Maliyet kaçışı dış açığı vurdu: Türk hazır giyim ve ayakkabı üretimi rotayı Mısır'a çevirdi
Maliyet kaçışı dış açığı vurdu: Türk hazır giyim ve ayakkabı üretimi rotayı Mısır'a çevirdi
İçeriği Görüntüle

Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki on binlerce küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ), yüksek faiz oranları ve sıkılaşan kredi koşulları nedeniyle finansmana erişimde zorlandığı bir dönemden geçerken, beklenen destek hamlesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden (TOBB) geldi. KOBİ'lerin üretim çarklarını döndürebilmesi, istihdamı koruyabilmesi ve yatırım planlarını hayata geçirebilmesi amacıyla 8 Temmuz'da başlatılan TOBB Nefes Kredisi, reel sektörde adeta bir can suyu etkisi yarattı. Başlatılmasının üzerinden sadece bir ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, proje kapsamında tam 23 bin 515 firmaya, toplamda 30 milyar liralık kredi kullandırıldı. Bu yoğun ilgi, bir yandan projenin ne kadar isabetli olduğunu gösterirken, diğer yandan da KOBİ'lerin içinde bulunduğu nakit sıkıntısının boyutlarını gözler önüne serdi. Krediye olan hücum, ayrılan kaynağın rekor bir sürede tükenmesine neden olurken, şimdi tüm gözler projenin ikinci fazına çevrilmiş durumda.

Kredi garanti fonu devrede: mekanizma nasıl işledi?

TOBB Nefes Kredisi'ni benzerlerinden ayıran en önemli özellik, işleyiş mekanizması ve sunduğu koşullar oldu. Doğrudan bir Hazine desteği yerine, Kredi Garanti Fonu (KGF)'nun kendi özkaynakları devreye sokularak oluşturulan bu model, KOBİ'lere piyasa koşullarının oldukça altında bir maliyetle finansman sağladı. Proje kapsamında kullandırılan kredilerin faiz oranı, piyasadaki ticari kredi faizlerinin 50-60 bandında seyrettiği bir ortamda, yüzde 37-38 gibi oldukça rekabetçi bir seviyede tutuldu. Bu avantajlı oran, KOBİ'lerin borçlanma maliyetlerini ciddi ölçüde düşürerek onlara hareket alanı sağladı.

Projenin başarısında, kamu ve özel sektör bankalarının oluşturduğu geniş bir konsorsiyumun rolü de büyük oldu. Aralarında kamu ve özel sermayeli 8 büyük bankanın bulunduğu işbirliği sayesinde, kredi süreci Türkiye'nin dört bir yanındaki TOBB üyesi oda ve borsalara kayıtlı işletmelere hızlı bir şekilde ulaştırıldı. Bu koordineli çalışma, başvuruların hızla değerlendirilip sonuçlandırılmasını ve 30 milyar liralık devasa kaynağın bir ay gibi kısa bir sürede reel sektöre aktarılmasını mümkün kıldı. Bu mekanizma, kamu, sivil toplum ve finans sektörünün el ele verdiğinde ne kadar etkili sonuçlar alınabileceğinin de somut bir örneğini oluşturdu.

Reel sektörden yoğun ilgi: 'limit artırılsın' talebi masada

Projenin ilk etabının bu denli hızlı tamamlanması, krediye erişemeyen on binlerce KOBİ'nin yeni bir beklenti içine girmesine neden oldu. Üye firmalardan gelen bu yoğun talebi karşılıksız bırakmayan TOBB yönetimi, projenin devamı için hemen harekete geçti. TOBB tarafından yapılan açıklamada, Nefes Kredisi'ne gelen olağanüstü ilgi üzerine, toplam kredi limitinin artırılması yönündeki talebin ilgili makamlara iletildiği resmen duyuruldu. Açıklamada, "İş dünyamızın Nefes Kredisi talebinin karşılıksız kalmadığını görmek bizler için memnuniyet vericidir" denilirken, yeni bir limit tahsisi için yapılan başvurunun olumlu karşılanması halinde, ilave kaynağın da hızla KOBİ'lerin kullanımına sunulacağı vurgulandı. Bu başvuru, projenin sadece bir defaya mahsus bir destek olmadığını, sürdürülebilir bir finansman modeline dönüştürülme arzusunu da ortaya koyuyor.

Ekonomi yönetimine teşekkür: Şimşek ve Karahan'a yapıcı yaklaşım vurgusu

TOBB'un açıklamasında dikkat çeken bir diğer önemli unsur ise, projenin hayata geçirilmesindeki rolleri nedeniyle ekonomi yönetimine yapılan özel teşekkür oldu. Açıklamada, "Bu uygulamanın hayata geçmesinde gösterdikleri duyarlı ve yapıcı yaklaşımlar için Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e ve TCMB Başkanımız Sayın Fatih Karahan’a teşekkür ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Bu açıklama, iş dünyasının en büyük temsilci örgütü olan TOBB ile sıkı para politikasını yürüten yeni ekonomi yönetimi arasında yapıcı bir diyalog ve işbirliği zemini olduğunu göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Enflasyonla mücadele kapsamında kredi kanallarının daraltıldığı ve faizlerin yükseltildiği bir dönemde, KOBİ'lere yönelik böylesine hedefe odaklı bir kredi mekanizmasının devreye alınması, ekonomi yönetiminin reel sektörün sesine kulak verdiğinin bir işareti olarak yorumlandı.

KOBİ'lerin finansman sorunu ve geleceğe etkileri

Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan ve toplam istihdamın büyük bir bölümünü sağlayan KOBİ'ler için finansmana erişim, hayati bir mesele. Özellikle son yıllarda artan enflasyonist baskı, işletme sermayesi ihtiyacını artırırken, yükselen faiz oranları da yatırım ve büyüme planlarının önündeki en büyük engel olarak duruyor. Birçok KOBİ, bankalardan kredi bulmakta zorlanırken, bulabildikleri kredilerin yüksek maliyeti de kârlılıklarını eriterek sürdürülebilirliklerini tehdit ediyor. İşte bu noktada TOBB Nefes Kredisi gibi destek mekanizmaları, sadece günü kurtaran birer pansuman olmanın ötesinde, KOBİ'lerin üretim kapasitelerini korumaları, yeni pazarlara açılmaları ve en önemlisi istihdamı muhafaza etmeleri için kritik bir rol oynuyor. TOBB'un da vurguladığı gibi, "KOBİ’lerimizin doğru zamanda ve uygun maliyetlerle finansmana ulaşması; daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve ihracat, dolayısıyla daha güçlü bir ekonomi demektir." Gözler şimdi, bu güçlü ifadenin ekonomi yönetiminde bulacağı karşılığa ve on binlerce işletmenin umutla beklediği yeni kredi limitinin müjdesine çevrilmiş durumda.

Kaynak: HABER MERKEZİ