Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.
Özdemir Asaf
Bütün değer yargılarımız hızla çürüyordu, ve birincilik için birbirleriyle yarışıyorlardı.
Önlüklerimiz siyahtı, sınıflarımızda kömür sobaları yanardı, beslenme saatinde karnımızı doyurmak için evden getirdiğimiz yumurtanın kokusu tüm okulu sarardı. Renkli kalemlerimiz, çizgi filmlerden fırlamış defterlerimiz yoktu. Kitaplarımızın köşeleri hep içe katlanırdı, dirseklerimizle bastırmaktan.
Ama elmalarımız vardı, kırmızı kırmızı. Öğretmenlerimiz hazırlardı, yeni bilgiler öğrendikçe, başarılı oldukça elmamız kızarırdı. Elmamız kızardıkça zihnimiz aydınlanırdı, gururlanırdık. Göğsümüzde, tam kalbimizin üstünde taşırdık elmamızı. Çünkü bilirdik elmamız ne kadar kızarırsa o kadar başarılı, parmakla gösterilen örnek bir öğrenci olduğumuzu.
Sonra ne mi oldu? Yıllar geçti, iktidarlar değişti, iktidarlardan daha hızlı bir şekilde Milli Eğitim bakanları değişti, sistem üstüne sistem değişti. Değer yargıları değişti. Artık elmalarımız değil yüzümü kızarıyor. Cumhuriyet'in ne zaman ilan edildiğini, TBMM'nin ne zaman kurulduğunu, Atatürk'ün öldüğünde kaç yaşında olduğunu bilmiyoruz. Bütün tarihler birbirine karışıyor.
Ama olsun biz artık fenomeniz!
Hatırlarsınız; akıllı telefonların ve sosyal medyanın hayatımızda pek de yer almadığı 2000’li yılların başında Ülker Kekstra ürünü için bir reklam kampanyası başlatmıştı. Sınıfının en başarılısı hatta okul birincisi Nazlı'nın kekstra tutkunuydu. Tam bir canavar olan Gürbüz'den kekstrasını koruyordu. (Meraklısı Youtube'dan reklamı izleyebilir.) Aradan yirmi yıl geçti. Yukarıda bahsettiğim gibi birçok şey hızla değişti. Ülker de 20 yıl sonra bu reklamın yeni versiyonunu yayınladı. Nazlı hala kekstra tutkunu ama artık okul birincisi değil. Aradan geçen yirmi yılda, değişen değer yargıları, başarı kriterleri bu 33 saniyelik reklamda çok güzel özetlenmiş.
Nazlı artık bir instagram fenomeni. İlgi odağı olmasının sebebi de bu. Nazlı'nın artık eskiden olduğu gibi okul birincisi olmasına gerek yok. Instagram'da aldığı like'lar onun başarısının tek kriteri. Bu eğlenceli reklamı izleyen milyonlarca çocuğa verilen mesaj şu; okul birincisi olmak hiçbir şeydir, fenomen olmak her şey.
***
Peki bu noktaya nasıl geldik? Mehmet Ali Erbil'in bir dönem yaptığı 'değiştir' yarışmasındaki gibi eğitim sistemini değiştirirseniz, çocukları camilerde, konteynırlarda, cemaat evlerinde eğitim almaktan kurtarmak için okullar yapmak yerine yazlık, kışlık, baharlık saraylar yaparsanız, eğitime ayıracağınız bütçeyi odacınıza makam aracı tahsis etmek için kullanırsanız, binlerce öğretmenin atamasını yapmayarak onları polis, tezgahtar, pazarcı olmaya zorlarsanız, iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan 'fenomen'leri yüceltirseniz bu sonuç kaçınılmazdır.
Nazlı'ya bir like da benden o zaman.