Kimimiz güne hep "günaydın" diyerek başlarız. Yani "Hayırlı ve mutlu sabahlarınız olsun" demek isteriz... Kimimiz de kaderciliğe sınğınıp, biraz toptancılığa kaçarak deriz ki; "Günaydın ve olur da görüşemezsek iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler."
Bizim mesleğin yazılı ve sözlü ürünü gazete ve televizyonların haber yorumcuları da güne hep bu güzel temennilerle başlar. Ardından da sıralamaya başlanır:
Dünya nefesini tuttu... Dünya savaşın eşiğinde... Trump: Hazırol Rusya, füzeler gelecek!... Akıllı füzeler teröristlere karşı kullanılmalı... Füzeler patladı, patlayacak...ABD- Rusya restleşti... Suriye üstleri boşaltıyor... Dünya ikiye ayrıldı; Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail ABD'nin yanıda. Suriye, İran ise Rusya 'nın yanında...
Peki, biz bu ittifakların neresindeyiz? Türkiye'nin tavrı ne olacak? Suriye'ye müdahale olacak mı, olmayacak mı? Türkiye'nin stratejisi ne? Bozdağ'a göre," İki taraftan da değil, Mazlumdan yana tarafız", Çavuşoğlu da diyorki: "Esed rejmi mutlaka gitmesi lazım!"
Bizler bölgede en büyük donanmaya sahip olarak beklerken Kıbrıs'ın güneyinde yabancı gemiler de dolaşmaya başladı. Rus gemileri üslerini terketti. Savaş konumu aldı! Örneğin, Laskiye de Rus donanması var...
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy , bu gelişmeler üzerine dün şöyle dedi: "Bakalım gelişmeler bize neyi gösterecek. Biz süreci yakından izlemeye devam ediyoruz."
* * *
Bunlar olup biterken biryandan da piyasalar Trump' ın çıkışından sonra seyrini değiştirdi...
Muhtarlar, İspanya'da Romanlar Beştepe'de turlarken ben de her zaman olduğu gibi Körfez vapurunda, Konak Tramvayı ve metrodaki yolcular arasında vatandaşın nabzını tutmaya çalıştım. İşte konuşulanlar:
-Et fiyatları arttı.
-Ne zaman?
-Dün..
-Nasıl?
-O ben onu çoktan biliyordum; Erdoğan bir ay önce "Halkın yiyeceği ile oynamayın" dediğinde, bunun tersininin olacağını anlamıştım.
-Bu kaçıncı zam! İşte döviz, işte altın, işte akaryakıt! Buna ne diyeceksiniz? Vatandaş bunu da Erdoğan Ailesi'nin gazetelere yansıyan fotoğraflarında (4- 5- 6 parmaklarını kaldırdığı) an anladığını bir medyum edası ile anlatınca inanın dona kaldım!
* * *
Biraz da sağlıktan söz edeyim. Deniz Baykal' ın sağlık durumu ve oğlunun söyledikleri de önemli. Yine İzmir ve Türkiye' nin yakından tanıdığı belki de pekçoğumuzun kalbine dokunan ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. İsa Durmaz' ın Akademisyen Diş Tabibi oğlu Burç Durmaz'ın (36) başına gelenler de tabii... Kültürpark'ta spor yaparken kalp krizi geçiren Burç Durmaz Alsancak' ta bir hastahaneye kaldırılıyor. Yol kalabalık, Zar-zor hastaneye ulaşan Durmaz'ın "tam donanımlı" bir hastaneye kaldırılması öneriliyor. Ege Üniversitesi uygun bulunuyor, uzun yolculuk devam ediyor. Zaman kaybı Burç Durmaz' ın hala komada kalmasına sebep oluyor. Durum çok ciddi! İzmirli Bakanlara sesleniyorum; Ne olur bu şekilde nice canlar uçup gidiyor. Daha başta Durmaz gibileri ait oldukları hastaneye ulaştıracak bir sistem kurulup hayata gerçirilemez mi?
Lütfen bu da meclis gündemine alınsın...
* * *
İzmir' de Kitap Fuarı açılıyor. Bu Fuara mutlaka gidip Noman Vicent Peale'nin "Olumlu düşünmenin gücü" kitabını alıp sizlere haftaya özet olarak sunacağım. Hani siyaset, ekonomi ve de tıp alanında yararlı olur diye düşünüyorum da!