31 Mart yerel seçimlerinin ardından odasını toplayan Meral Akşener’in ardından İYİ Parti’de koltuğa Müsavat Dervişoğlu oturdu. İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı’nda genel başkanlık için Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Göç Politikaları Başkanı Tolga Akalın ve Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz yarıştı. Salt çoğunluğun aranmadığı üçüncü turda bin 159 geçerli oyun 611’ini alan Akşener’in de desteklediği Müsavat Dervişoğlu yarışta ipi göğüsleyerek İYİ Parti’nin yeni genel başkanı oldu.

***

Dervişoğlu mazbatasını alarak görevine başladı ama tartışmalar da beraberinde geldi. Her ne kadar kendisi ılımlı bir dil belirlese de tartışmalar ve sorular biraz daha devam edecek gibi… İlk akıllara gelen soru “İYİ Parti’de ne değişti?”

Neden mi bu soru çünkü Müsavat bey Sayın Akşener’in ekibinden ve onun desteklediği bir isim ve listeler de çok değişmiş gözükmüyor, hal böyle olunca da insan ister istemez bu soruyu soruyor. Tabii bunu takip eden soru da şu oluyor: “Fatura tek başına Meral Akşener’e mi kesiliyor?”, “Tek sorumlu o mu?”

… Aslında Koray Aydın’ın da isyanı buna gibi, kendisi bir değişimin yaşanmadığını düşünüyor. Bazı partililer de böyle düşünüyor olacak ki istifalar geliyor. Neyin değiştiğini ya da neyin değişeceğini zaman gösterecek diyelim.

***

Bir diğer konu değişim rüzgarlarının estiği siyasi partiler ve genel siyaset atmosferindeki ılımlı hava. MHP lideri Devlet Bahçeli’yi bu konunun dışında bırakarak yazıyorum. Ona ayrı bir paragraf açacağız. Önce CHP’deki değişim ile Özgür Özel’in genel başkanlığa gelişi, ardından daİYİ Parti’de Müsavat Dervişoğlu’nun koltuğa oturması ve çok uzun zamandır göremediğimiz, duyamadığımız görüşmelerin yaşanması. Çoğu parti lideri yeni başkanları arayarak tebrik etti. Bunu Erdoğan-Özel görüşmesi takip etti, yine Erdoğan Müsavat Dervişoğlu’nu da arayan, tebrik eden isimlerden biriydi. Bu durum her ne kadar bazı isimleri rahatsız etse de ben özellikle son zamanlarda iyice çirkinleşen siyaset dilinin bir nebze olsun yumuşaması olarak görmek isteyenlerdenim. Özellikle de Erdoğan’ın Dervişoğlu’na tebriğini siyasi bir yakınlaşma olarak algılamak isteyenler var. Bunun için şu yorumu yapıyorum, o kadar çok tartışmaya alıştık ki en ufak bir güzel sözü bir yanlış anlar olduk.

***

Tüm bu ılımlı atmosferden sıyrılıp gelelim MHP lideri Devlet Bahçeli’ye… Kendisi Müsavat Dervişoğlu’nun İYİ Parti genel başkanı seçilmesi ile ilgili “ihaneti tebrik etmek bizim kitabımızda yazmaz” sözlerini sarfetti. Bahçeli’nin İYİ Parti’ye karşı tavrını en başından beri biliyoruz fakat ne oldu da bir anda konu, “Meral Hanım partisinin başında kalmalıydı” noktasına geldi, orayı kaçırdım. Öfkesi kendisinden kopan partiye mi yoksa Müsavat Bey’e mi? Dervişoğlu’nun cevabının ise şahsen çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Polemik yapmaya gelmediğini söyleyen İyi Parti genel başkanı, üzerimde hakkı ve emeği var dediği Bahçeli için hiçbir zaman maksadını aşan ifadeler kullanmadığının da altını çizdi ve ekledi; “Bir kişi öyle dedi diye büyük bir camianın gönlünü kıramam.” Umarız bu tutum devam eder ve siyasetin dili bir nebze olsun yumuşar.

Sonuç olarak İYİ Parti için söylemek istediğim bir kaç cümle var. Ülkeye alternatif bir soluk getirmek için büyük umutlarla kurulan bir partinin bu durumda olması, muhalefet yapmaktan dahi uzaklaşmış olması düşündürücü. Umarız yaşanan değişiklikler ile Türk siyasi hayatına bir renk bir soluk getirebilecek bir parti ortaya çıkar.