Türkiye'de milyonlarca araç sahibi, 21 Haziran Cuma sabahına, ceplerini ve bütçelerini derinden sarsacak bir haberle uyandı. Gece yarısı itibarıyla akaryakıt fiyatlarına gelen çifte zam, pompa fiyatlarını tarihi zirvelere taşıdı. Bu artışın ardındaki ana neden, son günlerde tırmanışa geçen ve tüm dünyayı endişeyle izlemeye iten İsrail-İran gerilimi. Bölgedeki her bir askeri hareketlilik, küresel piyasalarda bir şok dalgası yaratırken, bu dalganın ilk ve en sert vurduğu alanlardan biri, şüphesiz ki petrol fiyatları oldu. Artan jeopolitik riskler, Brent petrolün varil fiyatını hızla yukarı tırmandırırken, bu artışın faturası, uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara karşı oldukça kırılgan bir yapıya sahip olan Türkiye'deki tüketicilere kesildi. Sadece özel araç sahipleri için değil, aynı zamanda ülkedeki tüm lojistik ve üretim maliyetlerinin temelini oluşturan akaryakıttaki bu rekor artış, yakın gelecekte yeni bir enflasyon dalgasını tetikleme potansiyeliyle, endişeleri daha da derinleştiriyor.

Ortadoğu'daki savaş ateşi, petrol fiyatlarını nasıl yaktı?

Akaryakıt pompalarında görülen bu fahiş fiyatların temelini anlamak için, gözleri küresel satranç tahtasına, yani Ortadoğu'ya çevirmek gerekiyor. İsrail'in İran'a yönelik 13 Haziran'da gerçekleştirdiği ve bölgedeki tansiyonu zirveye çıkaran askeri operasyon, küresel enerji piyasalarında anında bir panik havası yarattı. Bu saldırının hemen ardından, uluslararası piyasalarda referans kabul edilen Brent petrolün varil fiyatı, sadece bir gün içinde yüzde 10'luk devasa bir artış göstererek 78 dolar seviyelerine kadar fırladı.

Piyasalardaki bu sert tepki, sadece arz-talep dengesindeki bir bozulmadan kaynaklanmıyor. Aynı zamanda, "risk primi" veya "savaş primi" olarak adlandırılan bir faktörden besleniyor. Bölgedeki gerilimin daha da tırmanarak, Hürmüz Boğazı gibi küresel petrol sevkiyatının can damarı olan kritik geçiş noktalarını tehdit edebileceği endişesi, petrol fiyatlarına ek bir maliyet olarak yansıyor. Savaş öncesi dönemde başlayan yükseliş trendi de bu yeni gerilimle birleşince, petrol fiyatlarındaki aylık artış yüzde 20'yi geçti. Bu durum, Türkiye gibi petrol ihtiyacının tamamına yakınını ithal eden ülkeler için, kaçınılmaz olarak pompa fiyatlarına zam olarak yansıyor.

Rakamlarla bir haftalık zam fırtınası

Peki, son bir haftada yaşanan zam fırtınası, pompa fiyatlarını nasıl değiştirdi? Rakamlar, durumun vahametini net bir şekilde ortaya koyuyor:

  • 12 Haziran: Savaş geriliminin henüz fiyatlara tam yansımadığı bu tarihte, benzinin litresi İstanbul'da 46,96 lira, Ankara'da 47,63 liraydı. Motorin ise İstanbul'da 46,27 lira, Ankara'da 47,12 liradan satılıyordu.

  • 13 Haziran: İsrail'in saldırı haberinin ardından ilk zam geldi. Benzin İstanbul'da 48,39 liraya çıkarken, motorin fiyatı sabit kaldı.

  • 19 Haziran: Gerilimin devam etmesi ve petrol fiyatlarındaki yüksek seyrin sürmesiyle ikinci dalga geldi. Benzin 49,97 liraya, motorin ise 51,37 liraya fırladı.

  • 21 Haziran (Bu Gece Yarısı): Ve son darbe... Gelen son zamla birlikte, İstanbul Avrupa Yakası'nda benzinin litre fiyatı 51,50 TL'ye, motorinin fiyatı ise 54,72 TL'ye yükseldi.

Bu tablo, sadece bir hafta içinde motorine yaklaşık 8,5 TL, benzine ise yaklaşık 4,5 TL zam geldiğini gösteriyor. Bu, son yıllarda eşine az rastlanır, olağanüstü bir fiyat artışı olarak kayıtlara geçti.

Depoyu doldurmak artık bir servet: işte yeni maliyetler

Akaryakıt fiyatlarındaki bu rekor artışlar, milyonlarca sürücünün en temel masraf kalemlerinden biri olan "depo doldurma" maliyetini de adeta bir servete dönüştürdü. Ortalama bir binek otomobilin deposu üzerinden yapılan basit bir hesaplama, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor:

  • Dizel Araçlar İçin: Ortalama 60 litrelik bir depoya sahip dizel bir aracın deposunu doldurmanın maliyeti, bir hafta öncesine göre yaklaşık 500 lira daha arttı. Daha önce yaklaşık 2 bin 770 liraya dolan bir depo, şimdi 3 bin 280 liranın üzerinde bir maliyete ulaşıyor.

  • Benzinli Araçlar İçin: Yine 60 litrelik bir depoya sahip benzinli bir aracın deposunu doldurmak için ise, bir hafta öncesine göre yaklaşık 270 lira daha fazla ödemek gerekiyor. Bu, 2 bin 810 liraya dolan bir deponun, şimdi 3 bin 80 lirayı aştığı anlamına geliyor.

Bu rakamlar, özellikle maaşıyla geçinen ve aracını işe gidip gelmek için kullanmak zorunda olan milyonlarca vatandaş için, aylık bütçede devasa bir gedik açılması demek. Bu artış, birçok aile için neredeyse bir haftalık mutfak masrafına denk geliyor ve vatandaşları ya araçlarını daha az kullanmaya ya da diğer temel ihtiyaçlarından kısmaya zorluyor.

İğneden ipliğe her şeye yansıyacak: enflasyon tsunamisi kapıda

Akaryakıt zammının etkisi, sadece özel araç sahiplerinin cebiyle sınırlı kalmayacak. Bu, adeta bir domino taşı etkisi yaratarak, iğneden ipliğe her ürün ve hizmetin fiyatını artıracak bir "enflasyon tsunamisi"nin habercisidir. Çünkü Türkiye'de üretilen veya satılan her şeyin, bir şekilde taşınması gerekiyor ve bu taşımanın ana maliyet unsuru, özellikle motorindir.

  • Gıda Fiyatları: Tarladan toplanan bir domatesin, hallere, pazarlara ve marketlere ulaşması için kamyonlara ve tırlara ihtiyacı var. Motorine gelen her kuruş zam, bu ürünlerin nakliye maliyetini artırarak, doğrudan etiket fiyatlarına yansıyacaktır.

  • Market Ürünleri: Fabrikada üretilen bir makarnanın veya sütün, depolara ve oradan da market raflarına ulaşması, yine akaryakıtla çalışan lojistik ağları sayesinde mümkün oluyor. Artan maliyetler, market raflarındaki tüm ürünlerin fiyatını yukarı çekecektir.

  • Toplu Taşıma ve Hizmetler: Otobüs, minibüs, dolmuş gibi toplu taşıma araçlarının maliyetleri de artacağı için, yakın zamanda bilet fiyatlarına yeni zamların gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Aynı şekilde, eve sipariş edilen bir kargonun veya bir yemeğin maliyeti de artacaktır.

Bu zincirleme reaksiyon, hükümetin ve Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele çabalarını da baltalama riski taşıyor. Akaryakıt fiyatlarındaki bu kontrolsüz artış, önümüzdeki aylarda açıklanacak enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde gelmesine neden olabilir.

İstanbul, ankara ve izmir'de güncel akaryakıt fiyatları

Gelen son zamların ardından, Türkiye'nin üç büyük şehrindeki güncel akaryakıt fiyatları şu şekilde oluştu:

İstanbul (21 Haziran 2025):

Raylı sistemlere 500 milyon liralık destek
Raylı sistemlere 500 milyon liralık destek
İçeriği Görüntüle
  • Avrupa Yakası Benzin: 51,50 TL

  • Avrupa Yakası Motorin: 54,72 TL

  • Anadolu Yakası Benzin: 51,35 TL

  • Anadolu Yakası Motorin: 54,60 TL

  • LPG (Avrupa): 25,09 TL

  • LPG (Anadolu): 24,49 TL

Ankara (21 Haziran 2025):

  • Benzin: 52,16 TL

  • Motorin: 55,56 TL

  • LPG: 24,99 TL

İzmir (21 Haziran 2025):

  • Benzin: 52,49 TL

  • Motorin: 55,91 TL

  • LPG: 24,94 TL

Bu fiyatlar, Türkiye'de araç kullanmanın maliyetinin ne denli arttığını ve vatandaşın omuzlarındaki ekonomik yükün ne kadar ağırlaştığını net bir şekilde gösteriyor. Gözler şimdi, bir yandan Ortadoğu'daki gerilimin seyrinde, diğer yandan da hükümetin bu fahiş artışlar karşısında atacağı adımlarda olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ