Otistik çocukların yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiş eğitim hakkına erişimindeki sıkıntılar nedeniyle Türkiye Otizm Meclisi, hak ihlalleri durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair bir bildiri yayınladı

Haftaya okul zili çalacak.

2023-2024 öğretim yılının ilk zili heyecanla beklenirken bir yandan okul alışverişleri yapılacak. 

Bu tatlı telaşla birlikte otizm camiasında ise tedirginlik hali de başladı.

Bu tedirginliğin sebebi, özellikle yeni kayıtlarda yıllar içinde yaşanmış örnek olaylar… Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı başta olmak üzere, otistik çocukların yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiş eğitim hakkına erişimindeki sıkıntılar…

Bu endişeli bekleyiş nedeniyle Türkiye Otizm Meclisi (TOM), hak ihlalleri durumunda ebeveynlerin nasıl hareket etmesi gerektiğine dair bir bildiriyi sosyal medya hesaplarında yayınladı.

Bildiride, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlarda yaşanılan sorunlarla ilgili olarak önce okul müdürlüğüne, sonuç alınmazsa sırasıyla İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine yazılı dilekçelerle konunun aktarılması ve dilekçelerin evrak kayıt numaralarının edinilmesinin önemine dikkat çekildi.

Umuyoruz ki, 2023-2024 öğretim yılında bir tek ailemiz bile hak ihlali ile karşılaşmaz.

Diliyoruz ki, yasa ile belirlenmiş bir eğitim hakkına, zorbalık ve ayrımcılıkla engel olmak isteyen sözde eğitimciler ile kimsenin yolu kesişmez. 

ÖĞRETMENİM, CANIM BENİM

Otistik kaynaştırma öğrencisini okula kayıt etmek istemeyen idarenin ebeveynlere sunduğu bahanelerden birincisidir:

Okulumuzdaki öğretmenler, sizin çocuğunuzun eğitimi ile ilgilenmek konusunda yeterli değil.

Bir eğitimci, kendisine ve kadrosuna bu bahaneyi nasıl yakıştırıyor bilemiyorum ama işin aslı başka. Milli Eğitim Bakanlığı personeline bu konuda seminer de veriyor, yayınlar da yapıyor.

Bu yayınlara örneklere yer verelim ki, bu yazıyı okuması muhtemel eğitimcilerimiz bu tarihe kadar görmediler ise, isimleri Google’dan ya da doğrudan Rehberlik ve Özel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün web sitesine girip arayabilsinler.

Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp!

•     Bütünleştirme Kapsamında Eğitim Uygulamaları-Öğretmen Kılavuz Kitabı

•     Okullarımızda 3N Neden Niçin Nasıl Kaynaştırma

•     Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı: Tüm Öğretmenler İçin Yol Haritası

Bunlar ilk aşamada okul idaresinin yetersiz olarak adlandırdıkları öğretmenleri için yeterli olacaktır. Bu arada, idarecilerin de incelemesinde yarar olacak yayın mevcut aynı web sitesinde: Engelsiz Okul Modeli Yol Haritası. 

Öğrenme hayat boyu süren bir eylem. Kendimizi mesleğimiz, pozisyonumuz ne olursa olsun sürekli geliştirme çabamız da bu yüzden.

ÖĞRETMENLER İÇİN KILAVUZ

Sık tekrarladığım bir alıntı var. Çocuğuma dünyayı anlatacaktım, şimdi çocuğumu dünyaya anlatıyorum.

Tam da bu çabayla, oğlum ilkokula başladığı yıl, yani 2016’da internetten bir makale buldum. Bu makaleyi görsellerle birlikte dijital olarak bastırıp öğretmenlerine dağıttım.

Michigan Üniversitesi Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Hastanesi-Karen Williams’ın ASPERGER SENDROMLU ÖĞRENCİLERİN ANLAŞILMASI 
ÖĞRETMEN KILAVUZU başlığıyla yayınlanan makalesinde 7 tanımlayıcı özellik ve bunu takiben öneriler ve sınıf içi stratejileri yer alıyor.

Bunların 4 tanesini infografikte özetledim.

Kalan kısmını yine özetleyerek yazının içinde paylaşmak istiyorum.

Sınırlı ilgi alanı: 

Öneriler: 
* İzole ilgi alanı hakkındaki sorularına ve tartışmaları günün belli bir zaman dilimi ile sınırlandırın. Örneğin hayvan saplantısı olan ve sınıftaki bir evcil kaplumbağa ile ilgili sayısız soruları olan çocuğun bu sorularını sadece teneffüste sorması gerektiğini öğrettim. Bu onun için günlük rutin haline geldi ve diğer zamanlarda böyle sorular sormaya başladığı zaman kendini durdurması gerektiğini kısa sürede öğrendi. 
* İstenen bir davranışa doğru olumlu yönlendirme, çocuğa yardım etmedeki en önemli stratejidir. Bu çocuklar övgüye yanıt verir (Örneğin sürekli soru soran bir çocuğun ara verdiğinde ve başkalarına söz hakkı tanıdığında öğretmeni tarafından övülmesi ve kutlanması gibi). Bu çocuklar ayrıca diğer çocuklara verilmiş bir hakkı kullandıklarında, istenen bir sosyal davranışta bulunduklarında da övülmelidir. 
* İlgi alanları dışında bir şey yapmak istemezler. Sınıftaki çalışmanın tamamlanması için kesin kurallar konulmalıdır.

* Öğrencilere işlenen konudan ama kendi ilgi alanı ile bağlantılı ödevler verilmelidir. Örneğin trenlere ilgisi olan bir çocuğa, sosyal dersinde bir ülke işleniyorsa, o ülkenin ulaşım sistemini araştırması verilebilir. 

ZAYIF KONSANTRASYON

Öneriler: 

  • Çok ciddi miktarda sıkı ve disiplinli dış yapılanma gerçekleştirilmelidir. Ödevler küçük parçalara bölünmeli ve öğretmen sık sık geri bildirimde bulunmalı ve yeniden yönlendirmelidir. 
  • Ciddi konsantrasyon problemi olan çocuklar belli sürelere bölünmüş çalışma seanslarından fayda görürler. Bu kendilerine organize etmelerine yardım eder. Kesin beklentiler ve onlara olumlu yönde yönlendirme yapacak kuralların uygulanmasına ihtiyaçları vardır. Böyle bir program çocukları üretken olmaya motive eder ki bu da kendine olan güvenlerini artırır ve stres seviyesini düşürür, çünkü çocuk kendini yetenekli görür. 
  • Düşük konsantrasyon, düşük yazma hızı ve ciddi organizasyon bozukluğu, ona verilecek ev ödevini azaltmayı ve/veya ayrı bir odada öğretmen gözetiminde ekstra zaman vererek ödevini tamamlatmayı gerekli kılabilir. 
  • Çocuğu sınıfın önüne oturtun ve dikkatini derse vermek içim sık sık sorular yöneltin. 

Öğretmen aktif bir şekilde çocuğu kendi iç düşünceleri ve fantezilerinden ayırarak gerçek dünyaya yeniden odaklanmaya teşvik etmelidir. İç dünyası gerçek hayattan daha cazip olduğu için bu gerçek bir mücadeledir. Küçük çocuklar için serbest oyun saati bile programlanmalıdır. Çünkü yalnızlıklarına dalar ve hayaller kurarak oynamaya dalıp gerçekle ilişkilerini kaybedebilirler.

DUYGUSAL YARALANMA

  • Yüksek seviyede istikrar sunarak patlama yaratacak etkileri önleyin. Streslerini azaltmak için günlük rutinde olabilecek değişikliklere karşı hazırlayın. Beklenmedik değişikliklerle karşılaştıklarında korkarlar, kızarlar ve üzülürler. 
  • Öğretmenin sesinden yansıyan etki minimumda tutulmalıdır. Çocuk ile olan iletişimimizde sakin olun ve o sizi önceden tahmin edebilsin. Çocuğun üzgün veya depresif olduğu konusunda sizi bilgilendireceğini beklemeyin. Bu çocuklar diğer insanların duygularını anlamadıkları gibi kendi duygularını da anlamakta zorlanır. Çoğu zaman depresyonlarını örtbas ederler ve belirtilerini inkar ederler. 
  • Ergen yaştakilerin depresyona özellikle eğilimli olduklarından haberdar olun. Bu çağda sosyal yeterliğe çok değer verilir. Öğrenci diğerlerinden farklı olduğunun ve ilişki kurmakta zorluk çektiğinin farkına varır. Akademik çalışma genellikle daha soyut bir hale gelir ve öğrenci ödevlerini daha zor ve karmaşık bulur.
  • Özellikle ergenlik çağındakilerin  günde en azından bir kez kontrol edilebilmesi için bir görevlinin belirlenmesi kritik öneme sahiptir. Bu kişi onunla her gün biraraya gelerek ve diğer öğretmenlerin gözlemlerini toplayarak ne kadar iyi başa çıkıp çıkamadığını tayin etmelidir. 
  • Özel bir alanda zorluklar görüldüğünde akademik yardım almalıdır. Başarısızlığa karşı bu çocuklar daha çabuk etkilenerek reaksiyon gösterebilirler.