Geçen haftaki yazımda Türk çiftçisinin tek çıkış yolunun kooperatifleşmekten geçtiğini anlatmaya çalışmıştım.
Kooperatifleşme konusunu çok önemsiyorum. Kooperatiflerle ilgili geçmişte yaratılan “komünist işi” algısının toplumun alt katmanlarında hala etkisini sürdürdürdüğünü görmek daha gidecek çok yolumuz olduğunu gösteriyor.
Kooperatif yöneticilerinin kendi çatıları altında birleşen üreticilerin elde ettiği kazanımları topluma iyi anlatabilmeleri, tüketicilerin de kooperatif ürünlerini tercih ederek üreticileri yüreklendirmeleri gerekiyor.
Tarımsal üretimin çıkışı kooperatiflerde iken KOBİ'lerimizin durumu çok mu farklı?
Türkiye'de KOBİ'lerin ortalama ömrü 10 yıl. “Küçük olsun benim olsun” mantığından yola çıkan girşimciler, yetersiz bilgi birikimi ve özkaynaklarla kendi işletmelerini kurup bir süre ticaret yaptıktan sonra kapıya kilidi vuruyorlar.
Son dönemde yaşanan konkordato ve buna bağlı gelen iflaslar beraber birçok KOBİ de çıkmaza girdi. Konkordato ilan eden her firma 7 ila 15 firmanın daha batmasına neden oluyor. Bu firmaların alt açılımındaki firma sayılarını ise tespit edemiyoruz.
Konkordato ilan etmemiş olmamasına karşın alacaklarını tahsil edemediği için dar boğaza giren ve batma noktasına gelen KOBİ'lerin en önemli sıkıntısı ise özkaynak yetersizliği. Konkordato ilan eden firma kendisini güvenceye alırken bu firmalar fırtınalı havada korunaksız kalıyorlar.
Yetersiz özkaynağa sahip KOBİ'lerimizin daha güçlü bir yapıya kavuşarak uzun ömürlü işletmelere dönüşmelerinin yolu bir araya gelmelerinden geçiyor.
Adına ister kooperatifleşmek deyin, ister güçbirliği, ister şirket evliliği. Ne derseniz deyin tek çıkış yolları bu. Yoksa makro düzeyde yaşanan her ekonomik sıkıntı onların ticaret sahnesinden silinmesine yol açacak.
Üstelik bunu bir gazeteci olarak sadece ben söylemiyor. İşin uzmanları da bu görüşte. Ege Finans Derneği kısa bir süre önce bir rapor hazırladı. Bu raporun “Yeni Nesil Güçlü Firmalar” başlıklı bölümünde aynen şu görüşlere yer verildi: “Firmaların kuruluşundan itibaren, takip eden 3 veya 5 yıl içerisinde minimum belirlenecek bir büyüklük ve hacme çıkmamaları durumunda, kendi sektöründeki diğer firmalarla bir araya gelerek, daha güçlü firmalar oluşturmaları gerekiyor. Bu çok zor bir süreç olmakla beraber, kuralları belirlenmiş bir yapıda, uygulanması mümkün olabilecektir. Bu yapılamazsa, çoğu firmayı gelecekte bekleyen son, bugünden bellidir.”
Nasıl ki tarım sektörü tek başına değil, birlikte güçlü olabilecekse KOBİ'lerimiz de tek başlarına değil birlikte güçlü olabilirler.