Hayat, bir elini umutla doldururken, diğer elini boş bırakabiliyor aynı anda…

Tam anlamıyla bir çaresizlik yaşıyorsun. Avazın çıktığı kadar bağırmak istiyorsun, ama diğer elinde tuttuğun o minicik umut, sesini kısıyor. Çünkü biliyorsun, o umut olmasa, belki de ayakta kalamayacaksın.

Sevdiğin birini kaybetmenin acısı zamanla azalıyor, ama asla bitmiyor. Kan bağın olmaması, yaşlı ya da hasta olması, daha az üzülmeni sağlamıyor. Anılarını, çocukluğunu, beraber geçirdiğin günleri her an daha da çok özlüyorsun. Geri gelmeyeceğini bildiğin o günlere, o anlara olan özlem, yüreğinde derin bir hüzünle büyüyor.

Bazen bir gün batımında, bazen bir şarkının nakaratında, bazen de tatlı tatlı esen rüzgârın perdeyi hareket ettirmesinde yüreğin sızlıyor. O an, her şeyiyle orada oluyor sanki. Kokusu, sesi, gülüşü… Ama bir an sonra her şey siliniyor, geriye sadece o derin boşluk kalıyor.

Beraber geçirdiğin vakitlerin kıymetini bilememişsin gibi hissediyorsun. Kendine kızıyorsun. "Keşke daha çok sarılsaydım," diyorsun. "Keşke daha çok dinleseydim, daha çok güldürseydim." Ama artık çok geç. Zaman, geri dönülmez bir nehir gibi akıp gidiyor.

Rüyana gelsin istiyorsun, gelmiyor. Sesini hatırlamaya çalışıyorsun, ama hatırlayamıyorsun. Sanki bir parçan eksilmiş gibi… Anılarına dönüp, sessiz bir kederle özlüyorsun. Çok özlüyorsun. Kendini "daha fazla çekmedi" diyerek avutuyorsun. Ama aslında çocukluğunun en büyük parçasıyla vedalaştın o anda. O küçücük, umut dolu çocuğa bir adım daha uzaklaştın.

Büyümekmiş bu.

Gün geçtikçe giden sevdiklerinle vedalaşmakmış büyümek.

Bir hastane koridorunda çaresizce bağıramamak, ağlayamamak, nefes alamamakmış.

Her kayıpla birlikte, bir parçanı daha geride bırakmakmış.

Ama yine de…

O minicik umut, diğer elinde duruyor. Belki de hayat, tam da bu yüzden güzeldir. Kaybettiklerimizle vedalaşırken, bir yandan da umudu tutmaya devam ederiz.

Çünkü biliyoruz ki, her vedanın ardından yeni bir merhaba vardır. Her kaybın ardından, yeni bir başlangıç saklıdır.

Ve belki de büyümek, tam da budur:

Kayıplarla vedalaşmak, ama umudu asla bırakmamak…