Ankara, gece yarısı yayımlanan bir Resmi Gazete kararıyla, Türkiye'nin en temel gıda maddelerinden biri olan yumurtanın piyasa dinamiklerini kökten değiştirecek bir adım attı. Milyonlarca ailenin sofrasından eksik etmediği, protein deposu olarak bilinen yumurta için aylardır uygulanan ihracat freni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla kaldırıldı. Karara göre, sofralık yumurta ihracatında kilogram başına uygulanan ve sektörü zorladığı belirtilen 1,5 dolarlık Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kesintisi tamamen sıfırlandı. Bu karar, bir süredir iç piyasada biriken arz fazlası nedeniyle zor günler geçiren ve maliyetlerini karşılamakta güçlük çeken üreticiler için bir can suyu niteliği taşırken, tüketiciler ise "Bu durum marketteki etiket fiyatlarına nasıl yansıyacak?" sorusunun cevabını merakla beklemeye başladı.
Üreticinin aylardır beklediği haber geldi
Yumurta sektörü için kâbusa dönen süreç, bu yılın şubat ayında başlamıştı. Ticaret Bakanlığı, o dönemde artan gıda enflasyonu ve iç piyasadaki fiyatları kontrol altında tutma amacıyla sofralık yumurta ihracatına yönelik bir dizi tedbiri devreye sokmuştu. İlk olarak şubat ayında kilogram başına 50 sent olarak başlatılan DFİF kesintisi, mart ayında alınan bir kararla üç katına çıkarılarak 1,5 dolara yükseltilmişti. Bu uygulama, temel olarak ihracatı daha az kârlı hale getirerek ürünün yurt içinde kalmasını teşvik etmeyi ve böylece iç piyasadaki arzı bollaştırarak fiyatların yükselmesini engellemeyi amaçlıyordu.
Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu karar üreticiler ve ihracatçılar için ciddi bir yük oluşturdu. Kilogram başına 1,5 dolarlık kesinti, özellikle büyük partilerle ihracat yapan firmalar için on binlerce dolarlık ek maliyet anlamına geliyordu. Bu durum, Türk yumurtasının başta Orta Doğu ve komşu ülkeler olmak üzere uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Rakiplerine karşı fiyat tutturamayan Türk ihracatçısı, geleneksel pazarlarını bir bir kaybetmeye başladı. İhracat kapısının fiilen kapanmasıyla birlikte, üreticinin elinde kalan milyonlarca yumurta iç piyasaya yönlendirildi. Bu durum, beklendiği gibi fiyatları düşürmek yerine, arz fazlası nedeniyle üretici fiyatlarının maliyetlerin altına inmesine ve sektörün büyük bir krize sürüklenmesine yol açtı. Kümesteki tavuğun yem maliyetini dahi karşılayamayan pek çok üretici, üretimden çekilme noktasına geldi. Sektör temsilcileri aylardır bu kesintinin kaldırılması için çağrıda bulunuyordu.
Ticaret bakanlığı'ndan 'arz fazlası' açıklaması
Fon kesintisinin kaldırılması kararının ardından gözlerin çevrildiği Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, kararın gerekçesi net bir şekilde ortaya kondu. Bakanlık, temel önceliğinin "vatandaşların gıdaya makul fiyatlarla erişiminin sağlanması, iç piyasada arz-talep dengesinin korunması ve aynı zamanda ihracatçıların dış pazarlardaki rekabetçiliğinin sürdürülmesi" olduğunu belirtti. Yapılan açıklamada, son dönemde iç piyasa koşulları ve üretim dinamiklerinin dikkatle incelendiği ve bu doğrultuda sofralık yumurta ihracatına yönelik uygulamaların güncellendiği vurgulandı.
Açıklamanın kilit noktası ise "arz fazlası ürünlerin dış pazarlara yönlendirilmesinin önem kazanması" ifadesi oldu. Bakanlık, bu ifadeyle aslında iç piyasada üretimin tüketimi aştığını ve bu durumun üretici üzerinde yarattığı baskıyı ortadan kaldırmak için ihracat kanalının yeniden açılması gerektiğini kabul etmiş oldu. Mart ayında ihracatı caydırmak için getirilen yüksek fon kesintisi kararından yaklaşık beş ay sonra, tam tersi bir yönde adım atılması, piyasa koşullarının ne kadar dinamik ve değişken olduğunu da gözler önüne serdi. Bakanlık, bu adımla hem üreticinin elindeki stoku eriterek ekonomik olarak rahatlamasını sağlamayı hem de sektörde üretimin sürdürülebilirliğini güvence altına almayı hedefliyor.
Sofradaki fiyatlar ne olacak?
Üretici ve ihracatçının yüzünü güldüren bu kararın ardından, tüketicilerin aklındaki en büyük soru işareti ise market ve pazar raflarındaki etiketlerin ne olacağı. İhracatın önünün tamamen açılması, kısa vadede iç piyasaya sunulan yumurta miktarında bir azalmaya neden olabilir. Bu durum, arz-talep dengesi gereği perakende fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratma potansiyeli taşıyor. Özellikle gıda enflasyonunun hala yüksek seyrettiği bir dönemde, temel bir besin maddesi olan yumurtada yaşanabilecek olası bir fiyat artışı, dar gelirli ailelerin bütçesini daha da zorlayabilir.
Ancak sektör temsilcileri ve ekonomistler, konuya daha geniş bir perspektiften bakılması gerektiğini savunuyor. Onlara göre, eğer üretici para kazanamaz ve üretimden çekilirse, orta ve uzun vadede yaşanacak asıl arz sıkıntısı, fiyatlarda çok daha büyük ve kalıcı artışlara neden olabilir. Dolayısıyla, ihracat yoluyla üreticinin desteklenmesi ve üretim çarklarının dönmesinin sağlanması, uzun vadede fiyat istikrarı için de bir güvence oluşturuyor. Hükümetin buradaki temel hedefi, üreticiyi batırmayacak ancak tüketiciyi de ezdirmeyecek hassas dengeyi bulmak. Ticaret Bakanlığı'nın "gerekli adımlar atılmıştır, takip ve değerlendirmeler kesintisiz sürecektir" açıklaması da piyasanın yakından izleneceğinin ve spekülatif fiyat hareketlerine izin verilmeyeceğinin bir taahhüdü olarak okunuyor.
İhracat pazarlarında yeniden rekabet şansı
Kararın en somut ve hızlı etkisi, şüphesiz ihracat alanında görülecek. 1,5 dolarlık kesintinin kalkmasıyla birlikte Türk yumurta ihracatçıları, kaybettikleri pazarlara yeniden dönmek için harekete geçti. Özellikle Irak, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri ve bazı Afrika ülkeleri gibi geleneksel pazarlarda, Türk yumurtası yeniden rekabetçi bir fiyata kavuşacak. Bu durum, sadece yumurta sektörüne değil, aynı zamanda ülkenin döviz gelirlerine de olumlu katkı sağlayacak. Sektör, Türkiye'nin tarımsal ihracatında önemli bir kalem olma potansiyelini yeniden yakalama fırsatına sahip olacak.
Bu kararın zamanlaması da oldukça manidar. Küresel ölçekte yaşanan gıda arzı sorunları ve artan lojistik maliyetleri, Türkiye gibi üretim merkezlerinin stratejik önemini artırıyor. Coğrafi konumu ve üretim kapasitesiyle Türkiye, komşu pazarlar için kilit bir tedarikçi rolü üstlenebilir. Fon kesintisinin kaldırılması, bu potansiyelin hayata geçirilmesi yolunda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bakanlığın, Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarla koordinasyon içinde çalışarak süreci yöneteceği belirtilirken, gıda arz güvenliğinin sağlanması ve fiyat istikrarının korunmasının en temel öncelik olmaya devam edeceği vurgulandı.