En çok merak ettiği soruyu sorar:
“Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?”
Doktor, gülümseyerek,
- Bir küveti su ile dolduruyoruz.
Sonra hastaya üç alet veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova.
Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz, dedikten sonra,
- Peki böyle bir soruya siz ne yanıt verirdiniz? diye devam eder.
Politikacı kendinden emin bir tavırla,
"Ooo, çok kolay.
Normal bir insan kovayı tercih eder.
Çünkü kova, kaşık ve fincandan daha büyük” der.
Doktor politikacının gözlerinin içine bakarak gülümser.
- Hayır, der
- Normal bir insan küvetin tıpasını çeker...
Hikayenin ana fikri;
Akıl denenin,
Bize sunulanlar dışında da çözüm yolu bulmak zorunda olduğudur...
***
Protesto yasak.
Boykot yasak.
Alayhte konuşmak yasak.
Tek serbest olan,
Kayıtsız şartsız alkışlamak...
***
Yukarıdaki hikayeye dayanarak,
Şunu söyleyebiliriz öyleyse,
Eğer kayıtsız ve şartsız,
Her yapılanı alkışlamayacaksak,
Bize sunulan seçenekler şunlardır:
Biber gazı,
TOMA'dan su,
Gözaltı,
Hapishane,
Vatan hainliği,
Derbecilik,
Paralel yapı,
Kripto cemaat.
Faiz lobisi...
***
Yine aynı hikayeye dayanarak,
Normal bir insanın bu durumda,
Yapması gereken nedir o halde?
Doktorun dediğini dinlemek...
Nedir o?
Çek tıpayı olsun bitsin...