Şaka değil. Ben iddia etmiyorum. Aklı başında politikacılar, gerçek ekonomistler söylüyor;

''Artık kötü günler sona erdi'' diyorlar. Ancak ilave ediyorlar; ''Şimdi çok kötü günler başlıyor.''
Yani ne demeye getiriyorlar;
''Bu günleri bile arayabiliriz. Şu anda aldığımız malı yarın aynı fiyata alamayabiliriz.''
Nasıl geldik bu günlere? Damat bakanlarla mı? Gözleri ışıldayan ekonomistlerle mi? Yoksa Nas'larla mı?
Üretim yetersiz, istihdam berbat, dış ticaret açığı rekorlarda, yabancı yatırımcı gelmiyor, sıcak para ve servetlerin satışı ile nereye kadar.
Hatırlayın TÜIK Mayıs enflasyonunu kaç olarak açıklamıştı? Binde 4. Aradan iki ay geçti. Temmuz enflasyonunu yüzde 9.49 olarak açıkladı. Şimdi varın Kasım, Aralık enflasyonunu tahmin edin. Mart seçimlerine kadar Gabar'dan petrol, Karadeniz'den doğalgaz fışkırmayacağına göre, akaryakıt ve doğalgaz, dolayısıyla elektrik fiyatlarını düşünmek bile istemezsiniz. Sonbahar ve kış aylarında gıda arzının da düşeceğini varsayarsak mutfak yangınları kim bilir nerelere yayılacak? Beslenmenin, güncel yaşamı sürdürebilmenin sorun olarak karşımıza çıkmayacağına nasıl garanti verebilirsiniz? Enflasyonu düşüreceğiz iddiasındaki Merkez Bankası bile, Mayıs 2024 tarihindeki oranı yüzde 70 olarak veriyor.

Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 33 bin 750 lira. Açlık sınırı 10 bin 360 lira. Asgari ücretli, 7 bin 500 lira maaşlı emekli ne yiyecek, ne içecek? Son üç ayda zeytinyağı fiyatları yüzde 136, peynir yüzde 37, et yüzde 40 artmış. Gelecek 6 ayda ücretli kesimlerin yoksullaşma sürecinin hızlanmayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Ev kiralarına bakıyorsunuz; saçma-sapan rakamlar konuşuluyor. Ev-sahibi kiracı kavgaları cinayetlere kadar varıyor.

***

Sıkıntı yalnızca ekonomik değil. Hukukun üstünlüğünde, laiklikte, özgürlüklerin sağlanmasında, sosyal yaşamın düzenlenmesinde de sıkıntıların artacağı işaretini vermekte iktidar.

Bakıyorsunuz katiller, uyuşturucu tüccarları, ırz düşmanları, hırsızlar cezaevlerinden salınırken, gazeteciler bir bir hapsediliyor. Önce Merdan Yanardağ, şimdi Barış Pehlivan... Gözdağı veriyorlar. Ne kadar muhalif gazeteci varsa yerel seçimlere kadar susturmak istiyorlar. RTÜK , ‘Demokles'in Kılıcı’ gibi. Tele-1'in ekranına bakın. Kapkara... Umarız ülkemizin geleceği böyle olmayacak.

Yerel seçimler yaklaştıkça muhalif belediyelere yapılan baskıların da arttığını görüyoruz. Başkanlarının eli-kolu bağlanan bu şehirlerde yaşayan vatandaşların belediyelerden şikayet etmesi amaçlanmakta.

Yurtdışından akın-akın ne idüğü belirsiz insanlar şehirlerimizi doldururken, 'Giderlerse gitsinler' denilen 15 bin doktorun Almanya'da görev yaptığı açıklandı. Bu nitelikli göçü önümüzdeki dönemde nasıl durduracaksınız?

Karanlık tablo bitmiyor. Her gün yeni bir Akbelen yaşıyoruz. Kadın cinayetleri dört nala sürmekte. Cuma gününün iş günü olmasına göz diken yobazlar ve daha niceleri...
Bu güzel ülke dünya mutluluk sıralamasında 146 ülke arasında 2022’de 18 basamak gerileyerek 112. sıraya düşmüş. Ekonomik refah, insanların kendilerini güvende hissetmeleri, kurumlara güven, sosyal eşitsizlikler, kadınların toplumdaki konumları bizi 112. sıraya düşürmüş. Umarız son sıradaki Afganistan'ın yerini almayız.