Sanık “duruşmalardaki iyi hali, yaşı, tutuklu kaldığı süre ve Yargıtay süreci gözetilerek” tahliye edildi.
Tahliye edildi tahliye! Salıverildi yani…
***
İşte bu kararlar emsal teşkil ediyor.
Caydırıcı olmayan yasa, teşvik edici oluyor.
Şimdi bu haberi okuyan bir sapık, “nasıl olsa yaşım 70’i geçmiş… Kimse beni hapse falan atamaz” deyip senin çocuğuna cinsel tacizde bulunsa…
Sonra mahkemeye temiz pak kıyafetiyle çıkıp uslu uslu ifade verse ve salıverilse…
Lütfen empati yapın.
Kendinizi çocuğu tacize uğramış o anne babaların yerine koyun.
Sonra o “iyi bir adama benziyor, herhalde bir daha yapmaz, salıverelim gitsin yahu” demeye gelen kanunları uygulayın.
***
Bu uygulama ve indirimler kalkacak sözlerine karnımız artık tok.
İcraat görmek istiyoruz.
Yasaların sapığı, katili, şiddet meraklısı hastaları korumasından yıldık, bıktık, usandık.
Haydi tamam yasalarda “iyi hal indirimi” diye bizi deli eden tuhaf ve adaletsiz bir uygulama var…
Peki hakimlerimizde, Yargıtay'da bu indirimi uygulayıp uygulamama hakkı yok mu?
Var elbet…
Hakimin uyguladığı iyi hal indirimini Yargıtay, gerekçesini yerinde bulmadığı takdirde bozabilir.
İyi hal indiriminin gerekçeleri de şunlar hani: Sanığın duruşma düzenini bozmaması, suçunu itiraf etmesi, ifadeleriyle mahkemeye yardımcı olması, giyimi kuşamı!
***
“İyi hal” cezadan 6’da 1 oranında indirim sağlıyor.
Ancak mahkeme, sanık iyi halli olsa bile, suçun ağırlığına ve işleniş şekline göre indirim yapmazsa yapmaz.
Örneğin toplumda infial uyandıran, canice bir suç işleyen sanık iyi halli olsa bile mahkeme indirim uygulamaz.
Peki özellikle kadına ve çocuğa yönelik cinsel ve şiddet suçlarının hangi biri toplumda infial uyandırmıyor acaba?
***
Yargıtay’ın iyi hal indiriminin yerinde kullanılıp kullanılmaması konusunda göz önünde bulundurduğu bazı kriterler var.
Takdir hakkı kullanılırken gösterilen gerekçenin makul olması, hukuk kurallarını zedelemeyecek, yasaların maksat ve amacına aykırı düşmeyecek, vicdanları rahatsız etmeyecek bir nitelik taşıması gerekiyor mesela.
***
İyi ama o zaman yine sorular üşüşüyor kafamıza…
Bir çocuğa uygulanan cinsel tacizde, suçlunun yaşının dede sayılacak durumda olması, duruşmalarda sessiz, sakin ve samimi (!) ifadeler vermesi iyi hal indirimi almasına neden olduğunda kimin vicdanı rahatsız olmuyor acaba?
***
Sadece o istismarcıyla empati kurup anlayış gösterebilenlerin mi?
Toplum vicdanında başka bir açıklaması yok çünkü.
'Sanatçıyım' derken?
Dün gazetelerdeki en çarpıcı magazin başlıklarından biri "Seda Sayan kendine sanatçı dedi" idi.
BirGün gazetesinin bu başlığı hem gülümsetti hem de aslında kalabalık bir kesimi içine aldığı için çok beğenildi.
Şarkıcı ve sanatçı, oyuncu ve sanatçı gibi ayrımların asla dikkate alınmadığı, mikrofonu eline alan herkesin kendisine "ben sanatçıyım" dediği bir ülke çünkü artık burası.
Geçen gün de Seren Serengil ekranda şöyle söylüyordu: "Annem asla sanatçı olmamı istemiyordu."
İyi işte annen iyi insanmış dileği kabul olmuş!
Kendisine sanatçı deme cüreti gösteren herkes için BirGün'ün bu başlığı bir cevaptı aslında.
Seda Sayan bir de "Ben Allah tarafından bu ülkeye görevli olarak gönderildim" demiş.
Breh breh breh!
Kendini dev aynasında görme illeti her yere bulaştı her kesime...
Sahneye, medyaya en çok da siyasete!