Çocukluğumuzda Noel Baba'nın bize hediye getireceğini inanırdık. Hep sokakta gördüğümüz kırmızı kıyafetli, beyaz sakallı amcalar hiç gelmediler. Ya bizim bacada arıza vardı, ya da istemesini bilemedik....
Şimdi bu yaşta yemezler... Ama yine de aklımdan geçirip şöyle Türk futbolu için bir hayal ettim. Etmez olaydım... Neresinden tutsam elimden kaldı.
Eyyy Noel Baba... Önce bizim liglerden başla... Ne kadar işe yaramaz, medyatik, atarlı, vukuatlı futbolcu varsa al çuvalına götür.
Bak bir şey getir demedik. Al götür yeter...
Başka ülkelerin futboluna bizden hediye olsun. Çin'de, Uzakdoğu'da seviyorlar öylelerini...
Sana vereceğimiz bir de VAR sistemi var. Tek kişi baktı, üç kişi baktı bir şey anlayamadı.
At bunu da çuvala... Evde televizyon yoksa kullanırsın. Olmadı fakir fukaraya ver getsin. Biz ne golü verebildik, ne de penaltıyı...
Bir de A Milli Takım'ın hocası var. Geçmişin futbol dehası. Fakat artık yaşı geçti. Bir zahmet onu da yanına alıver. Takımı gençleştireceğim derken matematik hesaplarını alt-üst etti.
Belki mesleği bırakırsan ona devredersin. Bu saatten sonra ondan ancak Noel Baba olur.
Dur gitme daha bitmedi...
Büyük diye geçinen Bizans takımlarını unutma... Kendiliğinden Avrupa'ya gidemezler bu sene... İki hediye indir aşağıya onları da al arkaya. Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi dağıta dağıta devam et. Yoksa Edirne'den çıkamazlar şu gidişatla...
Bu kadar istek yeterli bize Noel Baba Sultan anlaştık sanırım.
Nee gelemiyor musun? Ne demek gelemiyorum?
Kapat kapat...
Hediye istemedik, hediye verdik hayalimizin bu şekli de tutmadı. Yerim böyle Noel Baba'yı... Yaşasın Müslüm Baba!