Ne Robert Owen ne de Mithat Paşa! Kooperatifçiliğin en güzel tanımını bence Nazım Hikmet yapmış; “Yarin yanağından gayri her şeyde, hep beraber” diyerek…

1936 yılında yazdığı ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesinde yeniden popüler olarak kooperatifçilerin elde ele, kulaktan kulağa yaydığı “Şeyh Bedrettin Destanı”ndaki bu dizelerinde kim bilir kimleri rahatsız etmiş büyük usta:
“Hep bir ağızdan türkü söyleyip / Hep beraber sulardan çekmek ağı / Demiri oya gibi işleyip hep beraber / Hep beraber sürebilmek toprağı / Ballı incirleri hep beraber yiyebilmek / Yarin yanağından gayrı her şeyde / Hep beraber diyebilmek için…”
O yıllarda kooperatifçiliğin önündeki en büyük engel “Gomonistlik” meselesiydi.
Genellikle “sol düşünceli” insanların  öncülük yapmasından olsa gerek, “komünizm” algısıyla karşı karşıya bırakılmıştı kooperatifler. “Dayanışma”, “Sömürüye karşı birleşme” ve “Daha iyi koşullarda yaşama” gibi söylemler, bazı çıkar gruplarını fazlasıyla rahatsız ediyordu. 
Oysa bir zamanlar koskoca bir ülkeyi tok tutarken kendi karnını bile doyuramaz hale gelen, yalnız ve çaresiz bırakılmış Türk çiftçisini yeniden ayağa kaldıracak, tarımdaki verimliliği artıracak, ithalat bağımlılığını bitirecek en önemli formüldü kooperatifçilik.
Hâlâ da öyle!
Üstelik tam anlamıyla bu işin hakkını veren, başarılı pek çok örnek var ülkemizde. En başta da İzmir’de… Yeni ve çağdaş Türkiye ile birlikte kooperatifler de kuran, onlara üye olan, üye olmayı teşvik eden Atatürk’ün gösterdiği istikametten hiç şaşmamış Cumhuriyet kooperatifleri… 
Mustafa Kemal’in çiftçileri.

*****

Türkiye’deki kooperatifçiliğin ansiklopedisi olsa (ki maalesef bulamadık), herhalde birkaç fasikülü İzmir’e ayrılırdı.
Çünkü bu kentin ruhu, kooperatifçiliğin de temelini oluşturan demokrasi, dayanışma, toplumsal barış ve çağdaşlık gibi değerlerle neredeyse bire bir örtüşüyor.
Türkiye’de kooperatifçiliğin esası olan Köy Bakkalları ile ilk tarım kooperatifinin bu kentte kurulması, kooperatifçiliğe maddi destek sağlayacak ilk bankanın temellerinin bu topraklar üzerinde atılması, kooperatifçilik hareketi açısından tarihi önem taşıyan İktisat Kongresi’nin ilk kez burada düzenlenmesi, ilk tarım satış kooperatifleri birliğinin İzmir’den yola çıkması, ilk kooperatif dergisinin İzmir’de yayımlanması, ilk tarımsal kalkınma kooperatifi örneğinin bu kentte görülmesi ve kooperatiflerle ilk sözleşmeli üretimin yine İzmir’den başlaması tesadüf olmasa gerek.
Dolayısıyla…
Toprakla, üretimle yeniden barışacaksak, bu iş ancak birleşme ve dayanışmayı inatla ve ısrarla savunup Türk tarımını yeniden ayağa kaldırmaya, yeniden itibar kazandırmaya çalışan;  Tire Süt gibi, Bademli Fidan ve Bayındır Çiçek gibi; Gödence gibi, İğdeli gibi, Bademler gibi marka yaratmış İzmir kooperatiflerine sahip çıkmakla olur. 
Mustafa Kemal’in çiftçilerine…