Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeler, finansal piyasalarda dalgalanmalara neden oldu. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, piyasalarda tedirginliğe yol açtı. Bu gelişme, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) muhtemel cumhurbaşkanı adayının gözaltına alınması anlamına geliyordu.
Döviz kurlarında rekor artış
Siyasi belirsizliğin artmasıyla birlikte döviz kurlarında hızlı bir yükseliş gözlendi. Dolar/TL kuru, geçtiğimiz haftayı 36.57 seviyesinden kapatmışken, 41.53 liraya kadar yükselerek tarihi zirvesine ulaştı. Aynı dönemde Euro da 45 liranın üzerine çıkarak rekor seviyeleri test etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kur artışını sınırlamak amacıyla piyasalara müdahale etti. TCMB'nin çarşamba gününden itibaren üç gün içinde yaklaşık 26 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdiği tahmin ediliyor. Bu rakam, bankanın son bir yılda biriktirdiği rezerv artışının büyük bir kısmına denk geliyor.
Rezervlerdeki değişim
TCMB'nin resmi verilerine göre, döviz rezervleri Nisan 2024'te 64 milyar 967 milyon dolara kadar gerilemişti. Son bir yılda 33.1 milyar dolar artarak geçtiğimiz hafta 98 milyar 69 milyon dolara ulaşan rezervler, son müdahalelerle birlikte önemli ölçüde azaldı. TCMB, döviz satışlarının yanı sıra para politikasında da sıkılaştırma adımları attı. Para Politikası Kurulu, olağanüstü bir toplantı yaparak gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 44'ten 46'ya yükseltti. Ayrıca, bir hafta vadeli repo ihalelerine bir süre ara verildiğini duyurdu.
Piyasa tepkileri ve beklentiler
Finansal piyasalar, TCMB'nin bu agresif müdahalesine olumlu tepki verdi. Ancak, uzmanlar rezervlerdeki hızlı erimenin sürdürülebilirliği konusunda endişelerini dile getiriyor. Ekonomistler, siyasi belirsizliğin devam etmesi durumunda döviz piyasalarındaki baskının sürebileceğini ve TCMB'nin daha fazla rezerv kullanmak zorunda kalabileceğini belirtiyor.
