Edebiyatla (özellikle de şiirle) ilgilenen herkes Pablo Neruda’yı tanır. Onun Kuruntular Kitabı için; “güz döneminin” ürünü bir başyapıt, hüzünlü ve alaycı ruh yapısının bir aynası, “şiirle düşünmenin” olağanüstü bir örneği diye tanımlamalar yapılır. Neruda, 1950 yılında Nazım Hikmet’le Uluslararası Barış Ödülü’nü, 1971’de Paris Büyükelçisiyken de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış.
İSMAİL ÖZELÇİNLER
Asıl adı Neftali Ricardo Reyes Basoalto imiş. Çek yazar Jan Neruda’yı okuduktan sonra yazar adı olarak Pablo Neruda’yı kullanmaya başlamış. Çok sayıda ülkede konsolos olarak çalışmış, 1945’te senatör seçilmiş ama 1949’da Komünist Partisi kapatılınca sürgünler başlamış… 1990’ların ortalarıydı. Şili’deki bir tıp kongresine gidecektim. Gazeteci dostum İsmail Özelçinler, benden Neruda’nın bir kitabını isteyince -cehaletimden utanarak- yolda okurum diye Neruda kitapları aldım. Gittiğimizde de onun müze/evlerini ziyaret ettim.
Önce, Başkent Santiago’nun ortasındaki dağın eteğinde bulunan, anılarıyla dolu evine, sonra da yaklaşık 100 km. uzakta, okyanus kıyısındaki İsla Negra’dakine gittik. Deniz ve denizciliğe ait çok şey vardı İsla Negra’daki müze/evde. Bir de çapkınlıkları dillere destan Neruda’nın yatak odası görkemliydi! Her açıdan denizi görecek şekilde tasarlanmıştı yatağının bulunduğu köşe.
‘ŞİİRİM ORGANİKTİR…’
Bugün, Neruda’nın yaşamını ve yapıtlarını biliyorsam bunu Sevgili İsmail’in beni onunla tanıştırmasına borçluyum. Eğer sizlerden de onu tanımayan varsa lütfen yaşamınızda küçük bir değişiklik yapın ve tanışın! Hangi kitabını önerdiğimi sorarsanız öncelikle “Kuruntular Kitabı” derim! Orada, Arjantinli gazeteci Rita Guibert, kendisiyle bir söyleşi yapmış. Neruda, şiiri hakkında şunları söylüyor: “…Benim şiirimin bir erdemi varsa, o da bir organizma olmasıdır. Çocukken şiirim de çocuksuydu, gençliğimde şiirim de gençti, acı çektiğim dönemlerde umarsız, toplumsal savaşa katılmak zorunda kaldığımda saldırgan oldu. Bugün yazdığım şiirde hala tüm bu eğilimlerin bir karışımı var.”
Gazeteci, bir soruyu da Kuruntular Kitabı’nda gördüğü mizah üzerinde sormuş. Şöyle yanıtlamış Neruda: “Kuruntular Kitabı’nın havası, ince bir alaycılıkla neşeli bir yaklaşım arasında geziniyor. Şiirimin genel havasından farklı. Kendi kendimi alaya almam da söz konusu burada…”
Faşist Pinochet sadece sosyalist Allende’yi öldürmekle kalmadı onun yakın dostu Neruda’nın da “kahrından” ölmesine neden oldu!