Zor, üzücü günlerin ardından geriye dönüp baktığımızda fark ediyoruz zamanın ne kadar hızlıca elimizden kayıp gittiğini.

İçinde bulunduğun durumda asır gibi gelen anlar, bir bakmışsın geçmiş gitmiş... Yerine yeni günler, sevinçler veya kederler gelmiş. 

Bu koşuşturma içinde ölümün gelebileceğini aklımıza getirmezken, yaş aldıkça sevdiklerimizi kaybetme korkusunun daha da arttığını fark ediyoruz. 
Çocuk dünyamızda tek kaygımız öğrenmek, keşfetmekken ve sevilmek iken yaş aldıkça unutmak ve kaybetmekten korkarak geçiyor günlerimiz. Yaşarken, mücadele ederken, acı çekerken, severken sonsuz gibi gelirken zaman aslında bir anlık göz açıp kapama meselesi hayat.

Olabildiğince dolu dolu yaşayıp, kin tutmadan ama kimseye kendimizi hunharca üzdürmeden, kavgasız gürültüsüz yaşayıp gitmek tüm amacım. Ne kadarını başarabiliyorum tartışılır. Ya da ben bu amaç içindeyken diğerlerinin hırsları, öfkeleri veya sevgisizlikleri ne kadar müsaade ediyor bahsettiğim huzurla yaşamaya çok emin değilim. Elimden gelen olabildiğince bu meseleleri hayatımdan uzak tutmak. Gözümü açtığım her gün, nefes aldığım her anın kıymetini bilmek.  

Hırslarım yok. Elimde olan her şeyin mükemmel olduğunu hissettim ve şükrettim daima. Alabildiğim kadar sağlıklı nefesi, güzel anlar, anılar biriktirerek gitmek istiyorum bu hayattan. Mutsuz olduğum anlar bile mükemmel olsun istiyorum. Kusursuz mutsuzluk. 
Son günlerde duyduğum birkaç ardı ardına ölüm haberi daha da güçlendirdi bu hislerimi.

Uzun zamandır görmediğim kişileri kaybettim ya da çok sevdikleri insanları kaybettiklerini öğrendim. Sahi neden görüşemiyorduk. Sebebini bile hatırlamadığım şeylerden... 

Değdi mi? Sanmam. 
Geri gelir mi Zaman? Mümkün değil.
Tam da bu yüzden kimseye küsmüyorum. Net bir şekilde bana kötülük yapan, haksızlık yapan ya da üzen herkesi affediyorum. Benimde, hayatına girip bir şekilde üzdüğüm, kırdığım ya da haksızlık yaptığım kim varsa umarım affedebilir beni.
Ben sadece basit hayatımda, sevdiklerimle kendimi anlatmak zorunda kalmadan, sevdiğim şarkıları dinleyerek, dokunduğum her kişide iyi izler bırakarak, huzurla yaşamak istiyorum. 
Ne demiş Turgut Uyar; 
‘’Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem!
Siz ne derseniz deyiniz,
Benim bir gizli bildiğim var.
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre...
Ben tam kendime göre...
Ama sizin adınız ne?
Benim dengemi bozmayınız!’’