Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin dönüm noktası olarak gördüğü 2026 yılına dair iyimser mesajlar verdi. Batman Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanına layık görülen Şimşek, üniversitenin düzenlediği programda “Küresel Meydan Okumalar ve Türkiye” başlıklı sunumunda ekonomi politikalarının sonuçlarını paylaştı. Sabah Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmelerde ise enflasyon hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu: Yeni yıl, pahalılığın azaldığı, enflasyon oranının yüzde 20’nin altına indiği ve özellikle dar ve sabit gelirli kesimin alım gücünün güçlendiği bir dönem olacak.
Şimşek’in bu açıklamaları, mevcut ekonomik dalgalanmalara rağmen uygulanan sıkı para ve maliye politikalarının meyvesini vermeye başladığının sinyali olarak değerlendiriliyor.
Ekonomi programı meyve vermeye başlıyor
Bakan Şimşek, 2026’yı ekonomi programının somut sonuçlarının alınmaya başlanacağı bir yıl olarak nitelendirdi. “Pahalılığın daha az hissedileceği, enflasyonun yüzde 20’nin altına düşeceği bir yıl olacak” diyen Şimşek, büyümenin hızlanacağını, ekonomide toparlanmanın belirginleşeceğini vurguladı. Deprem bölgesinin yeniden inşasının tamamlanacağını, bütçe disiplininin pekişeceğini ve finansal istikrar endişelerinin azalacağını kaydeden Şimşek, bu unsurların bir araya gelerek Türkiye’yi daha sağlam temellere oturtacağını ifade etti.
Dar ve sabit gelirli vatandaşların alım gücünün güçlenecek olması, Şimşek’in açıklamalarının en dikkat çeken yanı. Günlük hayatta market ve fatura yükü altında ezilen milyonlarca aile için bu vaat, yeni yılın en çok merak edilen beklentisi haline geldi.
Terörsüz Türkiye’nin ekonomik boyutu
Şimşek konuşmasında, terörle mücadelede gelinen aşamayı da üç boyutlu bir kazanımla ele aldı. İlk olarak, son 47 yılda terörle mücadele için harcanan 2 trilyon dolar’ın artık kalkınmaya yönlendirileceğini belirten Şimşek, bu kaynakların özellikle bölgeye akacağını söyledi. Eğitim, üniversite ve altyapı yatırımlarının halihazırda yapıldığını, en güçlü teşviklerin Doğu ve Güneydoğu’ya verildiğini hatırlatan bakan, terör tehdidinin kalkmasıyla özel sektörün bölgeye akın edeceğini öngördü.
“En genç nüfus, verimli topraklar, elverişli iklim ve güvenlik endişesi olmayınca dünyanın dört bir yanından yatırımcı gelecek” diyen Şimşek, Doğu ve Güneydoğu’nun Türkiye’nin yeni imalat ve sanayi merkezi haline geleceğini müjdeledi. Terörsüz Türkiye’nin sadece iç dinamikleri değil, yakın coğrafyayı da ayağa kaldıracağını savunan Şimşek, komşu ülkelerde istikrar ve barışın yükseleceğini, ekonomik entegrasyonun bölge refahını artıracağını belirtti. Bu vizyon, Türkiye’nin bölgesel liderlik iddiasını ekonomi politikalarıyla pekiştirmeyi amaçlıyor.
Fahri doktora ve küresel perspektif
Batman ziyareti sırasında fahri doktora unvanı alan Şimşek, sunumunda küresel ekonomik meydan okumalara Türkiye’nin verdiği yanıtları da masaya yatırdı. Enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının vazgeçilmez olduğunu yineleyen bakan, mali disiplinin bütçe açığını kontrol altına aldığını ve yapısal reformların büyümeyi destekleyeceğini vurguladı. Deprem bölgesinin ihyası gibi mega projelerin tamamlanmasının istihdamı artıracağını, inşaat sektörünün lokomotif rolünü yeniden üstleneceğini de ekledi.
Şimşek’in 2026 hedefleri, Orta Vadeli Program’daki enflasyon sepetine uyumlu görünüyor. Yüzde 20’nin altına inen enflasyon, faiz indirimlerinin önünü açacak, kredi maliyetlerini düşürerek yatırımları canlandıracak. Dar gelirlilerin rahatlaması ise sosyal transferler ve asgari ücret düzenlemeleriyle desteklenecek.
Bölgesel kalkınma hamlesi hızlanıyor
Doğu ve Güneydoğu’nun sanayi üssü dönüşümü, Şimşek’in vizyonunda merkezi rol oynuyor. Terörün yarattığı güvenlik kalkanı kalktığında, teşviklerin cazibesi artacak. Genç iş gücü, tarım potansiyeli ve lojistik avantajlar, yabancı sermayeyi bölgeye çekecek. Şimşek, bu sürecin Türkiye’nin genel büyüme oranını yukarı taşıyacağını, ihracatı çeşitlendireceğini öngörüyor.
Batman gibi illerin kalkınma modelinde öncü olacağını belirten Şimşek, üniversitelerin AR-GE merkezleri haline geleceğini, mesleki eğitimle nitelikli iş gücü üretileceğini söyledi. Terörsüz Türkiye’nin ekonomik entegrasyonla komşuları da kalkındıracağı tezi, dış politika ve ekonomi bakanlıklarının uyumunu yansıtıyor. Bölgesel barışın refah artışı önkoşulu olduğu vurgusu, Türkiye’nin istikrar adası rolünü pekiştiriyor.
