Sene 1936. İzmir’in efsane isimlerden olan dönemin Belediye Başkanı Behçet Uz öncülüğünde, şimdiki Kültürpark’ın temelleri atılır. Temel amaç, yeni kurulmuş olan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisine katkı sağlamaktır. Halkevi sporcularının müsabakalarına İzmir Futbol Heyeti Fahri Reisi olarak katılan İzmirli gazeteci Suad Yurdkoru, Moskova’da gördüğü Gorki Parkı’ndan çok etkilenmiş ve izlenimlerini de Behçet Uz’a aktarmıştır. 1923 yılında Ulu Önder Mustafa Kemal’in, İzmir’in fuarlar kenti olması yönündeki işaretleri de park fikri ile birleşir. Uzatmayayım, Kültürpark’ın kurulması ile yıllar içerisinde düzenlenen fuarlar neticesinde, gerçekten de ülke ekonomisine olumlu girdiler sağlanır. Kültürpark sadece dış ticaretimizin gelişimine katkı koymaz! Kültür ve sanatta da icracı olur. Halkın nefes alacağı moral deposu olur. Film seti olur. Spor alanları içerir. Kültürpark dünya yaşamına alıştıkça, eğlence ve cazibe merkezi haline gelir. İzmir ve İzmirli Kültürpark’a alışmış, Kültürpark’da İzmir ile bütünleşmiştir artık…
Sene 1939. Uzun yıllar Türk futboluna hizmet eden Alsancak Stadı inşa edilir. Nice efsanelere vitrin olur. Hatta 1959 yılında başlayan Milli Lig’in ilk maçı burada oynanır, ilk golü burada ağlarla buluşur.
Sene 1971. Akdeniz Olimpiyat Oyunları için Halkapınar mevkiindeki Atatürk Stadı açılır. Bu dev yapı 2005 yılındaki Üniversite Olimpiyatlarına kadar yüzlerce maça da ev sahipliği yapar. Seyirci rekorunun kırıldığı, unutulmaz Göztepe-Karşıyaka maçı akıllardan çıkmaz. 2005 yılında Üniversite Olimpiyatları için biraz makyajlanır ve güncellenir.
Sene 2016. Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı açılır. Atatürk stadının izlem zevkinin yok olmuşluğu ile eskiliği ve Alsancak Stadının yıkılmasıyla statsız kalan İzmir’e can suyu verir İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesinin güç birliği…
Sene 2018. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu kez Tire’ye el verir. Tire Stadı uluslararası standartlarda şehre kazandırılır.
Tabii, küçük ve orta ölçekli onlarca spor alanı da yıllar içerisinde yerel yönetimler ve merkezi hükümetler tarafından projelendirilir ve İzmir’imize, İzmirliye hizmet verebilmesi için uygulanır.
Kültürpark hadisesine geri dönelim. Son günlerde İzmir’in gözbebeği sayılan yer ile ilgili sürekli haberler ve farklı kullanım önerileri hepimizi meşgul ediyor. Aslında İzmir’in önceki Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde başlamıştı tartışmalar. Kültürpark için hazırlanan proje, kimileri tarafından çok beğenilmiş, kimileri tarafından da yerden yere vurulmuştu. Ayrıca kısa zaman öncesine kadar İzfaş binasının bir üniversitenin rektörlük binasına dönüştürülmek istenmesi dillerden düşmezken, şimdilerde de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin bu bölgeye taşınması konuşuluyor. Her zaman olduğu gibi onaylayan var! Karşı çıkan var!
Yazımı Kültürpark ile başlatıp, Türk sporuna katkı koymuş ve koyacak yerler ile devam ettirdim. Hayır! Kültürpark alanına stat yapalım demeyeceğim! Ama en azından bir kısmını sporpark olarak düzenleyebiliriz. Mevcut Celal Atik salonunu yıkıp daha büyük ve daha kompleks bir salona kavuşabiliriz. Sporcu sağlık merkezi, fitnes, aerobik, ağırlık salonları… Tenis kortlarının sayılarını artırabiliriz. Hemen her branştan sporcunun ya da spor yapmak isteyen İzmirlinin zamanını en mükemmel şekilde geçirebileceği… Daha da ileri gideyim; sporcu kamp merkezi içeren… Dağcılık, bisiklet, atıcılık, minder sporları gibi çalışma alanı bulamayanlara ev sahipliği yapacak… Havuzları da unutmayalım! Bir spor adamı olan Suad Yurdkoru’nun dönemin İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz’a önerisinden bugünlere… Ne dersiniz?
Dipnot; “Adem odur ki koymalı her yerde bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.” Hz. Mevlana