Atatürk’e olan sevgimiz tartışılamaz ancak zaman zaman kendini bilmezler ortaya çıkıyor. Son olay Tuzla Piyade Okulu'nda. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu yakasına Atatürk fotoğrafı takmama olayında disipline sevk edilen teğmenlerin yedisi de ihraç edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Milli Savunma Bakanlığı'ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, bu konuda açıklama yaptı: “MSB İdari Tahkikatı devam ederken, FETÖ dönemini hatırlatacak şekilde çok detaylı bilgiler içeren yönlendirici, yanıltıcı ve tahrik edici haberler yapan bir gazetenin bu bilgileri nasıl elde edildiğinin Atatürk’e saygısızlık yapma cesaretini bulan subayların TSK’na girişi sırasında Mülakat ve güvenlik soruşturmaları sürecinde görev alanların, 5 yıllık Harp Okulu Eğitimlerinde sıralı amirleri tarafından haklarında yapılan değerlendirmelerin, Tuzla Piyade Okulu'ndaki Atatürk’e saygısızlık eylemine zamanında müdahale etmeyerek bu seviyeye gelmesine neden olan sıralı amirlerin, Atatürk’e saygısızlık yapan subayların herhangi bir tarikat veya cemaat bağlantısının olup olmadığının incelenmesi TSK’nın itibar ve güvenilirliğinin korunması açısından zorunludur.”

***

Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk'ün ölüm yıldönümü 10 Kasım'da yayımladığı "Cuma Hutbesi"nde de her zaman olduğu gibi Atatürk'e yer vermeyerek Atatürk'e düşmanlığını sürdürdü.

CHP Spor Kurulu Başkanı Kenan Nuhut, Elazığ Atatürk Stadı'nın adının ‘Elazığ Stadı’ olarak değiştirilmesine tepki gösterdi. Şimdi neden bu köşemde Atatürk dedim, anlatayım:

Elimden düşürmediğim sizlerin de umarım elinizden düşürmeyeceğiniz Hasan İzzettin Dinamo’nun 8 ciltlik 'Kutsal İsyan' yapıtı beni duygulandırdı. Hasan İzzettin Dinamo'nun bu eserini yeniden okumak gerekir, hele Kurtuluş Savaşı’nı öğrenmek istiyorsanız. Hasan İzzettin Dinamo, Kutsal İsyan'da Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı bir sanatçı hassasiyetiyle tarihî roman formunda kaleme almış. Eser aynı zamanda Türk Kurtuluş Savaşı için yazılmış ilk belgesel roman niteliğinde. Yazar toplumcu gerçekçi bir anlayışla Kurtuluş Savaşı'nı bir 'isyan' hareketi olarak ele almış romanında.

Bu kitap özetle hayatı ve özgürlüğü için ölümü göze alan bir milletin asla yenilmeyeceğini anlatıyor.

****

Yazımı Atatürk’ün sözleri ile bitiriyorum: “Benim ölümlü vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. Türk olmanızla gurur duyunuz. Çalışınız öğününüz ve geleceğe güveniniz. Beni unutmayın.”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.