Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın ev sahipliğinde gerçekleşen 139. İEKKK toplantısının ana gündemi, kenti tehdit eden iklim krizi ve kuraklık oldu. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan'ın yaptığı sunum, tehlikenin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Erdoğan, kentin en büyük su kaynaklarından Tahtalı Barajı'nda suyun bitme noktasına geldiğini vurgulayarak, "Suyla ilgili planlarımızı hiç yağış olmayacak gibi yapıyoruz" ifadesiyle durumun ciddiyetini özetledi. Toplantıda, su yönetiminden teknoloji zirvelerine kadar birçok konu ele alınırken, tüm konuşmaların ortak noktası İzmir'in acil ve radikal adımlar atması gerektiğiydi.
Başkan Tugay hedefe tarım ve hayvancılığı koydu
Toplantının açılışında söz alan Başkan Dr. Cemil Tugay, su tüketimi konusunda ezber bozan bir yaklaşımla sorunun kaynağına işaret etti. "Biz tasarruftan bahsettiğimizde şehirde yaşayan insanların evlerinde yaptığı tasarruftan bahsediyoruz ama aslında gerçek tasarruf tarım ve hayvancılıkta olmalı" diyen Tugay, suyun asıl olarak bu alanlarda kontrolsüzce kullanıldığını belirtti. Özellikle İzmir çevresindeki yoğun ve kontrolsüz büyükbaş hayvancılığın hem su kaynaklarını hem de toprağı tükettiğini söyleyen Tugay, "Hayvancılık bu kadar yoğun ve kontrolsüz şekilde yapıldığında bu bölgenin su kaynağını da, toprağını da maalesef yok ediyor. En acil ne yapılması gerekir diye düşünüyorsak bu alandaki tüketimi planlamak olmalı" dedi. Tugay, bu konuda yerel yönetimlerin yetkisinin sınırlı olduğunu, asıl adımın merkezi hükümet tarafından atılması gerektiğini vurguladı.
"O baraj yapılsaydı bugün su sorunumuz olmayacaktı"
Başkan Tugay, konuşmasında İzmir'in uzun vadeli su güvenliği için kritik öneme sahip olan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen projelere de dikkat çekti. 2000'li yılların başında İzmir'in gelecekteki 30-40 yıllık su ihtiyacını karşılamak üzere DSİ tarafından üç baraj planlandığını hatırlatan Tugay, bunlardan sadece Gördes Barajı'nın yapıldığını ancak onun da teknik sorunlar nedeniyle su tutamadığını söyledi. Tugay, "Balıkesir'de yapılması planlanan Düvertepe Barajı ve Başlamış barajlarından biri yapılmış olsaydı şimdi kentimizin su sorunu olmayacaktı. Çünkü bu bölge çok daha yoğun yağış alıyor. Düvertepe Barajı'nın mümkün olan en kısa zamanda yapılması gerekiyor" diyerek acil bir çağrıda bulundu. Deniz suyunun arıtılmasının yüksek maliyetler nedeniyle geleceğe ertelenen bir proje olduğunu, ancak en az üç noktada bu konuda çalışma yapmayı planladıklarını da ekledi.
"Kayıp-kaçak oranı en düşük şehirlerden biriyiz ama yetmez"
Tugay, belediyenin kendi sorumluluk alanındaki çalışmalar hakkında da bilgi verdi. İzmir'in, su kayıp-kaçak oranında Türkiye'nin en başarılı şehirlerinden biri olduğunu belirten Başkan, "Altyapı ile ilgili yoğun çalışmalar yapıyoruz. Kayıp-kaçak oranı merkezde, suyun daha yoğun kullanıldığı yerde çok düşük, yüzde 24'lerde" dedi. Ancak özellikle çevre ilçeler ve köylerde bu oranın daha yüksek olduğunu kabul eden Tugay, bu bölgelerde yoğun bir şekilde şebeke yenileme çalışmalarının devam ettiğini ifade etti. Bu çalışmaların, mevcut su kaynaklarını daha akılcı kullanmak ve kuraklığın etkilerini en aza indirmek için büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Yönetimde inovasyon vurgusu
Başkan Tugay, konuşmasının sonunda sadece su kriziyle değil, belediyenin genel işleyişiyle ilgili de önemli bir vizyon ortaya koydu. Katıldığı bir liderlik programından edindiği tecrübelerle inovasyonun önemine değinen Tugay, "Hepimiz inovasyon kültürünün içinde olmak zorundayız. Bunu anlayış ve kültür olarak yerleştiremeyenler geri kalmaya mahkumlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yönetişim şeklinde radikal değişiklikler yapacağız. Büyükşehir çalışanlarının inovasyon kültürünün bir parçası olması için çalışacağız" diyerek, kentin sorunlarına daha modern ve etkili çözümler bulmak için köklü bir değişim sinyali verdi.