Yüzyıllık Yalnızlık-Netflix-1. Sezon- 8 Bölüm
Yüzyıllık Yalnızlık tüm zamanların en çok okunan romanlarından olup beyazperde uyarlaması yapılmayan bir eserdi. Daha doğrusu yapılamayan demek lazım. Sonunda Netflix projesi olarak karşımıza geldi. İyi ki de geldi. İlk sezonu hayranlıkla izledim ve tek kelimeyle olağanüstü bir uyarlama olmuş. Dizi toplamada 16 bölüm ve iki sezona yayılmış.
Dizi eserin ruhuna sadık bir şekilde uyarlanmış. Açılış sekansı bile romanla bire bir: “Albay Aureliano Buendia yıllar sonra idam mangasının karşısına dikildiğinde babasının onu buzu keşfetmeye götürdüğü o çok uzaklarda kalmış ikindi vaktini anımsayacaktı.”
Kitabın neyi anlattığı düşünülürse dizi uyarlamasının da, bu ruhu nasıl yansıttığı daha iyi anlaşılır. Marquez romanında Latin Amerika kıtasının ikinci kez keşfini daktilosu başında yazmıştı. Kafasında yarattığı Macando adlı hayali köy ve Buendia ailesi Latin Amerika’yı temsil ediyordu. Çoğu şeyin adının olmadığı parmakla işaret edilip gösterildiği bir zaman dilimiyle başlar. Bunu yaratırken tabi ki 60’lı yıllara kadar (roman 1967’de yayınlandı ve 1982’de Nobel Ödülü kazandı) kıtanın geçirdiği sosyal ve politik olaylardan etkilendi. Çocukluğundan başlayarak etkilendiği her şeyi yazar. Kasvetli kocaman büyüdüğü ev, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyük anne, adları birbirine benzeyen bir yığın akraba. Her şey yaşanmış.
Romanı yazdığı yıllarda Meksika’da yaşayan bir Kolombiyalı gazeteciydi. Ülkesindeki sağcı partinin baskılarından kaçıp Caracas, Paris, Barcelona’dan sonra Mexico City’e sığınmıştı. Kafasında yıllar boyu tasarladığı öyküyü kulağına fısıldanmış yerel hikayelerle zenginleştirerek 8 ay boyunca daktilosunun başından kalkmaz.
Buendia ailesinin liderleri José Arcadia ve Ursula’nın bağımsızlık sonrası Latin Amerika tarihinden esinlenen kurgusal Macondo’yu kurmaları tüm eserin omurgası. Buranın ilkel köyden kasabaya dönüşmesi, politikanın girmesiyle başlayan muhafazakar, liberal savaşları, sihirli anların gerçekle buluşması, aile içi ensest, Ursula’nın gittikçe büyüyen liderliği hepsi mükemmel bir akıcılıkla birleşiyor. Romanda konuşma çok azdır, Marquez üstten bir sesin her şeyi bilir bir tonda olayları betimlemesi şeklinde yazmıştır. Bu üslup büyük ölçüde dizi de korunmuş. Esasında bu anlatım romanı okurken olayların içine girmekte zorlayıcı bir faktördü.
Dizi için her türlü maddi destek Netflix tarafından sağlanmış. Projenin başında platformun Latin Amerika sorumlusu Francisco Ramos yer almış. Platform İngiliz The Crown, Güney Koreli Squid Game, İspanyol La Casa De Papel sonrası Latin Amerika ile özdeşleşen bir dizi yaratma projesi olarak görüyor. Önce yazarın hayattaki eşi Mercedes ve oğulları razı ediliyor. Hatta projeye dahil ediliyorlar. Hayali kasaba Macando, And Dağları eteklerinde bire bir inşa ediliyor. Kostümler olağan üstü özenli hazırlanmış. Yönetmenlikte ise iki Latin Amerikalı var: Arjantinli Garcia Lopez, Kolombiyalı Laura Mora. Lopez ne kadar Marvel’vari (ki Marvel filmlerinde çalışmışlığı var) hızdaysa, Mora’da sanat filmleri ritminde.
Marquez ailesi film haklarını satarken ilk maddede dizinin Kolombiya’da çekilmesini ve sadece Kolombiyalı, oyuncuların/zanaatkarların çalışmasını şart koşmuşlar. Tüm oyuncular uluslararası tanınmamış yerel oyuncular. İspanyolca çekilen dizinin hayata geçirilmesi 6 yıl sürmüş.
Kurgusal Macando kasabasının zaman içinde büyümesini Alvarado’ya dönüşmesini üç farklı mekan kurulmasıyla gerçekleşmiş. Kanalizasyondan, elektrik sistemlerine kadar her şeyin inşası için 200’den dazla işçi gece gündüz demeden çalışmışlar. Marquez’in tarif ettiği kokuları yakalayabilmek için 16 bin Karayip bitkisi getirilmiş. Bu mekanların Game of Thrones veya Lord of the Rings çekim alanları gibi turistik ziyarete açılmaları an meselesi. Dizide kullanılan kostüm sayısı baş döndürücü: 34 bin parça.
Tüm zamanların en çok okunan romanlarından birisini hayata geçirmek için her türlü detay ince elenmiş sık dokunmuş. İkinci sezonu şimdiden gözümde canlandırmaya çalışıyorum.