4 ay sonra 11 Mart tarihi geldiğinde, SARS-CoV-2 virüsünün yol açtığı salgınının WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından pandemi ilan edilmesinin yıldönümünü yaşayacağız. Çin’in Wuhan kentinde ilk vakaların görülmesini takip eden aylar içinde hastalık o kadar hızla küresel bir vasıf kazandı ki, WHO Başkanı Dr. Tedros Adhonam Ghebreyesus, “Yayılmanın hızı ve ciddiyetinin alarm verici seviyeye çıkması ve gerekli önlemlerin tatmin edici sonuçlara ulaşamaması nedeniyle derin bir endişe içinde Kovid-19 pandemisini ilan ediyoruz” açıklamasını 11 Mart 2020’de yapmak zorunda kalmıştı.

Gelinen noktada, halihazırda dünyada 261 milyon 844 bin 123 vaka sayısı söz konusu ve 236 milyon 496 bin 549 kişi hastalığı atlattı. Pandemi 5 milyon 219 bin 583 can aldı. Ülkemizde ise total vaka sayısı 8 milyon 746 bin 55. Vefat eden vatandaşımız ise 73 bin 127. Halen 185 bin 58 aktif yani hastalığı geçirmekte olan insanımız söz konusu. Ülkemizde toplamda vatandaşların yüzde 90.54’ü 1.doz, yüzde 81.12’si de ikinci doz aşılarını yaptırmış durumda. 12 milyon 121 bin 344 kişi de üçüncü dozlarını tamamladı. Bu verilerin 18 yaş üstünü kapsadığını belirtelim.

***

Bizde bir milyonda 886 olarak görülen ölüm oranları ABD’de 2 bin 393, İtalya’da 2 bin 212, Brezilya’da ise 2 bin 859 olarak tespit edilmiş durumda. İngiltere’nin 2 bin 112’lik oranlarına göre Almanya bin 198 rakamı ile daha iyi bir konumda. Görülen o ki, insanlığın bu pandemi ile savaşı bir süre daha devam edecek ancak küresel salgın var diye maalesef diğer hastalıklar yeryüzünden silinmiş değil! Bir yılda yaklaşık 500 bin kişi kronik hastalıklara bağlı ölüm olgusu ile karşı karşıya kalmakta. Bunların yarısına yakını kalp-damar hastalıkları yüzde 30 kadarı da kanser tanılı hastalar. Bu iki majör grubu solunum hastalıkları ve sinir sistemi ile ilgili hastalıklar takip ediyor. Pandeminin gerek sokağa çıkma yasakları gibi kapanma durumları gerekse hastalığa yakalanma endişesi içindeki insanların hastaneye gitmeme davranışları, bazı hastalıklarda erken tanısını ve hastalığın ilerlemesini durduran erken dönem tedavilerinin yapılma imkanını engelledi. Örneğin ülkemizde pandemi öncesi kanser tanısı alan vaka sayısı aylık 180 bin bandında idi ki; bu bir ay için yaklaşık 20 bin hastamızda pandemi nedeni ile gerekli taramalar ve tetkikler yapılamadığı ya da zamanında görülemediği için tanı/tedavi süreçlerinin aksadığı sonucunu gösterir. Sadece kanser için değil, kalp krizi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi oldukça yaygın olan ve dönem dönem hastalığın klinik alevlenmeleri dolayısı ile bir sağlık kuruluşunda tedavi gereksinmesi olanlar da bu hizmetleri alamadılar. Yurtdışı kaynaklı bir çalışmada, sadece pandeminin birinci yılında takip edilen kalp hastaları içinde hastaneye başvurmaları salgın nedeniyle gecikenlerde ölüm oranlarının üç kat fazlalaştığına dikkat çekiliyordu.

Ayrıca zamanında yapılmayan ve ilerleyen hastalıkların tedavisi için kamu sağlık otoritelerinin bütçe maliyetleri de katlanarak arttı. Ayaktan ilaçlar ile tedavi edilebilecek hastalıklar ilerliyerek hastane  bakımının hatta yoğun bakım şartlarının gerekli olduğu bir kliniğe doğru gitmiş olduğu gözlendi.

***

Küresel salgın döneminde doğal olarak tüm ülkelerin sağlık alt yapıları pandemi vakalarına ayrıldı,ancak çok uzak bir tarih değil, sadece iki yıl önce tüm kaynaklarımızı koroner kalp hastalıklarından diyabete, kanserden obeziteye insanları tehdit eden hastalıklara ayırıyorduk.

Kronik hastalıklar, adı üstünde yüksek tansiyon, kanser, şeker gibi yavaş gelişen, kontrol altında tutulmadığında bireylerin yaşam standartlarının azalmasına ve hatta ölümlerine neden  olabilen uzun süreli hastalıklar... Bunlarda tam iyileşme çok nadir olduğundan, tedavi ve bakım süreçleri oldukça uzundur. Dünyada bu tür kronik hastalık orijinli yaşamını kaybeden insan sayısı her yıl 50 milyonun üzerindedir. Dolayısı ile çok ciddi bir global sağlık sorunudur. Sadece kalp damar sistemi, kanser ve solunum yolu orijinli ölümler sırası ile 19 milyon, 10 milyon ve 4 milyon insanı her sene yaşamından ediyor.

Kronik hastalıkların, Kovid-19 olmadan önce de önemli bir global sağlık problemi olduğunun farkında idik ancak dinamikleri farklı olsa da SARS-CoV-2 virüsü, tüm dünyayı, sağlık sistemlerini çökerten ve sekonder etkileri ile sosyoekonomik kriz potasında birleştiren bir rol üstlendi. Sonuçta SARS-CoV-2 pandemisi bir süre sonra geride kaldığında, tüm dünya giderek vehametini arttıran kronik hastalıklarla mücadelesine bıraktığı yerden yeniden başlayacak, ama ne yazık ki daha yüksek maliyetlerle.