Ülkenin her yeri, her işi yanıyor; nereye baksan yangın var!
Kadın cinayetleri, şiddet haberleri her gün artıyor; önlem tabi ki yok!
Emine Bulut cinayeti ibretlik diye Türkiye'yi ayağa kaldırdı; gazeteler ve sosyal medya günlerdir Bulut cinayeti ve ardı arkası kesilmeyen cinayet haber ve görüntüleriyle çalkalanıyor.
Ve toplum büyük tepki gösterse de, izlemenin ve öfke paylaşımının dışında bir şey yapamıyor...
Feodal ve maço erkek egemenliği durmaksızın boğuyor, bıçaklıyor, kafasına sıkıyor, çocuklarının önünde anaları doğramayı sürdürüyor!
Nereye kadar?
***
İnsanoğlunun bu yırtıcılığı, öldürme dürtüsü nereden kaynaklanıyor?
Uygulanmayan yasalar, imzalanan sözleşmeler (İstanbul Sözleşmesi) bir ölçüde kadını koruyacak düzeyde!
Peki kim uygulayacak, takipçisi olacak bu işin; devlet nereye kadar suskun kalacak bu cinayetlere?
İnsan demeye dilim elvermiyor ama biraz varsa onu da mı yitiriyor bu katil kimlikli erkek topluluğu?
Ne çok değer yitiriyor bu toplum kısa aralıklarla!
***
Yangın büyüyor!
Ormanda, çarşıda-pazarda, ekonominin etkisi altındaki her alanda!
Yakıyorlar soluklanmamızı sağlayan orman alanlarını; çarşıda-pazarda etiketler her gün değişiyor! Ekonominin denge ayarı gibi görünen dolar, gece yarıları bir çıkıyor-bir iniyor asansör gibi! Bu git-gel oyununun içinde kimler var? Kimler kazanıyor?
Bacasız sanayi diyebileceğimiz futbolda takımlar bir bir dökülüyor!
Gelenler-gidenler her gün değişken haberler, yalan ve kurgu haberler bıkkınlık verici düzeyde!
Futbol konuşuyor ama büyük bölümüyle izleyemiyor bu ülke; "paran yoksa çeneni yor" yani!
Kulüpler batıyor, büyük borçları yapılandırıyor; tribün localarını satamamanın sıkıntısı büyüyor!
Ve işleri tribüne gelecek tutkulu taraftarın bırakacağı para ile çözmek derdindeler... O da olmazsa "yandı gülüm keten helva" yani!
E tabi daha ne kadar ve nereye gideceksiniz Avrupa'nın sakat futbolcularını toparlayarak ve yalan transfer haberleriyle?
Bir de lige kötü başlamışsanız, işler daha da zorlaşıyor!
***
Her yer yanıyorsa...
Bu kadar karmaşanın içinde spor basını ve kopyala-yapıştır haberciliğin geliştiği havuz medyası da alev alev kuşkusuz!
Ne kadar yaratıcı gazetecilik yapılıyor bu ülkede!
Yalan-yanlış transfer haberlerini, yapılan röportaj ve söyleşilerle yönetici hayranlığını vs. bir kenara bırakın...
Haberin başlığına bakar mısınız:
"Özgener şampiyon oldu... Özgener'in oğlu Rusya'da şampiyon oldu..."
Oysa şampiyon olan U16 Türk Milli Futbol Takımı...
Türkiye Futbol Federasyonu önceki başkanlarından, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener'in oğlu Cem Özgener de U16 takımının bir oyuncusu...
İzmir'in internet yayınlarında, günlük gazetelerinde (9 Eylül internet sitesi dahil) haber aynı başlıkla verildi! Yani kopyala-yapıştır!
Düşündüm... Özgener'e "şirin görünmek" (Kaldı ki Özgener'in böyle bir şirinliğe gereksinimi yok) için öyle kullanılmış olabilir mi diye!
İyi niyetimi de öteledim zorunlu olarak çünkü söz konusu gazetecilik ve ulusal takımdı!
Ulusal futbol takımın şampiyon olduğu bir turnuvayı, bir kişiye indirgeyip endeksleyebilir misiniz? O takım "Ulusal takım" arkadaşlar!
Böyle gazeteciliği hangi okullarda, alaylı iseniz hangi usta gazeteciler öğretti size?
Meslek böyle bitiyor işte!..
***
"İzmir takımları ne alemde?" diye soracak olursanız...
Tel tel dökülüyorlar...
Kimileri de hala transfer peşinde!
Yok ülkenin görüntüsünden bir farkları anlayacağınız!
***
Görüyorsunuz, yaşıyorsunuz, tanıklık ediyorsunuz her şeye...
Yazılan-çizilen her şey gerçek; senaryo değil!
Ortalık alev alev... Ve giderek büyüyor!