Bir zamanların “Amiral Gemisi” diye bilinen gazetenin ekinin, sinemanın, TV ve müzik dünyasın en iyilerine dağıtılan geleneksel ödüllerinde (47 yıldır düzenleniyor) “Yaşam Boyu Onur Ödülü” İbrahim Tatlıses’e verildi. Hem de 5 Aralık Dünya Kadınlar Günü’nde!
Kamuoyunda büyük tartışmalar oluştu. Gazeteye ve “yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliğine inandığını” belirten sponsor şampuan firmasına tepki gösterildi.
İlginçtir, Jüri’nin kadın üyeleri arasında; Hale Soygazi, Nurgül Yeşilçay, Demet Akbağ, İzel, Yağmur Ünal gibi isimler vardı.
***
Her gün kadınların katledildiği bir ülkede, geçmişiyle kadına şiddetin simgesi özdeşleşmiş bir isme… Derya Tuna, Perihan Savaş, Yıldız Tilbe, Asena gibi birçok kadına sözlü ve fiziksel şiddet uygulayan… “Kadın dövülür de sevilir de. Döveceksin dediysek ağzını burnunu kırmayacaksın. Kadın susmasını bilecek, ağırbaşlılığını koruyacak (…) Ama sürekli dırdır ederse olmaz. Adamda dayanma sınırı var” sözlerinin sahibi Tatlıses’e, “kadın başarılarının öne çıkarıldığı bir törende” Onur Ödülü vermek…
Sosyal medyadan, bazı STK’lardan büyük tepki yükseldi. Sponsor firmanın ürünlerini boykot etme çağrıları yapıldı. Gazeteci Nevşin Mengü tepkisini attığı “Rezilliğin daniskası” tweetiyle gösterdi.
Yazar Evrim Kuran ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kadınları döven, kurşunlatan, yaşam boyu şiddet ödülü alması gereken zata bu ödül layık görüldü. Emeği geçenleri sadece bu yıl ülkemde katledilen 355 kadın adına, psikolojik, cinsel, fiziksel, ekonomik, dijital şiddete uğrayan bütün kadınlar adına kınıyorum” ifadelerini kullandı.
Yazar ve Senarist Zehra Çelenk net özetledi; “Kadına şiddete adanmış bir yaşam, her yıl yüzlerce kadının katledildiği ülkede ışıltılar, kelebekler, alkışlarla onurlandırıldı!”
Çelenk bir de tepki örneğini anımsattı; “2020’de 'Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi' filminin oyuncusu Adele Haenel, çocuk istismarı ve tecavüzden suçlu bulunan Roman Polanski’nin ‘En İyi Yönetmen’ ödülü aldığı Cesar törenini ‘Bravo pedofil’ diyerek terketmişti. Ne görkemli, ne umut verici gidişti o!”
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni ise köşesinde bakın ne yazdı?; “Bunların derdi kadın hakları, kadına şiddet duyarlılığı, ilke falan değil. Bunların derdi, bin türlü hesap kitapla Altın Kelebek’e saldırmak.”
Vah “Amiral Gemisi” vah…
***
Verilen tepkiler umut vericidir. Ben haberi duyduğumda düşündüm, sordum; “Yaşam Boyu Onur Ödülü vermenin kriterleri nedir? Kişi, nasıl bir hayat yaşamalı ki, onurlu olsun? Onur kim ya da kim onurlu?”
Sonra kısa süre önce 21.Eskişehir Film Festivali’nde Onur Ödülü’ne layık görülen sinemanın usta sanatçısı Nur Sürer’i anımsadım. 2013 yılında Gezi protestolarına destek amacıyla katıldığı yürüyüşten dönerken polisler ve esnaf tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’a ithaf ettiği ödülünü.
“Bu ödülü, 2 Haziran’da bu şehrin karanlık sokağında sinsi bir şekilde öldürülen Ali İsmal Korkmaz adına alıyorum” cümlesini…
***
TV’deki tartışmalardan da tanıdığımız İletişim Uzmanı Şeyda Taluk, ne güzel demiş o gün ödül alanlara yönelik; “Yahu içinizden bir tanesi ‘kadınları aşağılayan, yaşam boyunca onlara şiddet gösterenlere onur ödülü veren birilerinin bana vereceği ödül; beni, kalbimi, ruhumu, insanlığımı, sanatımı yaralar diyemedi mi?”
Kadınlara şiddeti meşru gören birine onur ödülü…
Sordum yine; “Bu mu sizin yaşam boyu onurdan anladığınız?
O “onur” dediğiniz insan hayatından uzun yaşar!..