Ben yeni yıl moduna girdim.
Canım hiçbir şeye üzülmek, sıkılmak, sinirlenmek istemiyor bugünlerde.
Kendime kurallar koymak, hayatımı disipline sokmak, en azından bunun için kararlar almak falan umrum değil...
Tüm bunları 1 Ocak sonrasına bırakıyorum.
Tam yılın son ayına girmek üzereyken birçok sıkıntıyı üst üste yaşadım.
Neden?
Çünkü her şey bir anda iyiye gitmeye başlamış ve enteresan br şekilde hayatımda kafamı takacak, beni üzecek, endişe ve kaygı duygularımı tetikleyecek hiçbir sorunum kalmamıştı ki...
Her şeyi bizzat kendi zihnimle bozdum!
Çünkü bu işte bir tuhaflık vardı! Benim hayatım bu kadar sorunsuz ve huzurlu olamazdı!
Üstelik Kasım ayı yılın her zaman en sevimsiz, en uğursuz ayı idi.
Kasım'dan kötü bir haber almadan sağ çıktığım hiç olmamıştı!


***

oncelvinTüm bunları düşünmemeye çalışsam da, yani negatif enerji fırtınasını çağırmamak için kendime telkinlerde bulunsam da, bilinçaltımda bir program sinsi sinsi çalıştığı için sonunda 'gelecek olanı' çağırdım.
Ardı ardına bir hafta içinde başıma gelmeyen kalmadı.
Tam yılı sağ salim kapatacağım derken başıma yine olmadık işler açtım.
Halledilmeyecek şeyler değil belki ama can sıkıcı. Süreç istiyor vs.

***

Ama işte iki üç gündür öyle bir moda girdim ki, tüm bu olumsuz gelişmeleri ve yaşanacak sonuçları 1 Ocak sonrasına kadar erteliyorum.
Kaygı, endişe, korku, öfke, hüzün gibi duygularımı tatile çıkarıyorum.
1 Ocak'a kadar neşeli küçük bir ot parçası yaşayacağım.
Gamsız, mutlu, huzurlu... Yağmur yağınca mal gibi sevinen, rüzgar esince şuursuzca dans eden, soğukta üşüse 'olsun biraz sonra güneş çıkıp beni ısıtır' deyip hemen Pollyanna vitesine geçen küçük yeşil bir ot demeti!
Evi falan süsleyeceğim. Tabii ki yılbaşı akşamını her yıl olduğu gibi yine evimde geçireceğim.
Bu arada tam bir haftadır evi neredeyse komple çöp poşetine geçirip attığımı söylemiş miydim?
Kullanmadığım, atmaya kıyamadığım ne varsa evden çıkardım.
Bazılarının yerine yenilerini getirdim.
Artık içlerinde ne olduğunu bile unuttuğum kutuları, sandıkları, dolapları tavuk gibi eşeleyip temizledim.
Diyeceksiniz ki, ne var bunu yıl sonuna yaklaşırken herkes yapıyor.
Yok, benimki bu kez farklıydı.
Neredeyse battal bir poşetle kendimi kapının önüne koyacaktım.
Nasıl bir ferahlık nasıl bir hafifleme yaşadım, anlatamam.
Ama tavsiye edebilirim.
Birkaç hafta beyninizdeki kaygı merkezine izin verin ve evinizi fazlalıklardan temizleyin.
1 Ocak'tan sonrası yine o çok iyi bildiğimiz hayat gailesi olacak nasılsa...

Gündem arsızlığı

Son iki hafta sadece kendi kişisel gündemim değil, dünya ve ülke gündemi de baş döndürücü bir hızla değişti.
Sarsıcı haberler, kararlar, davalar, anlaşmalar, el sıkışmalar, dost olan düşmanlar, düşmanı dost sanmalar derken normalde aylarca konuşulacak olaylar birkaç günde tüketilip bitiyor.
Çünkü yerine yenisi geliyor.
Şimdi uzaylılar evlerimizin salonuna gemi indirse konuşacağımız en fazla üç gün.
Gündem arsızı olduk. Acı ve utanç da hissetmiyoruz artık.
Olanların hiçbiri ne kişinin ne de bütünün hayrına...
Ben dünyanın son düzlüğünü gören nesil olduğumuza çok inanıyorum.
Bundan sonrası hep yokuş aşağı gibi görünüyor.