Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemdeki seyrini belirleyecek en önemli sunumlardan biri için tüm gözler, İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yerleşkesine çevrildi. TCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan, kameraların karşısına geçerek yılın üçüncü Enflasyon Raporu'nu ve para politikasının gelecek dönemdeki çerçevesini kamuoyuyla paylaştı. Enflasyonun seyrinden faizlerin geleceğine, küresel risklerden iç talebin durumuna kadar birçok kritik başlığın ele alındığı toplantı, piyasalar ve vatandaşlar için bir yol haritası niteliği taşıyordu. Karahan'ın sunumunun ana eksenini, Haziran 2024'ten bu yana kararlılıkla uygulanan sıkı para politikasının olumlu sonuçlarının alınmaya başlandığı, ancak hedeflere ulaşılana kadar bu duruştan kesinlikle taviz verilmeyeceği mesajı oluşturdu. Karahan, "Fiyat istikrarının sağlanması yolunda aldığımız mesafeyi önemsiyoruz" diyerek, sürecin kararlılıkla yönetilmeye devam edileceğini belirtti.
Enflasyon tahminlerinde yeni patika: Ara hedefler ve tahmin aralıkları güncellendi
Toplantının en önemli ve en çok tartışılacak bölümünü, Merkez Bankası'nın güncellenen orta vadeli tahminleri oluşturdu. Başkan Fatih Karahan, bu rapordan başlayarak yeni bir iletişim stratejisine geçtiklerini belirterek, "tahmin aralıkları" ile "ara hedefler" arasında bir ayrım yaptıklarını duyurdu. Buna göre, bankanın revize ettiği yeni tahmin aralıkları şu şekilde oldu:
-
2025 yıl sonu enflasyon tahmin aralığı: %25 - %29
-
2026 yıl sonu enflasyon tahmin aralığı: %13 - %19
Bu yeni tahmin aralıkları, bir önceki raporda %19-%29 olarak belirlenen 2025 aralığının alt bandının yukarı çekildiğini göstererek, orta vadede enflasyonla mücadelenin zorluklarına işaret etti. Ancak Karahan, bu tahmin aralıklarının yanı sıra, olağanüstü gelişmeler olmadıkça değiştirmeyecekleri "ara hedefler" belirlediklerini de açıkladı. Bu yeni ara hedefler ise şöyle sıralandı:
-
2025 yıl sonu ara hedefi: %24
-
2026 yıl sonu ara hedefi: %16
-
2027 yıl sonu ara hedefi: %9
Bir önceki raporda 2026 için %12, 2027 için ise %8 hedefi bulunurken, bu hedeflerin sırasıyla %16 ve %9'a revize edilmesi, dezenflasyon sürecinin beklenenden bir miktar daha uzun sürebileceğine dair bir sinyal olarak yorumlandı. Karahan, bu yeni metodolojinin amacının, veri akışına göre değişebilecek tahminlerle, para politikasının çıpası olan sabit hedefleri ayırarak şeffaflığı artırmak olduğunu ifade etti.
Sıkı para politikasının karnesi: Talep soğuyor, sonuçlar geliyor
Başkan Karahan, sunumunun önemli bir bölümünü, son bir yıldır uygulanan sıkı para politikasının somut sonuçlarına ayırdı. Parasal sıkılaşmanın en belirgin etkisinin iç talepteki soğuma olduğunu belirten Karahan, "Sıkı para politikası sonucunda talep kompozisyonu daha dengeli hale geldi. Özel tüketimin büyümeye katkısının belirgin olarak gerilediği görülüyor" dedi. İkinci çeyrekte sanayi üretimi gibi öncü göstergelerdeki büyümenin yavaşladığını ve anket bazlı göstergelerin sanayide zayıflayan bir görünüme işaret ettiğini belirtti. Kartla yapılan harcamaların da tüketimdeki ivme kaybının devam ettiğini gösterdiğini vurguladı.
Ekonomideki bu soğumanın dış dengeye olumlu yansıdığını ifade eden Karahan, Temmuz ayına ilişkin geçici verilerin dış ticaret dengesinde iyileşmeye işaret ettiğini söyledi. Bu görünüm altında, cari açığın milli gelire oranının yılın ikinci çeyreğinde %1,3 civarında seyredeceğini tahmin ettiklerini belirtti. İşgücü piyasasında ise manşet işsizlik oranının bir miktar artsa da geçmiş ortalamaların altında seyrettiğini, ancak piyasanın işsizlik oranının ima ettiğinden daha az sıkı olduğunu ifade etti.
Enflasyonun inatçı kalemleri: Hizmet ve kira enflasyonu risk oluşturuyor
Başkan Karahan, dezenflasyon sürecinin kesintisiz devam ettiğini ve Ağustos ayına ilişkin öncü verilerin de ana eğilimde kademeli yavaşlamanın sürdüğünü gösterdiğini belirtti. Enflasyonun son üç ayda piyasa beklentilerinden düşük geldiğini ancak yine de bazı alanlarda risklerin sürdüğünü vurguladı. Karahan'a göre, dezenflasyon sürecindeki en inatçı kalemlerin başında hizmetler sektörü ve kiralar geliyor. Karahan, "Enflasyon son üç ayda piyasa beklentilerinden düşük gelse de, hizmetteki atalet tahminlerimizin üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor" dedi. Benzer şekilde, kira enflasyonunun da öngörülenden daha dirençli bir seyir izlediğini, ancak önümüzdeki dönemde gerilemeye devam edeceğinin öngörüldüğünü ifade etti.
Gıda fiyatları tarafında ise zirai dona rağmen bir yavaşlama görüldüğünü ancak son aylarda artan sıcaklıklara bağlı olarak bazı bölgelerde belirginleşen kuraklığın, gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirtti. Tüm bu faktörler birleştiğinde, enflasyon beklentileri iyileşse de hala Merkez Bankası'nın tahminlerinin üzerinde seyretmeye devam ediyor.
Finansal koşullar ve faiz mesajı: 'Sıkı duruş sürecek'
Piyasaların en çok yanıt aradığı soru olan faiz oranlarının geleceğine ilişkin de net mesajlar veren Başkan Karahan, sıkı para politikası duruşunun dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacağını ve bu duruşun sürdürüleceğini defaatle vurguladı. Finansal koşullardaki sıkılığın devam ettiğini belirten Karahan, Temmuz ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) kararı sonrası, tüketici kredisi faizlerinin 5,3 puan, ticari kredi faizlerinin ise 5,5 puan gerilediğini belirtti. Ancak bu gerilemenin, genel sıkı duruş içinde bir normalleşme olarak görülmesi gerektiği ve iç talebi aşırı canlandıracak bir gevşemeye izin verilmeyeceği ima edildi. Karahan'ın konuşması, enflasyonda hedeflenen patikaya girildiğinden emin olunana kadar yeni bir faiz indiriminin gündemde olmayacağını, bankanın veri odaklı ve temkinli yaklaşımını sürdüreceğini ortaya koydu.