Kinik felsefesinin öncü filozofu olan Diogenes (Diyojen), Sinop (Sinope) doğumludur. Kuyumcu Hicesias’ın oğludur. Babasının hileler yapmasından nefret edendir. O baba ki, sahte paralar basınca zindana atılandır. İsminin anlamı, “Tanrılar Tanrısı Zeus’un Oğlu”dur. Bir şarap fıçısında yaşar, medeniyetten uzak bir yaşam biçimini kabul etmesiyle tanınır Diogenes. Hep bir elinde sopası, diğer elinde de yanan feneriyle dolaşır Atina sokaklarında. İroni içeren diyaloglarıyla bilinir:

-Ey Diogenes ne arıyorsun o fenerle?

-Adam arıyorum adam!..

Makedonya Kralı Filip’in oğlu Büyük İskender Diogenes’le tanışır, bir arzusu olup olmadığını sorar. Diogenes güneşin tadını çıkarmaktadır o sırada. Yanıtı; “Gölge etme, başka ihsan istemem”dir! İskender’in de “Büyük İskender olmasaydım, Diogenes olmak isterdim” sözü tarihe geçmiştir. Yine birisi sorar Diogenes’e;

-Akıllı insanı nasıl anlarsınız bilirsiniz?

-Konuşmasından!

-Peki hiç konuşmazsa?

-O kadar akıllı olana rastlamadım!..

***

Tıp profesörü, eski milletvekili ve eski Kültür Bakanı Suat Çağlayan son kitabında, bilge Diogenes’in yaşamını romanlaştırmış. “Sinopeli Diogenes; felsefeye, aşka, erdeme, vazgeçişe dair…” başlıklı tanıtımı şöyle romanın; “Tanrılar tanrısı Zeus, âşık olduğu su perisi Sinope’yi “dünyanın en güzel yeri” diyerek Paflagonya’ya getirip bırakır. O günden sonra güzel Sinope’nin adıyla anılacak kent, zamanla bir başka düşünürün de memleketi olacaktır. Zengin bir adamın oğlu olarak doğsa da dünya nimetlerini elinin tersiyle iten, Büyük İskender’e bile “Gölge etme başka ihsan istemem” sözüyle kafa tutan, gündüz vakti elinde fenerle “adam arayan” o Sinopeli, Diogenes’ti… Diogenes’in dünyanın tüm nimetlerinden ve hazlarından vazgeçişi, onu ilk gençliğinde çok sevdiği Aisa’dan ve kölelikten kurtardığı ve ömrü boyunca ona âşık kalacak Aspa’dan bile uzaklaştıracaktır. Bir fıçının içinde öldüğünde Diogenes’in feneri ve köpeğinden başka bir şeyi yoktur, ama felsefe tarihine damga vuracak sözleri ve yaşam tarzıyla artık ölümsüzdür… Sinope’den başlayan köpeksi yaşamı Korint’te son bulan Diogenes’in öyküsü, Suat Çağlayan’ın akıcı anlatımıyla bir biyografik romana dönüşüyor.”

***

Kitap; iki bölümden ve “Kuyumcu Hicesias’ın Oğlu Diogenes!”, “Baba Mesleğini Öğreniyor”, “Alımlıdır Sinope’nin Kızları”, “Tüccarlık Ona Göre Değil”, “Hicesias Nereye?”, “Soylu Laureus’un Huzurunda’, “Atölyede Toplantı”, “Diogenes’in Işığı: Aisa”, “Hicesias’ın Açgözlülüğü ve Diogenes’in Değişen Yaşamı”, “Sinope’ye Dönüş”, “Aisa ile Son Görüşme”, “Aetos ile Miletos ve Sonrası”, “Aspa’nın Kaçış Planı”, “Antisthenes İle Tanışma”, “Atina’nın Yolları Taşlı”, “Sappho’dan Şiirler”, “Antishenes Sokrates’i Anlatıyor”, “Antisthenes ile Atina’da”, “Hippokrates’le karşılaşmaları”, “Diogenes’in Yalnız Yaşamı”, “Platon’la Karşılaşma”, “Aegina Yolculuğu”, “Korint’te Fıçı Yaşamı”, “Aspa, Diogenes’i Görmeye Geliyor” ile “Yaşamının Son Günleri” bölümlerinden oluşuyor.

***

Kalpazan babanın bilge oğlu Diogenes! Dünya nimetlerine sırtını dönen, sadeliğin mütevazı bir yaşantının adı! Ruh ve beden disiplinine önem veren filozoftur! Suat Hoca’nın Kırmızı Kedi’den raflarda yerini alan kitabı, felsefe ve mitolojiye meraklılar için başyapıt değerinde!