"Elimde bir kitap...
Karıştırıyorum; anılar bir dizin olarak dökülüyor...
Yaşayanlar, yaşadıklarımız...
Tarihsel yapının sahipleri...
İz bırakanlar...
Dile kolay...
Karşıyakalı olmak...
Karşıyaka'yı bir sevda olarak içine sindirmek...
Anlatamazsın!
Tarih sana der ki:
"Atatürk, İzmir'in Yunanlılardan kurtarılmasından sonraki ilk geceyi, Karşıyaka'da İpekçizade Köşkü'nde geçirdi. Onuruna verilen yemeğe KSK yöneticileri de davetliydi. Kurtuluş savaşı nedeniyle spor faaliyetleri durdurulan kulübün yeniden faaliyete geçirilmesi emrini verdi. Atatürk Karşıyaka'yı pek sevmişti. 13 Ekim 1925'te İzmir'e gelir ve ilk iş olarak Karşıyaka Spor Kulübü'nü ziyaret eder, sonra kulüp defterine şunları yazar:
'Karşıyaka Spor Kulübü'nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara çok şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvveti saadeti ne bariz görülmektedir... Gazi Mustafa Kemal' "
Üstad Okan Yüksel'in "Bir Sevdadır Karşıyaka" kitabı, bir yöreye ait spor kültürünün başlangıcını böyle anlatır!
Yazılanlardan...
Anlatılanlardan...
Söylencelerden bir anladığın varsa...
Yeşil-kırmızı rengi...
Kaf-Sin-Kaf'ı içine sindirmişsin demektir...
Tribünün "Kaf-Kaf-Kaf/Sin-sin-sin/Kaf-Sin-Kaf-Sin-Kaf" nidaları sarmışsa benliğini...
Karşıyaka senin sevdandır zaten...
Ne tarih anımsandı...
Ne de yeşil-kırmızılı renk aşkı...
Bir sezonda inanılmaz hatalar zinciriyle karanlığın içine girildi...
Karşıyaka 2.Lig batağının içine sürüklendi...
Bir sonu belirsiz "rant" beklentisi bugünleri getirdi...
Karşıyaka'yı geri dönülmesi zor bir yolculuğa çıkaranlar elbet bu sorumluluğu yüklenmeyecekler!
Onlar çıkar odaklı beklentilerinin, dün olduğu gibi bugün de peşinde koşacaklar!
Öyle ya da böyle...
Vay gidene!.."
***
Bu satırları 3 Mayıs 2016'da yazmışım...
Şimdi Karşıyaka'nın yetersiz denilen bütçeyle baketbolda yaşattığı mutlu tabloya bakıp; futbolda giderek kararan fotoğrafları görünce hüzünleniyor insan...
Yığılan borçlarla yıkılan bir yapı; yönetimin çaresizliğinin yanında, istifalarla çöküşü; puan silinmesi; futbolcuların direnebilecek desteği göremedikleri için belirginleşen güçsüzlüğü ve bir avuç taraftarın maçlarda takımı ayakta tutma çabası!
Ne yazık ki tablo bu!
Anlayacağınız çöküş yeni değil; geçmişin devamı!
Nerede o büyük camia?
Nerede geçmişte görev yapmış büyük başkanlar, yöneticiler?
Karşıyakalı işadamları nerede?
***
Ben bugün Üstad Okan Yüksel'in Şemikler'de adının verildiği park açılışına giderken, yine Karşıyaka'yı sorgulamayı sürdüreceğim...
Ya siz "Büyük Karşıyakalılar" ne yapıyorsunuz?