Türkiye ekonomisinin nabzını tutan en önemli göstergelerden biri olan üretici fiyatları, Ekim ayında da yükselişini sürdürdü. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), 2025 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %27,00 artış kaydetti. Bu oran, imalat sanayinden madenciliğe kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren üreticilerin, üretim süreçlerinde karşılaştıkları maliyet baskısının ne denli güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Aylık bazda %1,63'lük daha ılımlı bir artış gözlemlenirken, on iki aylık ortalamalara göre artış oranı %25,49 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, ekonomideki fiyatlama davranışlarının ve enflasyon beklentilerinin önümüzdeki dönemde de gündemin üst sıralarında yer alacağını gösteriyor.
Sektörlerin karnesi: Su temininde rekor artış, enerjide sürpriz düşüş
Ekim ayı verileri, sanayinin dört ana sektöründe oldukça farklılaşan bir tablo ortaya koydu. Yıllık bazda en sert artış, %56,26'lık oranla su temini sektöründe yaşandı. Bu rekor seviyedeki artış, suyun bir üretim girdisi olarak maliyetlerdeki etkisini ve altyapı maliyetlerindeki yükselişi gözler önüne serdi. Madencilik ve taş ocakçılığı sektörü %31,79'luk artışla ikinci sırada yer alırken, ekonominin bel kemiği olan imalat sanayindeki yıllık artış %26,91 olarak ölçüldü. Yıllık bazda en düşük artış ise %24,31 ile elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında görüldü. Aylık değişimler incelendiğinde ise daha ilginç bir tablo ortaya çıktı. Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında aylık %1,16'lık bir düşüş yaşanması, enerji maliyetlerinde kısa süreli bir gevşemeye işaret ederken, madencilikteki %3,25'lik aylık artış, bu sektördeki maliyet baskısının devam ettiğini teyit etti.
Tüketim malları maliyetleri cepleri yakıyor
Üretici fiyatlarındaki artışın tüketiciye yansımasını en net gösteren kalemler olan ana sanayi grupları, maliyet artışlarının hane halkı bütçesini doğrudan etkileyeceğini ortaya koyuyor. Yıllık bazda en yüksek artışlar, %33,91 ile dayanıksız tüketim mallarında (gıda, temizlik ürünleri vb.) ve %33,07 ile dayanıklı tüketim mallarında (beyaz eşya, mobilya vb.) gerçekleşti. Bu durum, temel ihtiyaç maddelerinden uzun ömürlü ev eşyalarına kadar geniş bir ürün grubunda üretici maliyetlerinin ciddi oranda arttığını gösteriyor. Aylık olarak bakıldığında ise dayanıklı tüketim mallarındaki %3,95'lik keskin artış, bu alandaki fiyat etiketlerinin yakın zamanda değişebileceğine dair güçlü bir sinyal verdi. Enerji grubunda aylık %0,65'lik bir düşüş yaşanması olumlu bir gelişme olsa da, ara mallarında %22,33 ve sermaye mallarında %27,27'lik yıllık artışlar, üretimin genel girdi maliyetlerindeki baskının sürdüğünü kanıtlar nitelikte.
Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makas ne anlatıyor?
Ekim ayına ilişkin dikkat çekici bir diğer veri ise üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki ilişki oldu. Yıllık Yİ-ÜFE %27,00 olarak açıklanırken, aynı dönemde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık artışı %32,87 seviyesindeydi. Tüketici enflasyonunun üretici enflasyonundan daha yüksek olması, piyasada birkaç önemli dinamiğe işaret ediyor. Bu durum, şirketlerin geçmiş dönemlerden biriken maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmaya devam ettiğini veya hizmet sektöründeki (Yİ-ÜFE'de tam olarak kapsanmayan) fiyat artışlarının manşet enflasyonu yukarı çektiğini düşündürüyor. Üretici maliyetlerindeki artışın henüz tam olarak tüketici fiyatlarına yansımadığı ve önümüzdeki aylarda bu geçişkenliğin devam edebileceği beklentisi, enflasyon ile mücadelenin karmaşıklığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Geçmişten bugüne üretici enflasyonunun seyri
Mevcut yüksek oranlara rağmen, geçmiş verilerle yapılan bir karşılaştırma, üretici enflasyonunun hızında bir yavaşlama eğilimi olduğunu gösteriyor. Ekim 2025'te kaydedilen %27,00'lik yıllık artış, Ekim 2024'teki %32,24'lük ve Ekim 2023'teki %39,39'luk oranların altında kalarak, fiyat artış hızında bir ivme kaybı yaşandığını ortaya koyuyor. Benzer şekilde, on iki aylık ortalamalara göre hesaplanan %25,49'luk artış da, önceki yıllardaki %43,93 ve %58,46 gibi çok daha yüksek seviyelerden gerilediğini teyit ediyor. Bu yavaşlama, ekonomi politikalarının ve küresel konjonktürün maliyetler üzerindeki etkisinin bir sonucu olarak yorumlanabilir, ancak üretici üzerindeki maliyet baskısının tamamen ortadan kalktığını söylemek için henüz erken. Piyasalar, bir sonraki veri olan 03 Aralık 2025 tarihini yakından takip edecek.




