Yeni bir yıla daha girdik..
Her ne kadar; süslenmiş ağaçlara yalın kılıç saldıran cengaverler olsa da, eline odunu alıp dama çıkan ve bacanın kenarını siper alıp olası Noel Baba figürü gelirse diye nöbete geçip geldiğinde “ver Allahım ver” diyerek elindeki odunla girişmeye hazırlanan kahraman magandalarımız olsa da sağ salim yeni bir yıla girmeyi başardık..
Henüz çok taze olan yeni bir yıla girerken ilk haber pek iç açıcı gelmedi..
İğneden ipliğe zam geldi..
Ben de ferah düşündüm ve “eğer iğneden ipliği zam geldiys bana ne; terziler
düşünsün” diyerek kendimi avutma yolunu seçtim.
Ben emekliyim..
Elime bir pankart alıp sokağa çıkıp kafamın gözümün yarılması riskini göze alamayacağım için evimde ekran karşısında söylenenler ve hayıflananlar kervanına katıldım..
Suriyeymiş, göçmenlermiş, Emevi camisiymiş, kapıda karşılama ve el sıkma ritüelleriymiş, hiç biri derdim değilmiş gibi davranmayı seçtim.
En azından yeni bir yılın ilk birkaç gününde..
Sonra biliyorum ki; acı gerçek nasıl olsa yüzüme çarpacak.
Derdimi ertelemenin başarısı peşinde değilim ve hayal kurmayı tercih edenlenlerdenim..
Çünkü biliyorum ki;
“Başarıncaya kadar her başarı hayaldir..”