Devlet protokolü, kanunun kendilerine verdiği yetki ile kırmızı zemin üzerine beyaz harflerle yazılmış plakalar kullanırlar.
Yakın zamana kadar devlet protokolüne ait bu plakalara TBMM'de eklenmiştir.
Türkiye'nin bu anlamda en yüksek protokol plakasına Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı sahiptir.
Ondan sonra Başbakan, ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Genelkurmay Başkanı'nın ve bakanların plakaları sıralanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın kullandığı plaka 0001'dir.
Tek istisna Cumhurbaşkanı'na verilmiştir.
Cumhurbaşkanı, devletin ve ülkenin geçmişiyle birlikte tümünü temsil ettiği için onun aracında sadece Cumhurbaşkanı forsu bulunur.
Gerçi bir zamanlar dönemin başbakanı Tansu Çiller de aracına Türkiye haritasını koymuştu ama ondan sonra uygulama devam etmedi...
***
Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu resmi anlamda düzenleyen ilk belge 22 Ekim 1925’te çıkarılan Sancak Talimatnamesi’dir.
Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarihteki 16 büyük Türk imparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti'ni simgeler.
Cumhuriyetin tümünü...
Türkiye Cumhuriyeti'nin ayrımsız bütün vatandaşları için Cumhurbaşkanlığı forsu çok önemlidir. O bizim bütünlüğümüzü, egemenliğimizi temsil eder.
Hiç kimsenin saygısızlık yapması düşünülemez bile...
***
Son halk oylamasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı, ülkenin tamamını kucaklayan, her vatandaşa eşit ve kucaklayıcı olan özelliğini yitirmiştir.
Artık, seçildiği siyasi parti ile organik bağı süren, hatta o siyasi partinin en yetkili kişisi olmayı devam ettiren bir makam oluşmuştur.
İktidar partisinin son MYK toplantısı ile, ardından yaptıkları TBMM grup toplantısında, Cumhurbaşkanlığı forsunun bulunduğu bayrağımız da salonda yerini aldı.
İçim burkuldu...
***
Devletleri devlet yapan, geçmişleriyle birlikte oluşturdukları ortak kültürde barış ve huzur içinde yaşamalarıdır.
Halk, kendisine eşit ve adil davranan devlet adamları ister.
O yüzdendir ki, pek çok siyasi, çeşitli makamlara seçildikten sonra, “parti rozetimi çıkarıyorum” diye açıklama yapar.
Bu sadece geleneksel bir tavırdır. Yoksa siyasi bağı sürmektedir elbette...
***
Birkaç gündür yaşadığımız tabloda ortaya çıkan görüntüler eminim ki benim kadar pek çok vatandaşı da üzmüş, en azından düşünceye sevk etmiştir.
“Bunu da gördük” diyenler arasında mıyım?
Evet, o düşüncedeyim...
Görünen odur ki artık karşımızda “parti devleti” vardır...
***
Bunun sakıncalarını yaşayıp göreceğiz diyeceğim ama, göreceklerimizden çok da umutlu değilim. Ortak değerlerimizin bu kadar örselenmesinden rahatsızım.
“Rahatsız olmalısın” diyenler elbette olacaktır.
Hatta içinden “oh olsun” diyenler de çıkacaktır.
Ama unutulmaması gereken bir gerçek var.
Türkiye Cumhuriyeti; farklı din, etnik köken, cinsiyet ve ırklardan oluşmuştur.
Binlerce yıllık geçmişiyle.
Çatmaya başlarsa, “oh olsun” diyenleri de batırır...