Sivas Kongresi,
Milli Mücadele'nin en önemli mihenk taşlarından biridir.
Kurtuluş Savaşı’nda Sakarya Zaferi nasıl bir dönüm noktası olmuşsa, Anadolu’da yeni devletin kuruluşunda Sivas Kongresi’nin o kadar büyük önemi vardır.
Sivas, Mustafa Kemal Paşa’nın da dediği gibi “Cumhuriyetin temelini burada attık “ sözüyle tarihde lâyık olduğu yeri almıştır.
Mustafa Kemal Paşa bu olaya da Nutuk’ta şöyle yer verir.;
“... Sivas şehrine girerken caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş, askeri birlikler tören düzeni almış bulunuyordu. Otomobillerden indik, yürüyerek askeri ve halkı selâmladım.
Bu manzara, Sivas’ın muhterem halkının ve Sivas’ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar ve sevgiyle dolu olduğunu ispat eden canlı bir şahitti...”
Tarihçilere göre;
o günkü Sivas, nice uğursuz günlerinden sonra, hiç olmazsa bu her tarafa bayraklar asıp, yollara dökülüşte, asker adımlarıyla bir kumandan geçişinde, kaybettiğini sandığı egemenliğinin yeniden bir esintisini bulur. Her adımda gökyüzüne bir haykırış yükselir;
"Yaşasın Mustafa Kemal Paşa Yaşa!.."
**
O günlerden anekdotlar;
Sivas Müdafaa-i Hukuk Heyet-i Merkeziyesi, kongre için lise binasını uygun bulmuştur.
Bir odası Mustafa Kemal Paşa için ayrılmıştır.
Oda, imece usulü döşenmiştir.
Sivas Müftüsü ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Abdürrauf Efendi de evinden iki kanepe, iki koltuk, dört sandalyeden ibaret olan bir oda takımı ile karyolasının önüne serilmek üzere bir halı vermiştir.
Odanın öteki eşyalarından bir kısmını Şekeroğlu İsmail Efendi ile Sığırcıoğlu Hayri Efendi temin etmiştir.
Odada bir karyola, yaldız taklidi pirinçten lambalar da bulunuyordu.
Yatağın üstünde fiyonglarla, çiçek motifleriyle ince ince işlenmiş ipek bir örtü serilidir.
Bu örtüyü Sivaslı genç bir kız çeyiz sandığından çıkararak Mustafa Kemal’e armağan etmiştir.
Toplantı salonu ise yine Sivaslılar'ın getirdikleri halılarla süslenmiştir. Odanın bir ucuna bir kürsü konmuştur.
Temsilciler okul sıralarında oturacaklardır.
**
Mustafa Kemal Paşa'nın yatağının üstünde, bir genç kızın çeyiz sandığından alınan, çiçek motifli ipek bir örtü vardı demiştik.
Mustafa Kemal'in dikkatini, yatağında iki baş yastığına işlenmiş iki dize çeker.
Okur ve Mazhar Müfit Bey’i yanına çağırır.
Mazhar Müfit Bey telaşlı ve biraz da mahcup, yastıklardaki dizelerin kendisi için yazılmadığını, asla böyle bir kasıtları olmadığını anlatmaya çalışırken, Paşa açıklamanın gereksiz olduğunu ve şiirdeki uyarının herkes için doğru olduğunu söyler.
Sivas Kongresi günlerinde, Mustafa Kemal’in başını koyduğu yastık kılıflarına yazılı dizeler şöyledir;
"Dünyanın makamıyla gururlanıp incitme insanı/ Zamanın Süleyman’ı olsan bırakırsın sarayı…”
**
Sivas’ta kaldığı sürece daima çalışma halinde bulunan Paşa’ya hizmet edenlerden birisi de Talat Bey’dir.
Talat Bey babası ile arasında geçen bir olayı daha sonraki yıllarda şöyle anlatır:
“... Oğlum etme, eyleme bırak, evine gel.
'Bugün, yarın şehir basılacak ve buradakiler yakalanacak deniyor. Mustafa Kemal her şeyi göze almış.
Sen kendini ve aileni düşün.'
Babam sözünü tutmam için birkaç defa gelip beni tazyike devam etti.
Atatürk bu vaziyeti sezmiş olacak ki, bir gün beni çağırdı ve sık sık yanıma gelenin kim olduğunu sordu.
"Babam efendim" dedim.
"Peki" dedi.
Biraz sonra beni tekrar çağırmıştı.
Elini omzuma koyarak:
"Hizmetinden memnunum. Fakat, baba hakkı büyüktür.
Git babana söyle ki, vatan elden giderse, evlâdın ne hükmü kalır?
**
8-9 Eylül'de şiddetli tartışmalar yaşanır kongrede.
Bir grup Amerikan mandasını talep eder.
Paşa, bu kişilerin "hastalıklı bir ruha sahip olduklarını" öne sürer.
kongre delegelerinden Tıbbiyeli Hikmet adlı bir genç, biraz da Mustafa Kemal Paşa'nın sözlerinden cesaret alarak yüksek sesle şunları söyler:
“Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler.
Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunları her kim olursa olsun şiddetle reddederiz.
Farzı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandır ve tel'in ederiz.”
Tıbbiyeli Hikmet'in bu yurtsever çıkışı, Mustafa Kemal Paşa'yı duygu seline boğar;
“Arkadaşlar, gençliğe bakın!
Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin!”
Sonra Tıbbiyeli Hikmet'e dönerek “Evlat müsterih ol! Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz.
Parolamız tek ve değişmez:
Ya istiklal ya ölüm” dedi. Bunun üzerine yerinden fırlayan Tıbbiyeli Hikmet “Var ol Paşam” diyerek Mustafa Kemal'in elini öptü.
Mustafa Kemal Paşa da bu yiğit gencin alnından öptü.
**
Mustafa Kemal Paşa, tam 108 gün Milli Mücadele'yi Sivas'tan yönetmiştir.
Milli Mücadele 'de Ankara 'dan önceki karargahtır Sivas...
Aradan yıllar geçer.
Atatürk, Sivas'a geldiğinde (13 Kasım 1937)
şu ünlü sözünü söyleyecektir;
“Burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar verildi.”
Mustafa Kemal Paşa'nın
''Ya İstiklal Ya Ölüm' dediği, bağımsız, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi'nin 103. yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı kahramanlarımıza minnetle, saygıyla, rahmetle...