarlık pazarın altyapısı olarak Ethereum'u görüyor ve bu alandaki gelişmeler, Ethereum'un gelecekteki değerlemesi için en büyük potansiyeli barındırıyor.

  • Kurumsal Cüzdanlar ve Benimseme: Büyük şirketler, artık Ethereum ağını sadece yatırım için değil, aynı zamanda kendi hazine yönetimi, uluslararası ödemeler ve tedarik zinciri takibi gibi operasyonel süreçleri için de kullanmaya başlıyor. Bu "kurumsal benimseme", Ethereum'un rolünü daha da pekiştiriyor.

4.000 dolar bir eşik mi yoksa yeni bir başlangıç mı?

Geoff Kendrick'in 4.000 dolarlık hedefi, Ethereum için önemli bir psikolojik ve teknik direnç seviyesini temsil ediyor. Bu seviyenin kalıcı olarak aşılması, genellikle yeni bir yükseliş trendinin başladığının teyidi olarak kabul edilir. Ancak Standard Chartered'ın analizi, bu seviyenin artık bir tavan değil, kurumsal paranın tetikleyeceği yeni bir rallinin başlangıç noktası olabileceğini ima ediyor.

ABD'de spot Ethereum ETF'lerinin onaylanması ve işlem görmeye başlaması da bu kurumsal benimseme hikayesini destekleyen en önemli gelişmelerden biri oldu. Artık geleneksel yatırımcılar, bir aracı kurum hesabı üzerinden, hisse senedi alır gibi kolayca Ethereum alabiliyor. Bu durum, önümüzdeki aylarda piyasaya milyarlarca dolarlık yeni paranın girmesi için bir kapı araladı.

Sonuç olarak, Standard Chartered gibi küresel bir finans devinin, Ethereum'u, Bitcoin'in gölgesinden çıkarak kendi başına bir kurumsal yatırım varlığı olarak tanıması, piyasa için bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Rüzgarın artık Ethereum'dan yana esmeye başladığı bu yeni dönemde, 4.000 dolarlık duvarın ne zaman ve ne kadar güçlü bir şekilde yıkılacağı, tüm kripto para yatırımcıları tarafından yakından izlenecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ